Uzayda yaşamın izlerini Kacar’ın ekibi sürecek

NASA Astrobiyoloji Enstitüsü’nün önde gelen isimlerinden olan ve 2019 yılında NASA Genç Araştırmacısı ödülünü alan Türk bilim insanı Betül Kacar, yeni bir başarıya daha imza attı. Prof. Kacar’ın yönettiği proje, NASA’nın yeni oluşturduğu astrobiyoloji merkezlerinden biri olarak seçildi.

NASA’nın evrendeki yaşam izlerini araştırmak için bu yılın başında 30 kişilik ekibe seçilen Türk bilim insanı astrobiyoloji profesörü Betül Kacar, sosyal medyadan yeni bir başarısını daha duyurdu. Prof. Kacar, “Projemiz NASA’nın yeni oluşturduğu astrobiyoloji merkezlerinden biri olarak seçildi. Önümüzdeki beş sene boyunca evrendeki yaşam arama çalışmalarına yön verecek 12 araştırma grubundan oluşan bir ekibi yöneteceğim. İlk 2 milyar yılın biyolojisini araştıracak, yaşamın neden nitrojen kullandığını soracak, cevapları hem laboratuvarda, hem arazide, yapay hem deneysel sistemlerle araştıracağız. Bu konuma seçilen en genç insan olmanın mutluluğunu (ve bunu biliyor olmanın naçizane stresini) yaşıyorum. Daha da güzel haberlerde görüşmek üzere!” dedi.

‘Evrende yaşam arayışı’

NASA da yaptığı açıklamada projenin amacını “evrende yaşam arayışı” olarak tanımlarken, oluşturulan ekiplerin araştırmalarının kozmik kökenlerden gezegensel sistem oluşumuna, yaşamın kökenlerine, evrime ve dünyanın ötesinde yaşam arayışına kadar olan astrobiyoloji araştırmalarını kapsadığı bilgisi verildi. NASA, güneş sisteminin dışındaki gezegenlerin yaşama elverişli olup olmadığının araştırılması için iki büyük yeni araştırma ekibi kurmak için Arizona astrobiyoloji araştırmacılarına yaklaşık 12 milyon dolar fon sağladı.

‘Neyi aradığımızı bilmeye çalışıyoruz’

Hem astronomi hem de biyoloji alanında aynı anda çalışan ABD’de ilk ve tek bilim insanı olan Prof. Kacar, daha önce Milliyet’e verdiği röportajda çalışmalarını şöyle anlatmıştı:

“Neyi görmeye çalışıyoruz, neyi gördüğümüz zaman burada yaşam varmış diyeceğiz ya da neyi gördüğümüz zaman burada kesinlikle yaşam yoktur diyeceğiz. Bu soruları kovalıyoruz. Aslında astronomlar için uzun zamandır çalışılan önemli bir konu fakat şu anda biz moleküler biyoloji, evrimsel biyoloji ve yapay biyoloji konularını harmanlayarak uygulamalarını NASA’ya getirdik. Bu NASA için de bir ilk oldu. İlerideki 10-20 yılı tanımlamaya, neye bakmamız gerektiğini anlamaya çalışacağız. Şu anda en büyük problem yaşamı nicel olarak tanımlamak ve tam olarak neyi aradığımızı bilmemek. Bizim gibi gelişmiş bir uygarlık aramıyoruz. Gelişmemiş, ilkel organizmalar, bakteriler ve onların bırakacağı biyolojik izleri, atmosferdeki yaşamsal kimyasalları arıyoruz.”