Gündem Yapay zekâ insanlığı nasıl etkileyecek?

Yapay zekâ insanlığı nasıl etkileyecek?

30.05.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Barbican Center’da 16 Mayıs’ta açılan ve yaz boyu devam edecek “AI: More Than Human/Yapay Zekâ: İnsandan fazlası” başlıklı sergi çağımızın popüler sorularından birine yanıt arıyor...

Yapay zekâ insanlığı nasıl etkileyecek

Yapay zekâ çağımızın popüler konusu. Her gün bir yenisi sosyal medyada önümüze düşen insan benzeri akıllı robotlardan, sürücüsüz arabaya, pazarlamadan güvenliğe bugünlerde hangi taşı kaldırsanız altından yapay zekâ çıkıyor. Hollywood yapımlarından, romanlara insanı meraklandırmak ve tedirgin etmek için adeta mükemmel bir araç olarak da kullanılıyor yapay zekâ.

Haberin Devamı

Serginin ilk günü BBC 3 tarafından sunulan ve yayınlanan “AI: What Makes Us Human? / Yapay Zeka: Bizi insan yapan ne?” başlıklı panele katıldım. Frobisher Auditorium’u olduran yaklaşık 250 kişiyle BBC sunucusu, yazar ve eleştirmen Matthew Sweet şu anketi yaptı: “Yapay zekânın geleceğine dair olumlu mu yoksa olumsuz mu düşünüyorsunuz?”. Salonun yarısı olumsuz, yarısı olumlu düşünüyor. Olumsuzların oranını hayli yüksek bulduğumu söylersem sanırım hak verirsiniz.

Kafalar karışık

“Nedir” diye sorduğunuzda net yanıt alınamayan bir konu yapay zekâ. Ama herkesin bir fikri var. Sergide birlikte girişi beklediğimiz grupla biraz muhabbet ettim. Kimi robotlar diyor, kimi insanlığın geleceği diyor, kimi yazılım diyor, kimi kod diyor. Bu düzeyli öğrenci ve bilimsever topluluğu dahi bölündüyse vay bizim halimize. Bence yapay zekâ insanın kendine yakışanı giymesidir seviyesine gelmeden sözlüğe baktım. Basit tanıma göre yapay zekâ, “insan zekâsı gerektiren işleri yapmak üzere geliştirilen bilgisayar sistemleri” olarak tarif ediliyor (Oxford sözlüğü).

Haberin Devamı

İki salona yayılan ve “yaratıcılık ve yapay zekâ” ilişkisi üzerinde odaklanan serginin ilk salonunda hemen girişte popüler yapay zekâ tezahürlerinden girmişler konuya. İnsan görünümlü yarı makine sayborgların yer aldığı “Bladerunner” filminden bir bölüm oynarken bir yanda da Yahudi folklorundan Golem tanıtılıyor.

Benzeri robot, insan benzeri makineler ve kendi kendine hareket eden automatonların anlatıldığı ve bazı örneklerle sergilendiği bölümü geçince sağınızda bir şeylerin hareket ettiğini görüyorsunuz. Bu bir robot köpek. Özellikle gıdısından sevilince pek bir keyifleniyor. Gözlerini kısıp iyice sokuluyor yanınıza.

Japon kültüründe yaşamın cansız nesnelere nüfuz edebilmesinden söz edilen bölüm yapay zekâ mitolojisi açısından önemli olmalı. Benim aklıma arabasıyla duygusal ilişki yaşayan Türk insanı geldi. Bir çift mavi gözü kamyonlarının arkasına yapıştıran, karada ya da denizde “ekmek teknesi”yle duygusal bir bağ kuran, onunla konuşan muhabbet eden emekçiler de belki İstanbul’da açılacak bir yapay zekâ sergisinde “yaşayan nesneler” edebiyatının konuları arasına girer.

Haberin Devamı

Az ötede sizi tarayan bir göz görüntünüzden hal ve tavrınızdan sizin insan olup olamayacağınızı anlamaya çalışıyor. Yüzde 83 insan çıktım. Yüzde 17 neyim bilmiyorum. Günümüzde gene de iyi bir skor sayılır.

Yaratıcılığı etkiler mi?

Sergi dikkati çeken, merak uyandıran pek çok unsuru bir araya getirmesinin yanında mesaj ve vurgu olarak biraz dağınık. Yaratıcılık, insanın geleceği gibi konularda yapay zekâ tam olarak nerede, ne için nasıl kullanılabilir? Muhtelif sanatçıların eserlerinin de bulunduğu sergide bu sorunun yanıtını bulmak zor. Yapay zekâ neden sanat yapmak durumunda, dünyanın buna ihtiyacı var mı? Ya da yapay zekânın varlığı insan yaratıcılığı için bir kriz midir? Bunlar da benim yanıtını bulamadığım konular.

Yine de insan günlük yaşamın biraz olsun dışına çıkıp kendine ve çevresine farklı bir perspektiften bakabiliyor, yanıtını tam veremese de en azından zihin açıcı sorular sorabiliyor.

Haberin Devamı

Yapay zekâ insanlığı nasıl etkileyecek

Operayı yönetiyor

Basın açılışında konuklara kokteyl yapan robotları saymazsak serginin en robotlu (!) ve en ilginç (bence en ürkütücü) yeri Alter 3 adlı androidin bulunduğu alan. Geçen mart ayında Tokyo’da “Scary Beauty” adlı operayı yönetmiş. Benim gördüğüm bayağı tüyler ürpertici hareketler yapan tüyler ürpertici bir makineydi.

İkinci salon kendinizi içinde gezinirken bulduğunuz interaktif bir Çin manzara resmi olarak tasarlanmış. Gerçekten çok güzel ama yapay zekâyla ne ilgisi olduğunu anlayamadım. Guardian’dan eleştirmen Jonathan Jones yazılımı geliştiren teamLab ekibine yapay zekâyı bu eserin içinde nasıl kullandıklarnı sormuş. Kullanmadık yanıtını almış.