Gündem ‘Yüzer fabrika’ kapatılsın!

‘Yüzer fabrika’ kapatılsın!

24.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Çevreciler, İstanbul Boğazı’nın balıkçılığa kapatılmasını istiyor. Deniz biyoloğu Mert Gökalp, her biri “yüzer fabrika” niteliğinde olan teknelerin açık denizlere yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. WWF Türkiye’den Nergis Yazgan ise, “Kontrolsüz artan av kapasitesi ve aşırı avcılık dünyanın en dar ve doğal su yolunda yüksek av kapasiteli teknelerin avcılığı kabul edilemez” dedi.

‘Yüzer fabrika’  kapatılsın

Gökhan Karakaş - İstanbul / Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran İstanbul Boğazı, aynı zamanda pek çok balığında geçiş koridoru. Çevreciler, Karadeniz’in az tuzlu sularından Marmara Denizi’nin az tuzlu sularına tek bağlantı yolu İstanbul Boğazı’nın balıkçılığa kapatılmasını istiyor. İstanbul Boğazı, tuzluluk ve sıcaklık gibi farklı özellikleri bulunan Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki tek bağlantı olduğu için pek çok canlı türünün göç yolunda bulunuyor. Tuzluluk oranı binde 17 olan Karadeniz ile binde 35 tuzluluk oranı olan Marmara Denizi’ni yüzey ve dip akıntılarıyla birbirine bağlayan boğazda deniz sıcaklığı ile hava sıcaklığı aynı seviyelerde seyrediyor. Tuna, Dinyeper, Don başta olmak üzere pek çok nehir ile beslenen Karadeniz’den Marmara Denizi’ne, yılda 660 milyar metreküp su hızı saatte 7 knot’a (13 km) ulaşan akıntıyla İstanbul Boğazı aracılığıyla dökülüyor. Marmara Denizi’ne göre 40 santim daha yüksekte olduğu yıl boyu eksilmeyen akıntı, pek çok balık türünün de göç etmesine imkan sağlıyor. Büyük gırgır tekneleri, Beykoz-Sarıyer açıklarındaki bölgede en az 24 metre derinliğe ağlarını atarken, pek çok sivil toplum örgütünün tepkisini çekiyor.

Haberin Devamı

Özellikle sosyal medyada teknelerin yoğunlukla bulunduğu fotoğrafların paylaşıldığı görülürken, İstanbul Boğazı’nda sadece küçük ölçekli balıkçılığa izin verilmesi için kampanyalar sürüyor.

‘KABUL EDİLEMEZ’

WWF Türkiye Yönetim Kurulu ve Kurucu üyesi Nergis Yazgan, 70 yıldır yaşadığı İstanbul Boğazı kenarında endüstriyel balıkçılığın artık balık stoklarını tehlikeye düşürdüğünü belirterek, şunları söyledi: “Eskiden torik akını olduğunda balıkçıların çabasını ve boğazın üstünün nasıl ışıldadığını görerek yaşadım. Fakat yakın geçmişte büyük balıkçı teknesine verilen kontrolsüz yetki bizi ‘Bu kadar balık stoku var mı ki’ diye düşündürüyor. Av kapasitesi kontrolsüz artarken aşırı avcılık dramatik bir biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor. Dünya ‘sürdürebilirlik’ kavramını uygularken balıkçılığın sürdürülebilirliği en fazla çaba göstermemiz gereken konuların başında gelmeli. Denizlerimizde aşırı avcılık çok ciddi bir problem ama İstanbul Boğazı’ndaki durum ise çok vahim. Dünyanın en dar ve doğal su yolu olan boğazda, yüksek av kapasiteli gırgır tekneleriyle avcılık yapılması kabul edilemez. Bırakın balıklar buradan geçsin üresin ve diğer denizlerimizin can suyu olsunlar. İstanbul Boğazı büyük ölçekli balıkçılığa kapatılmalı ve küçük ölçekli balıkçılar desteklenmeli.”

Haberin Devamı

‘Yüzer fabrika’  kapatılsın

‘BÜYÜK TEKNELER AÇIK DENİZE YÖNLENDİRİLMELİ’

Deniz biyoloğu ve balık araştırmacısı Mert Gökalp ise, İstanbul’da yaşayanların balıkla iletişiminin 10 bin yıl öncesine kadar indiğini ve denizin sunduğu bereketin şehri cazip hale getirdiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Bazı balıkçı teknelerinin boyları 30 metre ve kilometrelerce uzanan ağları var. Hatta 50 metrenin üstünde açık denizde av yapabilecek özellikler barındıran gemiler de İstanbul Boğazı’nda zaman zaman görülüyor. Üzerlerinde gelişmiş sonarlar ve balık bulucular bulunan adeta yüzer fabrika gibi denizi tarayan bu gemiler büyük miktarda avcılık yapıyor. Suyun altındaki balığın boyu, miktarı ve türü gibi tüm detayları ölçen cihazlarla donatılmış gemiler avlanıyor. İki deniz arasında biyolojik yolculuk yapan balığın, bir kilometre genişliğindeki kanaldan geçerken 30-40 metre boyunda güçlü cihazlarla kendilerini bekleyen gemilerin arasından geçmesi çok zor. Yüksek av kapasitesindeki bu gemilerin Karadeniz, Marmara Denizi ve boğazlarda avlanması balık stoklarını tehdit ediyor. İç deniz olan Akdeniz’de bile avlanmaması gereken bu gemilerin açık denizlere yönlendirilmesi gerekli.”