Geri Dön
Herkesin hayalini kurduğu doğru insan kimdir? Kime doğru insan denir?

Herkesin hayalini kurduğu doğru insan kimdir? Kime doğru insan denir?

Bu aralar etrafta, adeta dillere pelesenk olmuş bir feryat var: "Doğru insanı arıyorum!" İnsanları ilişkiden ilişkiye gezdiren, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde rekabet ortamını çirkinleştiren bir arayış bu... Karşınızdaki istediğiniz gibi olmayı kabullenmez veya o kişiye dönüşmezse, ne yazık ki eleniyor... Siz de kendinizi “Ah bu da doğru kişi değilmiş!” derken buluyorsunuz. Ama aslında sadece kendinizi kandırıyorsunuz...

EYLÜL AKTAN
EYLÜL AKTAN

Aklınızda nasıl bir insanla beraber olmak istediğinize dair bir sürü düşünce vardır. Bunun adının illa 'sevgili' olmasına gerek yok. Hayatınıza herhangi birini dahil etmeye karar verdiğiniz veya böyle bir durumun içine girdiğinizde düşünmeye başlıyorsunuz. Kafanızda kendiniz için 'doğru' olarak belirlediğiniz değer yargılarınız, bir anda karşınızdaki kişide aradığınız kriterler haline geliyor.

Haberin Devamı

Yıllar içinde tecrübe ettiğimiz dostluk ve ilişkilerin sayısı arttıkça, kafamızdaki 'doğru insanı' da sürekli revize ederiz. Hayatımıza giren insan sayısı arttıkça, doğru kişiyi bulmaya olan hevesimiz (bana kalırsa bu sadece hırs) aynı oranda artar. Dünyamıza dahil olan her yeni insanı, kafamızda yaratığımız 'o kalıba' oturtmaya çalışırız. Ama ne kadar oturtmaya çalışsak da, o kalıba bir türlü sığmaz. Bu durum da öfkeye sebep olur. Bazen kendimize kızarız; “Ben nerede yanlış yapıyorum, neden olmuyor” diye... Fakat çoğunlukla diğer insanlara kızarız. Bizim için doğru olanın, onlar için de doğru olduğuna eminizdir çünkü. Neden bizim istediğimiz gibi olmuyorlardır o halde? Cevap veriyorum: Çünkü bizim 'doğru'muz, karşımızdakinin verebileceği en iyi kara, olabileceği en iyi insan veya sahip olabileceği en güzel erdem olmayabilir...

Haberin Devamı

Kadının ve erkeğin 'doğruluğunu', tamamen bizim puanlarımız veya kriterlerimiz belirler. Erkeğin işi iyi değilse azmi yok demektir; sınıfta kalır. Çok fazla parası yoksa başarısızdır, barajı geçemez. Kadın şişmansa zaten direkt elenir. Bakımlı görünmüyorsa kendini salmıştır, hayır gelmez... Hadi bu engelleri bir şekilde geçtik diyelim… Bir şekilde buluşmayı becerdik. Bu sefer de yeni bir liste ortaya çıkıyor... Buluşmada kimse kendisiyle ilgili her şeyi anlatmak istemiyor, dürüst davranmıyor. Sorulan sorular hep 'o insan' olup olmadığınızla ilgili oluyor. En ufak hareketiniz bile karşınızdakini şüpheye düşürebiliyor. Günün sonunda ise tebrikler; o insan YİNE değilsiniz! Hakkınızda tek bir yorum yapılır: “Yok, bu iş yürümez. Doğru insan sen değilsin!”

Bu noktada kabullenilmesi gereken iki büyük gerçek var: Birincisi; her insan, hayatta yaşadığı ve tecrübe ettiği durumlarla şekillenmiş ve hamuru farklı yoğrulmuştur. Yani nasıl herkes aynı tarifi bile uygulasa farklı lezzetler ortaya çıkıyorsa, insan da tam olarak öyledir. İkincisi de; ilişkilerin dinamikleri birbirinden çok farklıdır. Size göre x bir insan, sizinle sağlıklı ve doğru bir ilişki kuramayacakken; y bir insanla hayatının aşkını yaşayabilir. Buradan çıkacak tek sonuç ise, ilişkideki başarısızlığın 'doğru insan' olmakla değil, hayat görüşlerinizin, beklentilerinizin ve isteklerinizin uyuşmasıyla ilgisi vardır! Ee neye yaradı o zaman kriterler?

Haberin Devamı

Aradığınız insan, olmayı arzuladığınız insan olabilir


Hepimizin kendimizle ilgili bilinçaltında inançlar var. Bu inançlara göre de erişmek istediğimiz bir kişilik var. İnsan, kendisiyle ilgili bilinçaltında hangi inançlara sahipse, bu inançların onaylanmasına istediğinden, 'doğru kişi özelliklerinin listesini' yapar. Yani o doğru insanda aradığınız tüm özellikler, günün birinde sahip olmayı arzuladığınız veya sahip olduğunuza inandığınız mükemmel özelliklerinizdir. Mesela sadık bir dost veya sevgili hayal ediyorsanız, muhtemelen ya ilişkilerinizde sadık olan tarafsınızdır ya da bir kadına/erkeğe bağlanabilecek kadar sadık olmayı arzuluyorsunuzdur... Ya da o listede “Beni çok sevsin” diye bir madde varsa, aslında bu maddeden kendinizi sevmediğiniz veya kendinizi sevmeye ihtiyacınız olduğu ortaya çıkar. Özetle; 'doğru insan' kriterlerinin tamamı, gerçekte kendimizde olmasını istediğimiz özelliklerin bir bütünü...

Haberin Devamı

Burada asıl önemli olan ise, çuvaldızı kendinize batırıp batırmadığınız. Kavgaların vazgeçilmez sorusunu kendinize sorun, “Sen kimsin ki!” deyin bir kere... Karşı tarafta aradığınız özellikler sizde var mı? Siz sadık mısınız? Hiç aldatmadınız yani, öyle mi? İyi bir kariyeriniz var mı? Maddi gücünüz ne durumda? Peki ya kilonuz? Sahiden hiç yalan söylemiyor musunuz? Kendinizde olmayan bir şeyi başkasında aramak, kulağa nasıl geliyor? Yaşamadığınız bir hayatı, başkasından beklemek ne kadar mantıklı? O halde soruyu yineleyeyim: Ee, neye yaradı kriterler?

Bu ne kadar doğru?

Neyi neden istediğinizi bilmeye gayret edin. Aradığınız kişinin maddi imkanları sizin için neden bir kriter? Sevgilinizin kültürlü, donanımlı, iyi eğitim almış biri olması, yarışma programını katılmayacak, özel ders vermeyecekse, neden bu kadar önemli? Donanımlı bir kadın/erkek sizin için ilişkide neyin garantisi? Kriterlerinize gerçekten siz mi karar veriyorsunuz, yoksa toplumun dayattığı kriterlere maruz kalarak 'farkındalıktan yoksun' bir arayış içinde misiniz? Burada önemli olan, kendinizi iyi tanıyabilmek ve ne istediğinize karar verebilmek... Eğer bunlara karar veremiyorsanız toplumun size dayattığı kalıplara mahkumsunuz demektir. Daha kötüsü, çevrenizdeki insanları 'doğru kadın', 'doğru erkek' diye açıkça yargılıyor, sınıflandırıyor, üstüne üstlük bunu yapmak hakkınızmış gibi davranıyorsunuz...

Haberin Devamı

Kendimizden olanın 'iyi' olduğunu düşündüğümüz sürece, cinsellik, din, etnik köken, ahlak, vicdan, iyilik-kötülük gibi daha birçok konuyu tabu haline getiriyoruz. İlişkilerimizin başarısızlığının sebebi, işte bu tabular... Günün sonunda bir ilişkiden istediğimiz tek şey anlaşılabilmek ya da sevilmek iken, durumu inanılmaz zor bir sınav haline getiriyoruz. Hem kendimiz hem de karşımızdaki için... Hayatımıza dahil olma şerefini sadece aynı dinden, aynı etnik kökenden olana ya da ailesi ailemize, kültürü kültürümüze uyan birine bahşediyoruz :) Bu ne kadar doğru?

Öte taraftan o kalıba uymayan her kişi, aslında bizim kendi yolumuzda nefsimizi, benliğimizi törpüleyen, yeni bir şekil veren, bakış açımızı değiştiren kişi oluyor. Aslında ilişkilere sadece bu açıdan bakabilirseniz, hiçbir ilişkinizi pişmanlık olarak hatırlamazsınız. Ya da insanları 'doğru' veya 'yanlış' olarak değil, hayatınıza kattıkları değer üzerinden değerlendirirsiniz. Bu değerleri salt tecrübe olarak görebilmek, sizi büyük ve cevapsız kalmış bu arayıştan kurtarır. Unutmayın ki birileri de şu an bir yerlerde sizi yaptığı listesiyle karşılaştırıyor. Doğru insan olamayıp elenmiş bile olabilirsiniz şu anda...

Sahip olmadığınız her kriter için bir açıklamanız vardı değil mi? Evet! Herkesin var. Fakat kendi değer ve kriterlerinizin bir başkasınınkine uymak zorunda olmadığını unutmayın. Bu uyumsuzluk için, kimseye hesap vermenize veya kendinizi değiştirmenize gerek olmadığını da...

Benzer İçerikler

Sıradaki Haber
Sıradaki Haber
Sıradaki Haber