‘İki web sitesi iletişim kuracak ve yeni bir değer yaratacak’

İş bağlantıları kurmayı, yeni insanlar tanımayı sanal ortama taşıyan sosyal ağ siteleri iş dünyasını buluşturmaya devam ediyor. Bunlardan biri de iş dünyası profesyonellerini buluşturan XING. Web 2.0 alanında yaptığı yatırımlarla Dünya Ekonomik Forumu tarafından ‘Genç Global Lider’ unvanını alan, XING’in Kurucu CEO’su Lars Hinrichs, 4 Kasım’da ‘Sosyal Dünyası’ semineri çerçevesinde Türk iş dünyasıyla buluştu.
Etkinlikte deneyim ve önerilerini paylaşan Hinrichs, profesyonellere yönelik oluşturulan sosyal ağların yeni iş fırsatları yarattığını söylüyor. Aktif bir bilgi platformu niteliği taşıyan iş ağlarının ‘dijital bir kartvizit’ görevi gördüğünü ve eski usul işe alma yöntemlerinin yerine geçtiğini belirten Hinrichs, XING’in küresel krizde de kazandığını ifade ediyor.
Türkiye’deki üyelerin XING’le dünya genelinde 190 ülkede 6,5 milyonu aşkın potansiyel ticaret ortağıyla iletişime geçebildiğini söyleyen Hinrichs, Türk girişimcilerinin sınırlara takılmadan uluslararası alanda iş kurma ve yönetme imkânı bulduklarını belirtiyor. Seminerde Türk işadamlarına bu bilgileri veren Hinrichs, seminer öncesinde de Milliyet İK’nın sorularını yanıtladı.
Borsaya kote edilen ilk Web 2.0 şirketi ve Avrupa’nın en büyük iş ağı olan XING, aslında Hinrichs’in okuduğu bir kitap sayesinde var oluşa adım atmış. Malcolm Gladwell’in yazdığı ‘The Tipping Point’ isimli kitabı okuduktan sonra ‘görüşünün değiştiğini’ söyleyen Hinrichs, “Kitapta bağlantılarımın bağlantılarının önemi anlatılıyordu. Aslında ben kitapta anlatılanı görselleştirmek istedim. XING’de bağlantılarınızı ve onların bağlantılarını görüyorsunuz” diyor. Yeni fikirler bulmak için açık görüşlü olmak ve insanlarla konuşmak gerektiğini belirten Hinrichs, girişimcilere problemlere çözüm bulan ürünler geliştirmelerini öneriyor. Hinrichs’e göre bir yerlerde problem varsa oralarda fırsatlar da vardır ve buralara bakmak gerekir.

CİHAZLAR KONUŞACAK

Rol model olarak görülmekten rahatsız olduğunu söyleyen Hinrichs, geçmişte başarısızlıklarının da olduğunu belirtiyor ve başarmak için kararlı olmak, denemekten vazgeçmemek gerektiğini ifade ediyor.
XING’in yakaladığı başarıyı, müşterilerini dinlemesine borçlu olduğunu söyleyen Hinrichs, platformdaki fonksiyonların yüzde 50’sinden fazlasını müşteri taleplerine göre geliştirmiş. Şimdi de XING’i Türkiye’de de satışa sunulan Apple iPhone 3G’yle kullanılabilir hale getirmek için çalıştıklarını söylüyor. Ayrıca bireyselin yanı sıra kurumsal segmentlere yönelik hizmetler de geliştirdiklerini belirten Hinrichs, “XING’de tekil kişilerin sayfaları var ama yakın zamanda kurumların da profil sayfaları olacak” diyor. İnternet dünyasıyla ilgili geleceğin trendlerinden de bahseden Hinrichs, şöyle anlatıyor: “Her şey web’e kayıyor. Masaüstü programlar web’e kayıyor, en büyük trend bu şu anda. Arama motorlarında bir sürü içeriğe ulaşabiliyoruz ama web 2’de henüz arama motoru o kadar iyi değil. İkinci trend de bu olacak. Kullanıcının yarattığı bilgilere daha çabuk ulaşabileceğiz. Bilişim dünyasında cihazların konuşması söz konusu, mesela cep telefonuyla klima açılabiliyor. Yani insan olmadan makine iletişim kuruyor. Bir süre sonra bu web siteleri arasında da olacak.

‘Türkiye Ortadoğu’nun Londrası’

Türkiye’ye ikinci kez gelen Hinrichs, İstanbul’u çok sevdiğini söylüyor. Türkiye’yi Avrupa’ya ait gördüğünü belirtiyor:
“Boğaz’dan sonra Asya kıtası başlıyor ve Avrupa’yla Asya’yı içinde barındırıyor, bu çok önemli. Türkiye’yi Ortadoğu’nun Lond-ra’sı olarak görüyorum. Ayrıca Türkiye’nin büyümesine inanıyorum. Zaten Türkiye’deki pazara inandığımız için yatırım yaptık. İnternet Türkiye’de de hızla büyüyor. Türkiye, ticari ilişkilerimizin en fazla olduğu ikinci ülke. Zaten var olan ticari köprünün yanı sıra biz de Türkiye’ye gelerek dijital bir köprü kurmuş olduk.”
Türkiye’deki pek çok ailenin çocuklarının internet başında çok uzun zaman geçirmesinden şikâyetçi olduğunu hatırlattığımda Hinrichs, insanların internette zaman geçirmesini kötü bir şey olarak görmediğini söylüyor ve ekliyor: “10 yıl önce insanlar bilgisayarın karşısında kendi kendine bir şeyler yapıyorlardı ama artık tek başına da otursalar tek değiller, sanal da olsa orada sosyalizasyon söz konusu. Burada ailelere düşen çocuklarını bilinçlendirmek; geçirdiği zamandan çok onları doğru yere yönlendirmek. İstesek de istemesek de çocuklarımız çok daha fazla dijital olacak.”