Kıbrıs Lisansları laf olsun diye vermedik

Lisansları laf olsun diye vermedik

20.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

Başbakan Yardımcısı Özersay, Yavuz gemisinin üçüncü sondaj faaliyetini gerçekleştirmek için Ada’nın güneyindeki ‘G’ ruhsat sahasına intikaliyle ilgili, “TPAO’ya verilen tüm lisans alanlarında kazı yapılacak. Bu lisansları laf olsun diye vermedik” dedi

Lisansları laf olsun diye vermedik

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, KKTC’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) verdiği tüm lisans alanlarında kazı yapılacağını belirterek “Bu lisansları laf olsun diye vermedik” dedi. Bakan Özersay, Yavuz sondaj gemisinin KKTC tarafından verilen lisansla Ada’nın güneyinde yer alan “G” ruhsat sahası içerisinde kazıya başlamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. KKTC’nin bu adımı atacağını aylar öncesinden duyurduğunu anımsatan  Özersay, “KKTC olarak geçmişte TPAO’ya verdiğimiz tüm lisans alanlarında tabii ki kazı yapacağız. Bu lisansları laf olsun diye vermedik, bahse konu alanlar  içerisinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu kimse inkar etmiyor, edemiyor. O halde nasıl ki Kıbrıs Rum tarafı şirketlere verdiği lisans ile kazı  yaptırıyorsa biz de bir şirket olan TPAO’ya verdiğimiz lisanslar kanalıyla kazı yaptıracağız” diye konuştu. Özersay, Doğu Akdeniz’de en erken zamanda doğal gaz konusunda ilgili bütün tarafların iş birliği yapmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

‘Çözüm iş birliğinde’

Bölgede barış ve istikrar için tüm ilgili tarafların Kıbrıs’ta çözümü beklemeksizin bir araya gelmesi gerektiğini kaydeden Özersay, “Son iki yıldır  söylediğimiz üzere çözüm, çözümden önce iş birliği yapılmasından geçer” ifadelerini kullandı. Özersay, Kıbrıs Rum tarafının kendi hakları konusunda bunları  hemen kullanabileceğini ancak Kıbrıslı Türklerin hakları söz konusuyken bunları “yarım asırdır ulaşılamayan çözüme ertelemeye” çalışmasının kabul edilebilir  olmadığını vurguladı.

Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs’ta ne yönetimi ne de zenginliği paylaşmak istediğini belirten Özersay, Rumların siyasi eşitliği reddetmesinin yönetimi  paylaşmak, doğal kaynakları tek yanlı gasbetmek istemesinin ise zenginliği paylaşmak istememesinin bir kanıtı olduğuna dikkati çekti. Özersay, Rumların, Kıbrıslı Türklerin haklarını yok sayarak, tek yanlı ve çözümü beklemeden kazı çalışmaları yapabildiğinin altını çizerek, bu hakkın Kıbrıslı Türkler için de geçerli olduğunu söyledi. Özersay, “Rumlar, aklımızla dalga geçmeye kalkmasın” dedi.

Haberin Devamı

Lisansları laf olsun diye vermedik

‘Haklarımızın gasp edilmesine müsaade etmeyiz’

Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, tek yanlı olarak sözde egemenlik iddialarıyla adanın tamamında tahakküm kurma çabası sürdüren GKRY liderliğinin, KKTC’nin haklarını korumaya yönelik atılan adımlar karşısında telaşa kapılarak kontrolsüz hareketler ve söylemler içerisine girdiğini vurguladı. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, tüm işbirliği önerilerini reddeden gaspçı zihniyetin, tüm dünya tarafından kabul edilen Kıbrıs Türkü’nün haklarının korunması anlamında önceden de duyurulmuş adımların kararlılıkla atılmaya devam ettiği bu dönemde haddini aşan söylemler içerisine girdiği kaydedildi. Açıklamada “Anlaşılmalıdır ki Kıbrıs Türk tarafı Türkiye ile birlikte hak ve çıkarlarını sonuna kadar savunacak ve bu anlayışa teslim etmeyecektir” denildi.

AB çifte standartlı politikalarını bitirmeli

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, KKTC ruhsat sahalarında Yavuz sondaj gemisinin, üçüncü sondaj faaliyetiyle ilgili açıklama yapan Avrupa Birliği’nin (AB) öncelikle Birlik dayanışması kisvesiyle bu gerçeklikten uzak, ön yargılı, çifte standartlı politikalarını sona erdirmesi gerektiğini bildirdi.

Haberin Devamı

Aksoy, konuya ilişkin soruya verdiği yazılı yanıtta, Yavuz sondaj gemisinin, cuma günü KKTC hükümetinin 2011’de Türkiye Petrollerine verdiği ruhsatlar çerçevesinde, üçüncü sondaj faaliyetini gerçekleştirmek üzere Ada’nın güneyindeki “G” ruhsat sahasına intikal ettiğini belirtti. Bu sahada Ada’nın ortak sahibi olarak Kıbrıs Türklerinin de en az Kıbrıs Rumları kadar hakkı olduğunu vurgulayan Aksoy, burada petrol ve doğal gaz bulunması halinde iki tarafın da geliri paylaşacağının altını çizdi.

Bu çerçevede Kıbrıs Türk makamlarının hidrokarbon kaynakları ve gelirlerinin hakça paylaşımına yönelik 13 Temmuz 2019’da yaptığı önerinin hala geçerli ve çözüm için önemli bir fırsat olduğuna dikkati çeken Aksoy, AB’nin, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin Doğu Akdeniz’deki haklarının gasbedilmesine 2003’ten beri sessiz kaldığını vurguladı.

Haberin Devamı

‘Gerçeklikten uzak’ 

Aksoy, şöyle devam etti: “(AB) Yaptığı hiçbir açıklamada Kıbrıs Türklerine değinmemiş, Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymıştır. AB, öncelikle Birlik dayanışması kisvesiyle bu gerçeklikten uzak, ön yargılı, çifte standartlı politikalarını sona erdirmelidir. Kıbrıs Türklerinin Ada’nın doğal kaynakları üzerindeki hakları garanti altına alınıncaya ve 13 Temmuz 2019 önerisi çerçevesinde bir iş birliği mekanizması kurulana değin, Ada’nın güneyinde de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumaya devam edeceğimizden kimse şüphe duymamalıdır.”

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ofisinden önceki gün yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin sondaj gemisi  Yavuz’u Doğu Akdeniz’de yeni bir göreve gönderdiği ve AB’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri karşıtı önceki konumunu sürdürdüğü  belirtilmişti. l ANKARA DHA