Kültür Sanat Artık geceyi rahat bırakalım

Artık geceyi rahat bırakalım

06.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Tüm kötülükler geceleri gelir sanırız. Öyleyse rahat bırakın geceyi. Ama gündüz uyanınca da hayat aynı akıyor. Savaşlar devam ediyor. "Paravanlar", maskeleri kaldırıp, kötülük için gecenin bir bahane olduğunu gündüzle bir farkı olmadığını gösteriyor.

Artık geceyi rahat bırakalım

Efnan Atmaca - Ne kadar barışı övsek de; barışın yüceltildiği şiirler, şarkılar, romanlar yazılsa da; filmlerle tiyatrolarla acıyı anlatsak da savaş hep yanı başımızda. Savaş ölümü getirir elbet ama yaşamak da gerekiyor bir yandan. Tiyatronun aykırı ismi Jean Genet'nin "Paravanlar"ı savaşın içinde yaşama devam etmeye çalışan insanların hikâyesini anlatıyor. Üstelik hâlihazırda kendi varoluş savaşını vermek zorunda bırakılan insanların çifte mücadelesini. Bazen süslü cümleler aramaya gerek kalmıyor, zaten söylenmiş oluyor o cümleler. Tıpkı Genet'nin bu oyunu için yapılan "Savaşın içinde geçen bir maskeli balo" tanımı gibi. Oyun aslında Cezayir'de geçiyor. Kahramanlar Batılı sömürgeciler, lejyonerler, askerler, Araplar, mücahitler, hırsızlar, fahişeler, ağlayıcı kadınlar, hainler, ölüler... Savaşın kırıp döktüğü, yıkıp geçtiği hayatlar. Kültüral Performing Arts sadece yazıldığı zamanın değil bugünün bile ilerisinde olmayı sürdüren "Paravanlar"ı çevrimiçi olarak sahnelemeye devam ediyor. Pandemi öncesi prömiyer yaptıktan sonra kalabalık kadrosu nedeniyle seyirciyle buluşmakta zorlanan oyunu uyarlayan ve sahneleyen Yağmur Yağmur seyirciyle buluşmak için bu yolu seçiyor. Çok da iyi yapıyor. Çünkü insanlık bugün dört bir yandan kendini saran sert mücadeleler içinde varoluş savaşı verirken geriye çekilip yaşananlara dışarıdan bakmak en hafif tabirle dimağ açıyor.

Haberin Devamı

Sözü seyirciye bırakıyor

Oyun Cezayir Savaşı'nda geçiyor olsa da toplumun dönüp bakmak istemediği bir anne-oğlun kimlik mücadelesi altında bir halkın kimliğini korumak için ölümü ve yaşama yürümesini konu alsa da tüm bunlar "paravan" ya da yaratıcı Genet'nin de dediği gibi "bahane.” Asıl mesele kimliğin inşası. Genet, Fransızların kendi kimliklerini inşa etmek için ötekine ihtiyaç duyduklarının altını çiziyor. Kimliğini kabul ettirmek isteyen güçlüler bu yolda bir savaş başlatmak için her zaman bir bahane buluyorlar. Bu paravanlarını kaldırdıkça altında daha da rahatsız edici gerçeklerin çıktığı oyunu Yağmur Yağmur metne yaraşır bir şekilde sahneliyor. Işık, grafik, dans, müzik, söz ve performanslar iç içe geçiyor. Tüm karakterler aynı ölçüde anlatıyor parçalanmışlıklarını. Sahnelemesi de seyretmesi de içselleştirmesi de zor bir hikâye "Paravanlar". Çünkü oyun sözü eline alıp mesajını vermiyor. İpuçlarını sunuyor ve sözü izleyene bırakıyor. Yağmur Yağmur da rejisinde tam bunu yapıyor. Kendi de "karmaşık" bir şey yaptıklarını itiraf ediyor. Çünkü zaten savaşların da hâlâ sürmesi herkesin barış istediğini söylediği bu dünyada biraz karmaşık değil mi? Son söz de Genet'nin olsun: “Rahat bırakın geceyi! Onun da dinlenmeye ihtiyacı var. Hadi uyuyun artık!”

Haberin Devamı

Artık geceyi rahat bırakalım

Performans resitali

“Paravanlar”da kalabalık bir kadro yer alıyor. Altay Özbek, Çiğdem Yıldız, Eren Akova, Gülnara Golovina, İbrahim Cem Tek, Musa Can Pekcan, Şakir Güler, Şirin Ergüven, Teoman Gelmez, Zeliha Gürsoy’dan oluşan oyuncu kadrosu sahnede bir performans resitali sunuyor. Oyunculuğun sınırlarını zorlayıp pek çok disiplini bir araya getiriyorlar.