Bir hasret filmi

"Gönderilmemiş Mektuplar" Yusuf Kurçenli, 10 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği "Gönderilmemiş Mektuplar"da üst üste gelen felaketler ve acılarla özdeşleştirdiği yağmurlu, bulutlu havayı atmosfer yaratmada başarıyla kullanıyor. Şık bir jenerikle başlayan ve açılış sekansında, onu kurtarmak uğruna ölen kardeşinin kimliğine bürünmüş Cemi geçmişin tüm karanlığını geri getiren bir hayalet gibi tanımlayan film, başladığı güçte devam etmiyor, ne yazık ki.Gizem tam da tahmin edildiği şekilde çözüldükçe yerini kasvete bırakıyor. Kadir İnanırın katılaşmış yüz ifadesi, Rojda Demirerin aşırı cıvıltılı genç kız halleri ve Türkan Şorayın karakterine salkım saçak giysileriyle önceki yüzyılda kalmış bir karakter izlenimi verdirilmesi ve siyasi arka planın adi bir suç gibi durması filmin büyüsünü bozuyor. Melodramın buruk tadı damağımızda gitgide acılaşıyor. Ne zaman dinecek bu yağmur? Kadir İnanırın canlandırdığı Cem karakteri acı ve yalnızlığa gömülmüş, harcanıp gitmiş ömrünün ortasında bir ara böyle isyan ediyor. Sağanak altında geldiği, denize kıvrılarak uzanan ışıklar içindeki kentte eski bir ahşap evin önünde durduğu anda cereyan kesiliyor. Sonraki günlerde de gökyüzünden yağan yağmur dinmek bilmiyor. Kasvetli ama özenli Öte yandan filmin birçok artısı var. Aytaç Armanın başarılı performansı bunlardan biri. Renk ve ışığı çok iyi değerlendiren görüntü yönetimini ve dakik kurguyu, filmin ruhuna uyum sağlayan Attila Özdemiroğlu bestesi müzik besliyor. Filmin içeriğiyle fazla Yeşilçam çağrışımlı olduğu için barışamasak da biçiminin oldukça özenli tasarlandığını ve zarifçe sunulduğunu görmezlikten gelemeyiz. Yön. / Sen: Yusuf Kurçenli Gör: Mehmet Aksın Müz: Attila Özdemiroğlu Oyn: Türkan Şoray (Gülfem), Kadir İnanır (Cem), Aytaç Arman (Ali), Rojda Demirer (Ceren), Melike Demirağ (Selma) "Gönderilmemiş Mektuplar"