Kültür Sanat Masalların sırrı çözülüyor

Masalların sırrı çözülüyor

23.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

İsmail Gezgin'in kaleme aldığı "Masalların Şifresi", sembol dillerinin sınırsızlığı ve masalların büyülü sırlarını keşfetmek için büyük bir kaynak niteliğinde.

Masalların sırrı çözülüyor

SESLER KANATLANIP UÇABİLİR. Klasikleşmiş bir deyim olan ve günümüzde "Yazı kalır, söz uçar" anlamına gelen "scripta manent, verba volant" aslında yazıya değil söze övgü düzmek içindir. Çünkü sesler kanatlanıp uçabilir. Sayfadaki sessiz sözcükler ise hareketsiz ve ölüdür. Bundandır ki çocuklar "Bana masal oku" yerine, "Bana masal anlat" derler. Çocukluğum, uzun kış gecelerinin isli gaz lambalarının alevinde uzanan gölgeli bir evde geçti. Evin ortasındaki odun sobası cızırtılarla yanarken, dışarıdan da rüzgârın ve karın sesleri gelirdi. Ve dedemin anlattığı masallarla sözcüklerin sırtına binip yolculuklara çıkardım. Devler, periler, cüceler, prensler, prensesler, cadılar... Ve daha birçok masal kahramanı etrafımda dolaşırdı. İsmail Gezgin, "Masalların Şifresi" adlı eserinde masalların ve mitosların sembolleri arasında saklı düşünceleri açığa çıkarmaya çalışıyor. Gezgin, önce masalların ortaya çıkış sebeplerini ve ardında bu masallardaki saklı sembolleri Freudyen, Jungcu ve daha birçok bakımdan inceliyor. "Masal Dünyası" bölümünde masalların evrenselliğine ve çocuklar için gerekliliğine dikkat çekip daha sonra rüya ve mitoslara değiniyor. Bir dönemden sonra çocuk masal sınıfından mitos sınıfına geçer. Buna kahramanlar dünyasından tanrılar dünyasına geçme de diyebiliriz. Burada perilerin yerlerini kanatlı melekler, bilinmeyen ülkelerin yerlerini de cennet ve cehennem alır yazara göre. Gezgin, "Masalların Dili" alt başlığında Kırmızı Başlıklı Kız, Pinokyo, Külkedisi, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masallarını ayrıntılı bir şekilde inceliyor, masallardaki saklı sembolleri sade bir dille anlatıyor. Masalların anlatılacak kişinin cinsiyetine göre değiştiğini de belirtiyor. Erkek çocuklara basit ve anlaşılır masallar anlatılırken, kız çocuklara sembolik ve soyut masallar anlatılır. Bu ayrımı da kadının doğaya ve Ay'a olan benzerliği yolunda çözümlüyor. Masallar, çocukları toplumsal yapıya hazırlayıp onları toplumsallaştırır yazara göre. Kırmızı Başlıklı Kız masalı, annelerin kızlarına anlattıkları masalların başında gelir. Kurt, avcı, orman, kırmızı, başlık, nine, anne sembollerini tek tek açıklıyor Gezgin burada. Masal, geleneksel bir toplumda annenin kızına verdiği öğütleri ve bunlara dikkat etmemesi sonucunda başına gelebilecekleri anlatır. Masalların bir özeliği de annelerin farkında olmadan şikâyet ettikleri yaşamı masallar yoluyla kızlarına anlatmaları. Bu, farkında olmadan kurumuş bir iletişim. Pinokyo masalı ise bir erkek çocuğa anlatılacak masalların başında gelir. Bu masal, özelikle erkek çocuk ile baba arasındaki münasebeti vurgulamak içindir. Babanın mesleği marangozluktur, oğlu da babası tarafından tahtadan yapılmıştır. Ve tahtanın yontulması gerekir. Marangoz baba, tahtadan oğul, kukla, tilki, yaban kedisi ve sihirli tarla birer semboldürler. Tilki ve yaban kedisi çocuğu bekleyen tehlikeyi, sihirli tarla da emek vermeden kazanma isteğinin yanlışlığını temsil eder. Saklı semboller Yazar, kitabın son bölümünde İlk Günah ve Cennetten Kovulma mitosunu inceliyor. Kutsal kitaplardaki yaratılış ve cennetten kovulma mitosundaki sembolleri bir bir açıklıyor bir yandan da. Buradaki en ilginç tespit, sembollerden yola çıkarak cennetten kovulmanın yasaklanan cinsel ilişki yüzünden olduğunu belirtmesi. Çünkü cinsel ilişki, Tanrı'da bulunan yaratmayı insanda gerçekleştirir. Adem ve Havva bu günahtan sonra çıplaklıklarının farkına varırlar ve belli yerlerini incir yapraklarıyla örterler. Gezgin bu mitostan yola çıkarak Tanrı'nın kadın ve erkeğe biçtiği rollerin de izini sürer. Tanrı bu günahtan sonra Adem'i yiyecek her şey için çalışmak ve toprakla mücadele etmekle cezalandırır. Havva'yı ise yaratıcılığın bedelini çok ağrı ve sızı çekerek ödemekle... Bu iki ceza onların toplumdaki rollerini de belirler. Gezgin, masal ve mitoslardaki sembolleri açıklarken sade ve duru bir anlatımı seçmiş. Masallardaki sembolleri öğrendikten sonra masal bambaşka bir renge bürünüyor. Masalların uydurulmuş öyküler olmadığı tezi de kanıtlanıyor bir anlamda. "Masalların Şifresi", sembol dillerinin sınırsızlığı ve masalların büyülü sırlarını keşfetmek için büyük bir kaynak niteliğinde. Adem ve Havva'nın günahı