Kültür Sanat Müziğin ritmini taşıyan kolajlar

Müziğin ritmini taşıyan kolajlar

10.02.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türk resminin önde gelen isimlerinden Zeki Faik İzer, ölümünün 19. yılında düzenlenen kolaj sergisiyle anılıyor. İzer’in kolajları ilk kez sergileniyor

Müziğin ritmini taşıyan kolajlar

Aslı Onat

Okuldan çıkınca hemen Beyoğlu’na dans etmeye giderdi. Hatta bir dans yarışmasını kazanmışlığı bile vardı. Zamanla dansı bırakıp kendini resme verdi, ama müziğin ve dansın ritmi, yapıtlarından hiç eksik olmadı.

1988’de yitirdiğimiz Zeki Faik İzer, özellikle '50’li yıllara doğru üretmeye başladığı soyut çalışmalarında hep zamanının ötesinde olmayı başardı. Ünlü d Grubu’nun kurucularından biri olan sanatçı, ölümünün 19. yılında Kare Sanat Galerisi tarafından düzenlenen bir sergiyle anılıyor.

Sergide ressamın şimdiye kadar hiç sergilenmemiş olan kâğıt kolajları yer alıyor. İzer’in 1966 - 1976 arasında Paris ve Nice’te bulunduğu dönemde yaptığı bu kolajlar, İzer ailesinden alındı. Kare Sanat Galerisi’nin yöneticisi Fatoş Saka, sergi hakkında şunları söylüyor:

“İki, üç yılda bir düzenli olarak Zeki Faki İzer sergileri oluşturuyoruz. Son serginin fikir babası ressam Özdemir Altan’dır. Bu yıl ölümünün ardından 19 yıl geçen İzer için yeni bir sergi düzenlemeyi ve insanlara onun Türk sanatındaki önemini anlatmayı düşündük. Galeriyi özellikle gençler sıkça ziyaret ediyor.”

Fatoş Saka, İzer’in kâğıt kolajlarında Matisse etkisinin yoğun biçimde gözlendiğini belirtiyor. Saka’ya göre bu kolajlar, yapıldıkları zamanda yeterince anlaşılıp değerlendirilmedi:
Yıllardır dosyadaydı

“Türkiye’deki koleksiyonerler, kâğıt işlere pek ilgi göstermez. Bu kolajlar da yıllarca bir dosyanın içinde durmuş. Oysa İzer’in kolajlarının, onun sanatında önemli bir yeri var; ressamın renkçi anlayışını özellikle vurgulayan çalışmalar bunlar. 'Renklerle derinlik kavramını nasıl kurabilirim?’ sorusundan yola çıkarak yapmıştır onları. Desenle araştırıyor, renkle de araştırdığını yansıtıyor. Lirik bir soyutlamacı olan İzer, devamlı espas araştırması yaptı; yenilenerek değişti. Ama bu değişimlerinde kendi sanat temelini korudu.”

Ressamın bu kolajlar dışında da hiç sergilenmemiş yapıtları bulunuyor. İzer’in siyahtan beyaza, grinin tüm tonlarını kullandığı soyut desenleri de bugüne dek sergilenmedi. Saka, bu desenleri 'inanılmaz güzellikte’ diye tanımlıyor ve önümüzdeki yıllarda onları da mutlaka sergilemek istediklerini belirtiyor.
28 Şubat’a kadar görülebilir. (0212) 240 44 48

 

Zeki Faik İzer kimdir?

15 Nisan 1905’te İstanbul’da dünyaya gelen Zeki Faik İzer, Türkiye’de soyut resmin temsilcilerinden biri olarak modern Türk resminin kurucuları arasındaki yerini aldı. 1928’de Avrupa sınavını kazanarak 1933’e dek Paris’te yaşayan İzer, bu süreyi Andre Lhote ve Othan Friesz atölyelerinde geçirdi.
1933’te Cihangir’de oturduğu apartmanda arkadaşları Nurullah Berk, Elif Naci ve Zühtü Müridoğlu ile d Grubu’nu kurma kararı aldılar. Gruba daha sonra Cemal Tollu ve Abidin Dino da katıldılar.
1961’de “Sultanahmet Camii Camları” (1961) isimli soyut kompozisyonuyla Guggenheim Vakfı Ödülü’nü kazandı. 1971’de Paris’e yerleşen İzer, emekliye ayrıldığı 1968’ten itibaren Türk resminin gelişim çizgisinin dışına çıkan kompozisyon denemelerine girişti. 1984’te İstanbul’a döndüğünde sanatının zirvesinde olan İzer, 12 Aralık 1988’de öldü.

d Grubu’nun kurucularından

d Grubu’nun kurucularından olan Zeki Faik İzer’i 1988’de kaybettik. Ressam yaşasaydı, 102 yaşında olacaktı.