Kültür Sanat Nâzım’ın Adviye’si

Nâzım’ın Adviye’si

21.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Melek Baykal, 27 yıldır Devlet Tiyatrosu oyuncusu. "Ferhunde Hanımlar"ın uçuk Nermin’i, "Hayat Bağları"nın fedakâr Nurhayat’ı ve tabii illa ki birilerinin de sevdiği kadın!

Nâzım’ın Adviye’si

Nâzım’ın Adviye’si

Melek Baykal, 27 yıldır Devlet Tiyatrosu oyuncusu. "Ferhunde Hanımlar"ın uçuk Nermin’i, "Hayat Bağları"nın fedakâr Nurhayat’ı ve tabii illa ki birilerinin de sevdiği kadın!

AYBALA ALAÇAM

Nâzım’ın Adviye’si
Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan İstanbul’a geleli ne kadar oldu?
27 yıllık Devlet Tiyatrosu oyuncusuyum ve hep Ankara’da çalıştım. Ancak aslen İstanbullu’yum. Yıllardır kadromu vermemişlerdi. Geçici görev hiç benim tarzım değil. Artık ya tayin, ya da bırakıyorum deyince emeklilik öncesi İstanbul’un oyuncusu oldum. İki yıl oldu. "Bu Bir Rüyadır" rol aldığım ilk proje. Öncesinde Zuhal Olcay - Haluk Bilginer tiyatrosunda "Dolu Düşün Boş Konuş" diye bir oyun sahneledik. Yönetmen Ferhan Şensoy’du, ki bir ekol tabii kendisi.

Mustafa Avkıran, farklı çizgisi olan bir yönetmen. Siz kadroya nasıl dahil oldunuz?
Senin tarzın başka, demiştim kendisine. Bildiği, inandığı oyuncularla çalışmayı seven bir yönetmendir. Beni nereden aklına getirdin, diye de sormuştum. Sevdiği bir oyuncuymuşum işte. Hakikaten ileri düşünen bir insan. Toplumun önünde bir zihni var. Bu ülkenin daha bir 30 yıla ihtiyacı var onu anlamak için.

Türk tiyatrosundaki yeni sahnelemeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Sıcak bakıyorum tabii ki. Bu anlamda demode düşünmeyi sevmiyorum. Oyuncu olarak da açığım. Zaten oyununda rol aldığım Avkıran’ın da farklı bir konumu var. Ama aramızda geçen bir sohbette, pek çok yerden Nâzım Hikmet yılı dolayısıyla bu oyun için teklif almış olmasına rağmen gönlünün Devlet Tiyatrosu’ndan yana olduğunu söylemişti.

Operetteki rolünüz nedir?
67 yıl önce Nâzım Hikmet tarafından Semiha Berksoy’a yazılan bir operet. Zaten oyunumuzun en büyük sürprizi Semiha Hanım’ın 90 küsur yaşında sahneye çıkmasıydı. Operetteki Fatma’yı oynamış Semiha Hanım. Benim oynadığım tipi ise Bedia Muavvit Hanım canlandırmış. Adviye, yüksek tabakadan bir vali kızı ama seviye olarak kendisinin çok altında bir adamla evleniyor. Tabii Nâzım burada sınıf farklılıklarının altını çizmek istemiş. Bizim rejimiz ise daha çok şova yönelikti.

Konservatuvarlı oyuncular için ekol oyuncusu, tutucu, doğaçlayamaz gibi şeyler söylerler...
Ne demekmiş o? Oyuncu dediğin doğaçlar. Sonradan, çalışılarak edinilmez zaten. Ben de oyuncu olarak rahat doğaçlarım. Neden böyle bir alaylı - okullu mukayesine girerler anlamam. Mesela ben Ferhunde Hanım’lardaki Nermin’de doğaçlayarak gidiyordum ve onun için belki de seyirciyi o kadar etkiledi. Bir oyun sahneye konulurken her şeyi yönetmenden beklemek mümkün mü? Oyuncunun da mutlaka birşeyleri getirmesi lazım.

Tiyatro, televizyon iyi hoş da arkasındaki kadın kim? Evli mi, çoluk çocuk?..
Nermin ile pek ilgim yok. Nurhayat’a daha yakın bir yapım var. Benim de başıma gelse aynını yapardım. Evli miyim, değil miyim? O kadar zor bir soru ki benim için. İki evlilik yaptım, şu an evli değilim. Ama ev hayatını çok seven bir insanım. Çocuk yapmadım. Keşke olsaydı. Bunun acısını da yaşıyorum. Hayatımda çok değer verdiğim, önemsediğim bir insan var. İki yıldır Selçuk Özer ile birlikteyim. "Hayat Bağları"na birlikte başlamıştık.

Çantanızda şu an hangi kitap var?
Hahaha! Çok methettiler dayanamadım "Aşkın Ömrü Üç Yıldır"ı okuyorum. Arzu Yanardağ’ın elinden aldım. ‘Melek Abla, sakın okuma çok moralin bozulur’ dedi. Olsun. Ben inatla okuyorum çünkü inanmıyorum. Hiç bir şey yazarın söylediği kadar karanlık olamaz, değil mi ama?







KÜLTÜR & SANAT