Kültür Sanat Tavuktan sanat çıktı

Tavuktan sanat çıktı

05.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Farklı ırkları çiftleştirerek ürettiği yeni cins tavuklardan tablolar ve heykeller yapan Belçikalı sanatçı Koen Vanmechelen’in eserleri İstanbul’da sergileniyor.

Tavuktan sanat çıktı
Miraç Zeynep Özkartal

Bir tavuk nasıl sanat eserine dönüşür? Bu sorunun cevabını Belçikalı sanatçı Koen Vanmechelen verebilir. Çünkü Vanmechelen, “Cosmopolitan Chicken Project / Kozmopolitan Tavuk Projesi” ile dünyayı dolaşıyor. Farklı ülkelerin tavuk ırklarını çiftleştirerek çapraz ırklar ortaya çıkaran ve bunları bir sergi ortamına taşıyan proje şimdi Türkiye’de. Sanatçının bugün Galeri Artist’te açılacak sergisinde projeden ilham alan eserler bulunuyor.
Vanmechelen’in, bu çiftleşmelerin her birinde, üreyip yetişkinlik mertebesine erişen ilk tavuğun portresini yaptığını ve hayvan doğal yollardan öldükten sonra da içini doldurup sergilediğini belirtmekte fayda var. Galeri Artist’teki sergide dokuz neslin 'ilk örneği’ olan tavukların esin verdiği çalışmalar bulunuyor; soyut ve figüratif yağlıboya tablolar, hayvan portreleri, içi doldurulmuş horoz ve tavuklardan yapılmış hayvan heykelleri, videolar, kristal yumurtalar ve kafesler...

Haberin Devamı
Barış içinde yaşamak
Çapraz yetiştirmeyle üretilen tavuk ırklarının neyi simgelediğini ise şöyle anlatıyor sanatçı: “Dünya üzerindeki farklı ırkların ve türlerin birlikte barış içinde yaşaması; dinamik, verimli, yaratıcı hayat.”
İnsanın aklına gelen ilk soru “Neden tavuklar?” oluyor tabii. Vanmechelen’in hayatında bu hayvan türünün özel bir yeri var.
Henüz küçük bir çocukken bile bütün gününü bahçelerindeki kümeste tavuklarla ve horozlarla geçirir sanatçı. Kümese girip tavuklarla saatlerce sohbet eder, yumurtaları sayar. Bazen de yanına birkaç tanesini alıp kuluçka makinesine yerleştirir, 21 gün boyunca özenle bakar onlara. O yumurtaları kırıp ortaya çıkan civcivler ilk “üretim”leri olur böylece.
Milliyet’e konuşan Vanmechelen, yumurtanın kendisi için önemini şöyle anlatıyor:
“Yumurta, dünyayı temsil ediyor benim için, mesele onu nasıl çoğalttığımız. Bir yumurtanın üç seçeneği var: Ya rafadan olacak ya omlet ya da tavuk. Ben sonuncusunu seçtim.”
1965’te Belçika’nın Sint-Truiden kasabasında, eğitimci ve sanatçı bir babayla, moda tasarımcısı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Koen Vanmechelen’in tavuk, yumurta ve kafes üçlemesine karşı tutkusu böyle başlar ve şu soruyla şekillenir: “Dünya üzerinde bir tür ya da bir kişi olarak kimliğimiz nedir?”

Asıl mesleği aşçılık
Vanmechelen aslında aşçı. Uzmanlığı da  yumurtanın en çok kullanıldığı alan olan tatlılar. Sanatçı, kek veya ekmek yaparken, belirgin formu olmayan materyalleri şekillendirmenin zevkini keşfeder.
Bu keşfin ardından ilk eserleri ortaya çıkar. Sanatçı içlerine büyük beyaz yumurtalar yerleştirerek sergilediği tahtadan kafesler yapmaya başlar. Çalışmalar ilerledikçe aradığı mükemmel kafesin aslında bahçesinde dolaşan tavuktan başka bir şey olmadığını görür. Aklına düşen şu cümle ise Kozmopolitan Tavuk Projesi’ni başlatır:
“Tavuk, üzerinde çalışılması, devam ettirilmesi gereken sanat eserinin ta kendisidir.”

 

Son eseri Denizli’nin karatavuğu

Proje, 2000’de, Fransa ile Belçika arasındaki sınır köylerinden biri olan Watou’da başlar. Vanmechelen, projenin ilk sergisinde Belçikalı tavuk Mechelse Koekoek ile Fransız Poulet de Bresse’i birleştirerek ilk nesli ortaya çıkarır ve buna “Mechelse Bresse” adını verir. Sonra İngiliz, Amerikan, Alman, Hollandalı, Meksikalı, Taylandlı ve Brezilyalı horozlarla çiftleştirdiği tavuklardan esinle yarattığı yeni eserlere imza atar.
Çalışmalarını birçok ülkede sergileyen Vanmechelen, 9. nesil tavuğunu Denizlili karatavuk ile çiftleştirip son nesil “Mechelse Denizli”yi yarattı. Bu tavuğu seçmesinin tamamen tesadüf olduğunu, şu an Belçika’daki bahçesinde yaşayan tavuğu ancak büyüdüğünde sergiye getirebileceğini söylüyor Vanmechelen. İzleyenlerin, sergisinden şu düşüncelerle ayrılmasını da özellikle istiyor: “Kesişmeler ve dünyada durduğumuz yer hakkında düşünsünler. Her organizma, yaşamını sürdürmek için başka bir organizmaya ihtiyaç duyar. Bu insanlar için de geçerli, tavuklar için de... “