19.09.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- ‘Çağımızın hastalığı’ dense de yarattığı özgürlük ve konfor alanıyla bağımlılık yapabiliyor yalnızlık. Bir yanda hesap vermeksizin özgür bir yaşam, diğer yanda ruhu çekiştirip duran bağ kurma isteği… Kogonada’nın yönettiği ve Seth Reiss’in senaryosunu yazdığı “A Big Bold Beautiful Journey/Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk” işte bu çelişki üzerine kurulu.
Filmin iki kahramanı David ve Sarah, bir düğünde tanışıyor ve birbirlerinden etkileniyorlar. David yeni bir ilişkiye başlamada daha istekli ama Sarah olabildiğince kaçıyor. İkisini bir araya getiren sürreal olayın ardından geçmişlerine gittikleri uzun bir yolculuğa çıkıyorlar. İkisinin geçmişlerindeki travmaları, bugün kuramadıkları ilişkiler olarak ortaya çıkıyor. Sarah annesini kaybettiğinde onun yanında olamadığı için vicdan azabı duyarken onun bu azabı, her ilişkisini baltalayan bir kaçışa dönüşüyor. David ise ilk aşkı tarafından reddedilince kadınlara karşı bir kaçış savunması geliştiriyor.
Film, geçmişle hesaplaşarak sağlıklı bireyler olamayacağımızı ve sağlıklı ilişkiler kuramayacağımızı vurguluyor. Bunu, orta yaştaki kahramanlarının yolculuğunu fantastik ve müzikli öğelerle renklendirerek anlatıyor. Posterinde ve filmde sık sık gördüğümüz şemsiyelerle “Cherbourg Şemsiyeleri”ne selam gönderirken her aşkın mutsuz bitmek zorunda olmadığının altını çizerek romantikleri sarıp sarmalıyor, tatlı bir büyüye ortak ediyor.
Capcanlı oyunculuk
“Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk”un fantastik yönü hayli başarılı ki Kogonada’dan başka türlüsünü bekleyemezdik zaten. Müzikal ve sürreal kısımları da öyle… Kahramanlarımızın farklı kapılardan geçmesiyle geçmişlerini keşfetmek, yalnızlıklarına saygı duymamızı da sağlıyor aslında. David’in mutlu hissedilen anların yalnızlıkla eşdeğer olduğunu söylemesi, ikisinin de yalnız seyahat etmekten keyif alması gibi… Film bu noktalarda farklı bir güzergâhta gidiyormuş gibi görünse de finale doğru romantik komedi klişelerine teslim oluyor. Bu yönüyle türü sevenlerin gönlünü fethederken başından beri kurduğu özgün atmosfer ile uyuşmaması ise tezat yaratıyor.
“Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk”, Margot Robbie’nin gişe şampiyonu “Barbie”den sonraki ilk filmi. Bizde de vizyona giren “After Yang”ın ardından Kogonada yeniden Colin Farrell’la işbirliği yapıyor. Farrell’ın yer yer donuklaşan performansı ve Robbie’nin capcanlı oyunculuğunun kimyası tutmuş filmde. Yardımcı rollerde Kevin Kline ve Phoebe Waller-Bridge ise hikâyenin mizah tarafını desteklerken kadroyu da zenginleştiriyor.

Adada gerilim
Prömiyerini bu sene Berlin Film Festivali’nde yapan Alman yapımı “Islands/Ada”nın yönetmeni Jan-Ole Gerster. Senaryosunu Blaz Kutin ve Lawrie Doran ile birlikte yazdı. Başrollerde Sam Riley, Stacy Martin ve Jack Farthing yer alıyor. Kanarya Adaları’nda lüks bir otelde tenis hocalığı yapan Tom, rutin ve yalnız hayatına alışmış gibidir. Sıra dışı Maguire ailesinin otele gelişiyle tekdüze hayatından sıyrılan Tom onlarla yakınlaşır. Bir gece ailenin babası Dave ortadan kaybolunca, polis soruşturmasında Dave’in eşi Anne şüpheli hâline gelir. Film “Stromboli” ve “Vertigo”dan etkiler taşıyor.