Kültür Sanat ‘Yas’ı anlatmak bir ihtiyaç

‘Yas’ı anlatmak bir ihtiyaç

15.05.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Uğradığı suikast sonucu 19 yıl önce hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, kişisel deneyimlerini ve yas terapilerini “Yas Uzun Bir Veda” kitabında anlattı. Hablemitoğlu, “Yası anlatmaya başlamam ihtiyaçtı. Buna karar vermem yıllar içinde şekillendi. Herkesin acısı kendisine ağır. Sadece hissettiğimiz acıyı etkileyen bazı faktörler var” diyor

‘Yas’ı anlatmak bir ihtiyaç

Seray Şahinler - Tarihçi ve yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002’de, evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti... Hablemitoğlu, ölümünün ardından yayımlanan kitabı “Köstebek”le devlet içindeki FETÖ yapılanmasını dile getiren ilk isimlerden biriydi. Orta Avrupa ve Balkanlar’daki Türk eserleriyle ilgili çalışmalar da yapan Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi’nde Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi dersleri veriyordu. Üzerinden 19 yıl geçse de suikast hâlâ aydınlatılamadı. Aradan geçen yıllarda anısı ve acısı ailesinin gönlünde hep taze kaldı. Yerini zaman zaman öfkeye, umutsuzluğa bıraksa da yas hep bâki kaldı.

Haberin Devamı

Hablemitoğlu’nun kendi gibi akademisyen eşi Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu kişisel deneyimlerini anlattığı bir kitaba imza attı. “Yas Uzun Bir Veda”, Hablemitoğlu’nun hayatından izler sunsa da aynı zamanda yas terapilerinden ve evrensel örneklerden süzerek oluşturulan bir rehber niteliğinde. Hablemitoğlu “Yas tutmak, dünyanın doğumla başlayan, ölümle noktalanan kısır döngüsü içinde bir daha gelmeyecek, yerine konamayacak olanın bıraktığı boşlukla yaşamaya çalışmaktır ” dediği kitabı anlattı…  

“Yas Uzun Bir Veda”nın yola çıkış noktası neydi? ‘Yas’ı anlatmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

İhtiyaçtan denir ya bazen, yası anlatmaya başlamam, buna karar vermem yıllar içinde şekillendi. Sosyal hizmetin müdahale alanlarından biridir yas süreci, dolayısı ile hem akademide çalışma alanımın, hem de benim özel olarak yas sürecine dair ciddi bir öğrenme sürecine girmemin sonucudur bu kitap. Bir yandan da uzunca bir zamandır yas grup çalışmaları ve yas danışmanlığı yapıyorum. Muazzam öğretici, karşılıklı etkileşime olanak sağlayan bir alışveriş açığa çıkıyor bu süreçlerde. “Yas Uzun Bir Veda” bütün bunların birikimi diyebiliriz.

Haberin Devamı

‘Yas’ı anlatmak bir ihtiyaç

Her kayıp geride tarifsiz bir acı bırakıyor. Siz eşinizi kaybettiniz fakat bu aynı zamanda toplumsal bir kayıp… Kişisel yasınız bu süreci nasıl etkiledi?

Kişisel yas sürecimi ben bir öğrenme süreci olarak değerlendiriyorum, ama şimdi bugünden bakınca tabii… Kitabımda anlattığım pek çok kuram ve araştırmalardan çıkan bilgiyi anlamlandırmamı ve o bilgiyi bir araya getirmemi sağladığını da biliyorum. Bir yandan da beni buna teşvik eden bir mesleğim var. Herkesin acısı kendisine ağır. Karşılaştırılabilir değil. Sadece hissettiğimiz acıyı etkileyen bazı faktörler var. Nasıl kaybettiğimiz, aramızdaki bağ, yaşamımızdaki etkisi, kültür, inancımız gibi pek çok faktör var. Ancak bu da kişiden kişiye değişiyor. Kimin neyi nasıl hissedebileceğini, acı karşısında ne yapıp ne edeceğini önceden bilmek mümkün değil. Bir başkasının acısını anlamak da öyle. 

Kitabın isminde ‘yas’ olsa da ve içeriği buna odaklansa da bana çoğunlukla çok umut aşıladı. “Yas Uzun Bir Veda” okuruna ne söylüyor?

Haberin Devamı

Yas kaybettiklerimizin arkalarında bıraktıkları boşlukla, onların yokluğu ile bir uzlaşma, kabullenme ve yoklukla yaşamayı öğrenme süreci. Bunu başarabilecek şekilde donatılmış varlıklarız. Bunu keşfetmeye ihtiyacımız var. Bedenimizle, aklımızla , duygularımızla içinden yaslı girip şen çıkabileceğimiz bir sürecin sonunda başka bir insan olabiliriz, yeni bir yaşam inşa edebiliriz. Bu gücümüz var ve yapabiliriz demek istedim. Bunu her satırda hatırlatmayı istedim. Kaybetmeyi, kaybımızın zihnimizde, kalbimizde, canımızda bıraktığı boşlukla yaşamayı öğrenmek zaman alıyor, ancak oluyor demek istedim. Uzunca bir süre vedalaşmaya dirensek de, korkmadan, utanmadan ve suçluluk hissetmeden değişebiliriz, dönüşebiliriz demek istedim.

Kitapta pandemi sürecine de parantez açıyorsunuz. Kitabın yazım aşamasında mı eklendi bu bölüm? Pandemi dönemi başlı başlına bir yas hepimiz için… Binlerce kaybımız var; bu süreç için önerileriniz ne olur, ne yapmalı? Nasıl üstesinden gelmeli?

Haberin Devamı

Kitabı yazmaya başladığımda ülkemizde kayıplar bu denli yüksek sayılara ulaşmamıştı. Bu dönemde yazılmış yası anlatan bir kitapta pandeminin neden olduğu yas sürecinden bahsetmeseydim eksik olurdu. Pandemiyle insanlar ani ve beklenmedik ölümlerle karşılaştılar. Yas dalga dalga yayıldı. Çoğu insan sevdikleri ile vedalaşamadı. Eski hayatımızı kaybettik. Bütün bunlar nedeniyle kaygı ve üzüntü duyuyoruz. Bir de olası kayıp beklentimiz var. Ya biz de hastalanırsak, sevdiklerimiz de hastalanır ve yaşamlarını kaybederlerse diye endişeleniyoruz. Bedeli ağır bir bilgi edindik; yaşamlarımızın ne kadar kırılgan olduğunu öğrendik. Yakınını kaybeden birine destek olmak kültürümüzün bir parçası iken bizim şimdi bir araya gelmemiz riskli. Geride kalanlar kayıplarının ardından neler hissettiklerinin anlaşılmasını bekliyorlar.

‘Yas’ı anlatmak bir ihtiyaç

Onunki bedelleri olan bir kayıptı…

Eşiniz Necip Hablemitoğlu’nu kaybedeli neredeyse 20 yıl olacak. Söylemek istediklerinin, yazdıklarının, yaptıklarının ne denli önemli olduğu, aynı zamanda haklılığı bu süreçte çok daha iyi anlaşıldı. Toplumsal belleğimiz adına çok sembol bir isim eşiniz. Sizin için nasıl geçti bu 20 yıl?

Haberin Devamı

Siz benim de söyleyebileceklerimi söylediniz zaten. Bazen insanlar bir şeyleri anlatmak için bedel ödüyorlar, bazen de bir şeylerin anlaşılması için bedel ödeniyor. Necip Hablemitoğlu’un kaybı böyle bedelleri olan bir kayıp. Üstelik öldürülerek öldü. Bu haksız, öfke yaratan, adaletsiz bir kayıp. Böyle bir kayıp yaşamak, ülkemizin koşulları nedeniyle başımıza geldi. Ancak ölüme hep bir bahane var. Bu ailemizin yaşamının gerçekliği. Bunu kendimize hatırlatarak geçti yıllarımız. Acı sürekli değil. İyi ki değil. Sürekli olan üzüntü, bir zaman sonra üzüntü de hüzne evriliyor. Yaşadığım kaybın üstesinden gelmek için bunu nasıl yapabileceğimi öğrenmeye çalışarak geçti yıllarım. Sonra da yas tutan insanlara destek olmayı öğrendim.