Oynatma Listesi
HABERLER

Ukrayna-Rusya savaşında Türkiye'nin izlediği politika doğru mu? Özgür Tör yorumladı

"Dünkü müzakerelerden sonra artık barışın kapısı aralandı" yorumları ne anlama geliyor? Barışın adımı İstanbul'da mı atıldı? Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde Türkiye'nin izlediği politika doğru mu? Emekli Tuğgeneral İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özgür Tör, CNN Türk canlı yayınında Tunç Arslanalp'in sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde 3 saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası her ikiş taraftan da peş peşe açıklamalar yapılırken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu müzakere görüşmelerine ilişkin 'En anlamlı ilerleme bugün kaydedildi' dedi. Peki Ukrayna ve Rusya heyetlerinin Türkiye'de bir araya gelmeleri ne anlam ifade ediyor? Rusya ve Ukrayna'nın kazanımları neler?

 

Emekli Tuğgeneral İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özgür Tör, CNN Türk canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Tör, şu açıklamaları yaptı; Böyle bir sözü kullanmayı ben doğru buluyorum. Barışın kapısı aralandı diyebiliriz. Özellikle Türkiye'de bir şehirde İstanbul'da olması ve Antalya'daki görüşmelerin olması bence önemli bir kazanım Türkiye açısından. Ama barış derken kapının aralanması demek yarın, hemen barış olacak gibi bir beklenti içinde olmanın da bizi yanlış sonuçlara götürebileceğini özellikle ifade etmek istiyorum.

Bu tür süreçlerde gelen delegasyon, heyetler "Acaba karşı taraf ne diyor?" deyip onları alıp kendi merkezlerine götürüp almak üzere yapılan teknik görüşmeler bunlar. Yani hemen oradan bir ateşkes çıkması yarın, öbür gün ben çok olası görmüyorum. Ama inşallah olur tabi. Hızlıca bir tam ateşkes ve barış anlaşması olması dünya açısından, bizim açımızdan hepimiz için iyi olur.

HER İKİ TARAF KENDİ HEDEFLERİNE ULAŞTI MI?

Analitik olarak bakmamız lazım. Rusya açısında ve Ukrayna açısından baktığınızda ayrı ayrı her iki tarafta kendi kamuoylarında bir kazandığı zafer edasını sunması lazım ki iç kamuoylarından tepki almasın. Sonuçta askerler öldü, siviller zarar gördü, binalar yıkıldı, çok sayıda istenmeyen olaylar yaşandı. Hatta sosyal medyada da çok üzücü şeylerle karşılaşıyoruz.

RUSYA'NIN KAZANIMLARI

Uzaktan baktığımız zaman tam anlamıyla her iki tarafın zafer kazandığını göremiyorum. Açıkça bunu ifade edebilirim. Rusya bazı kazanımlar elde etti. Ne elde etti? Kırım'la Donetsk arasındaki kuşağı bağladı. Donetsk-Luhansk bölgesinde eskiden isyancılar vardı. O hattı bağladı. Kırım'ın üzerinde Zaporijya Nükleer Santrali'nin hemen altında kalan baraj bölgesini elde etti. Niye? Buradaki su kaynaklarını Kırım'a aktararak 1 milyon 200 bin nüfusa sahip, Kerç Boğazı'ndan su getirmesi çok zor. Bunu elde etti. Bu kazanımlar belki Rusya açısından yeterli görünmüş olabilir.

Rusya'nın şöyle bir doktrini gereği var... Rusça konuşanlarla hepsinle birleşme. Acaba barış görüşmeleri, nihai barış anlaşması imzalanırsa ne mutlu. Hiç problem kalmayacak. Acaba bu bir oyalama taktiği olup da Odessa istikametine bir harekat olur mu? Bunu bir kenara koymak lazım. Olasılıkları düşünmek lazım. Böyle bir risk var.

 

Kiev'e aldatma taarruzu olduğunu düşünüyorum. En büyük güçlerini aslında Kiev'de tuttular. Başkent siyasi hedef oldukları için kendi açısından 'Başkent'i kaybetmeyelim' refleksi var. Burada birlik bulundurduğunuz sürece bu birlikleri alıp mesela Herson'a gönderemediler. Mesela Donetsk-Luhansk bölgesine yeteri kadar takviye edemediler. Harkiv'de çok ciddi çatışmalar oldu. Mesela buraya gönderemediler.

Aldatma taarruzu derken... Tabi ki fırsatını bulsa, ele geçirebilir. Ama büyük güçlerle burayı kontrol etmesi, ele geçirmesi büyük zaiyata sebebiyet verir. Hiç Kiev'e taarruz etmediklerini düşünün. O zaman ne yapacaklardı? Buradaki insan sayısını, silah gücünü, istihbaratı ne derseniz deyin diğer bölgelere kaydıracaktı. 64 km.'lik konvoy, araçlar duruyor filan tam güçleriyle yüklenmediler. Bunu böyle okumamız lazım. Kiev siyasi hedef. Yönetim değişikliğini hala isterler.

UKRAYNA

Ukrayna tarafına dönelim. 2014'te Kırım'ı Rus işgaline maruz kaldı. Normalde donanması vardı ama süresi bitti. Sonuçta işgal. Toprak kayıpları var olandan biraz daha arttı. Burada Ukrayna tarafının NATO'ya girme isteğinin vazgeçmesi aslında harekatın başında Rusların bahanesiydi o. Tabi bu Ruslar için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Bu kadar kolay vazgeçebiliyorlarsa baştan neden bu kadar ısrarcı oldular? Bu da ayrı bir inceleme konusu.

Rusya'nın haksız olduğunu söylüyoruz. Bağımsız bir devleti işgal ediyor. Ukrayna, NATO'ya girme konusunda bu kadar ısrarcı olmasaydı belki bu işgal olmazdı gibi konuşabilirdik.

"RUSYA DA KAZANIYOR"

Batı burada kazanıyor. Neyi kazanıyor? Hem Ruslar ekonomik yönden baskısı var. Aynı zamanda da insan zaiyatı, silah zaiyatı, ekonomik yönden füze atıyor. Onlarla uğraşıyor. Batı kazanıyor. Rusya'nın zafiyetlerini istismar ediyor. Peki Rusya kazanıyor mu? Rusya da kazanıyor. Kırım'ı işgal etmişti. Luhansk-Donetsk bölgesini hareketlendirmişti. Herson bölgesini birleştirdi. Belki Odessa yapabilir diyoruz. Yani kritik arazileri alıyor. O da kazanıyor aslında.

 

Burada Ukrayna halkı kaybediyor aslında. 10 milyon insan göç etmiş durumda. Yıkılan yerleşim yerlerinden bahsediyoruz. Görüşmeler sırasında bunlar da konuşulacaktır. Ukrayna halkının kaybeden tarafta olduğunu söyleyebiliriz.

GARANTÖR ÜLKE 

Garantörlüğe ben biraz şüpheyle yaklaşıyorum. Bu anlaşmadan çıkacak sonuçları gerçekten ben de merakla bekliyorum. Onu da ifade edelim. Rusya'ya işgalci diyoruz. Eğer anlaşma bunu yasal hale getirirse yaptırımlar ne olacak? Bunları çok uzun süre konuşacağımız konular olacak.

Diyelim ki nihai barış oldu. 3 gün sonra 3 yıl sonra 10 yıl sonra... Bu kalıcı ateşkes bozuldu ve Ruslar diyelim ki Odessa üzerine gitmeye kalktı. Bir bahane ürettiler. Veya tam tersi Ukrayna. Türkiye Cumhuriyeti garantör ülke olarak asker gönderip Kıbrıs'ta yaptığı gibi. Böyle bir müdahalede mi bulunacak. Bakın Rusya'dan bahsediyoruz, Ukrayna'dan bahsediyoruz, Batı'dan bahsediyoruz. Bunlar çok riskli kavramlar. Bence garantör ülke olmanın getirdiği riskler olabilir. Burada BM'nin garantisi altındaki 'Barış Gücü'nden bahsetmiyoruz. Güvenlik Konseyi'nin karar olması mümkün değil çünkü Rusya var orada.

TÜRKİYE'NİN İZLEDİĞİ POLİTİKA DOĞRU MU?

Biz arada kalalım. Türkiye'nin şu anki politikası doğrudur. İki ülkeinin barış görüşmelerinin İstanbul'da olması büyük bir kazanım. Çünkü biz tarafsız kaldık. Garantör olarak gelecekte olacak olaylara fiili olarak bizi baskılayıcı bir müdahalenin altına girmemizi ben fazla buluyorum.

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER