01.07.2006 - 12:29 | Son Güncellenme:
(2004)
Sizler yabancı değilsiniz! O yüzden ufak bir sır vereyim... İşim gereği, teslim aldığım her araçla aramda bir bağ kurmaya çalışıyorum. Düşünün ki, insanlar, satın aldıkları yeni bir otomobile en erken iki haftada alışabiliyor. Eh, bizim öyle bir fırsatımız yok! Dolayısıyla, en kısa sürede ısınıp, sizlere anlatacak şeyler toplamam gerekiyor... Aksi halde anlattığım izlenimler, tamamen yüzeysel kalabilir ve sizler hiç zevk almadan, kuru kuru bilgiler okursunuz...
Nissan’ın merkezinde benim “küheylanöı bırakıp, pick-up’a bindiğim ilk dakikadan itibaren aramızda acayip bir duygusallık başladı demek, sanırım yerinde olacak. Nitekim 'maço’ ve 'sert’ görünümüne rağmen, yufka yürekli ve sizin için herşeyi yapmaya hazır, 'itaatkar’ bir karakteri var. Kısa birlikteliğimiz sırasında, onu tanımak zor olmadı! Zira, ne hüneri varsa, tümünü gösterdi...
Yarış esintileri...
Nissan’ın halen satılmakta olan pick-up modellerinin temellerine sahip olmakla birlikte, aslında motorsporlarında kullanılan versiyonundan esinlenilerek geliştirilmiş bir araç. Yani bir benzeri, ülkemizde koşulan “Rallye D’Orient"i kazanmıştı. Bilmem, anlatabildim mi?
“Rally Raid" versiyonu, belki motor ve süspansiyon olarak, ülkemizde satılan diğer versiyonlarla aynı. Ancak gerek rengi, gerekse de üzerindeki gri çıkartmalar ve Nissan yazısı, yarışlara katılan versiyonlarında olanların hemen hemen aynısı. Bununla birlikte, hava girişli kaput tasarımı da... Tüm bunları birleştirince, ortaya havalı ve yakışıklı bir pick-up çıkıyor. Tabii iç mekanı, biraz fazla sade. Yani yarışlardan esinlenen, sportif bir araç içi beklerken, bu denli sade oluşuna ilk baştan anlam veremiyorsunuz. Ancak orta konsolun metal görünümlü olması ve direksiyonun belirli bölümlerinin gri renkli oluşu, bu konuda az da olsa çalışma yapıldığını gösteriyor.