Mondeo kendini aştı

OTOKOLİK / LEVENT KÖPRÜLÜ


       Herkesin önünde bir takım notlar... Ekrana gelen tasarımlar üzerinde fikirler yürütülüyor. Çeşitli düzenlemeler yapılıyor. Her kafadan, her ülkeden bir ses çıkıyor. Sonunda üç çizimden en beğenileni seçilerek onay alınıyor. Yine hummalı çalışma devam ediyor. Herkes, araçla ilgili yeni bir fikir ortaya atıyor. Aylar geçiyor... Veeee, Ford yeni bebeğini tanıtıyor: Mondeo.
       Bu süreç, aslında burada 9 cümleyle anlatıldığı üzere bir çırpıda olan biten bir süreç değil. Kapsamlı hikayesini size ileride anlatırım belki. Ancak yeni Mondeo'nun kendisini hemen anlatabilirim. En azından, aracın tamamen "sanal" ortamda tasarlanıp geliştirildiğini, tasarım aşamasına "içinden" başlandığını, hatta çarpışma testlerinin bile önce sanal ortamda gerçekleştirildiğini...
       Aralık ayında Türkiye'de de satılmaya başlanacak yeni Mondeo, eskisiyle pek bir benzerliğe sahip değil. Ford, onu baştan yaratmış. Sürücü ve yolcular düşünülerek önce aracın iç kısmı tasarlanmış. Diz ve baş mesafesi, sıradan insanların laboratuvarlara davet edilmesiyle belirlenmiş. Dış tasarıma sonra geçilmiş. Bilgisayar ve on - line konferans yöntemiyle birçok ülkedeki Ford mühendislerinin fikri, aracın son haline yön vermiş. Gerçek ortamdakinden önce, bilgisayarda 100 kez çarpma testine (crash - test) tabi tutulmuş. Sonuçta ortaya, güvenlik ve konfora önem veren farklı bir Mondeo çıkmış.
       Ford'un yakından tanıdığımız Ka, Focus, Fiesta modellerinde başarıyla uyguladığı "New Edge" (yeni köşeler) prensibi, nihayet Mondeo'ya da adapte edilmiş. Yani aykırı Mondeo, artık tam anlamıyla "aileden biri" olmuş. Geniş farları, arka stop lambaları, hep Ford ailesinden bazı üyeleri hatırlatan detaylara sahip. Eskisinden daha geniş hale gelen Mondeo'nun iç tasarımı da, tamamen kendine özgü bir hal almış.
       Göstergeler rahatça okunabilirken, kontrol düğmeleri de kolay alışkanlık sağlayacak biçimde yerleştirilmiş. Geniş koltuklar ise, uzun yolculuklarda yormuyor. Diz mesafesi, oldukça geniş. Ford'un Scorpio'dan doğan boşluğunu da doldurmayı amaçlayan Mondeo, bu nedenle üst sınıflara mahsus güvenlik ve konfor özelliklerini de bünyesine katmış. Deri döşeme, önden yüklemeli 6'lı CD player seçenekleri, sürücü, yolcu, yan hava yastıkları ve yan hava perdeleri, arkadan çarpmalarda başı koruyan hareketli kafalık, tavanda gözlük kabı, Elektronik Stabilite Programı (ESP) seçeneği, Elektronik Fren Gücü Dağılımı (EBD) destekli ABS fren sistemi, katlanabilir pedallar, direksiyondan kumandalı müzik sistemi, kazanın şiddetine göre iki aşamalı patlayan hava yastıkları, yolcu koltuğunda hava yastığı sensörü... (Üfff, gerçekten yoruldum!)
       Ayrıca yeni Mondeo'da bazı hoşluklar da yapılmış. Örneğin ön farlar, iki pimin sökülmesiyle rahatça yerinden çıkarılabiliyor. Böylece ampul ya da kırılmış farı değiştirmek dert yaratmıyor. Ya başkası sökerse diye düşünmeyin, zira kaput kilitli ve açılması gerekiyor.
       Bu kadar laf salatasının yanında, biraz da sürüş özelliklerinden ve performanstan bahsedelim artık! Öncelikle en hoşa gidecek özellik, aracın iç mekanının çok sessiz olması. Bu da sadece bir miktar motor sesinin kulağa çarpmasına neden oluyor. Ancak asla rahatsız edeci boytlarda değil. Süspansiyonlar, yumuşak karakterli olmakla birlikte, son yıllardaki tüm Ford modelleri gibi mükemmel yol tutuşu bozmaya imkan vermiyor. İsteğe bağlı ESP ise, bunu daha da güçlendiriyor. Türkiye'ye ilk etapta getirilecek 2.0 lt. hacimli yeni 145 beygirlik motor, size yarış otomobili kadar olmasa da(!), hatırı sayılır bir performans sunuyor. Azami 220 km / s'ye rahatça çıkabiliyor. En memnun edici tarafı da, yakıt tüketiminin en zor koşullarda bile 10 litre ortalamasının üzerine pek çıkmıyor olması.
       Sizi bu pazar gününde daha fazla sıkmadan sadede gelelim. 24 bin - 30 bin mark arasında fiyatlarla satılacak Mondeo, yollarda sıkça görmeye alışacağımız bir model olacak gibi.