06.07.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
BADE GÜRLEYEN
İstanbul’un en eski apartmanı nerede? Avrupa’nın en zarif camisi ve en büyük ahşap binası hangi semtlerde? En yaşlı İstanbullularla nerede kucaklaşabilirsiniz? Kayıp demiryolunun izini nasıl sürebilirsiniz? Zindanların en karasına nasıl inebilirsiniz?
Bu soruların yanıtı, Akdoğan Özkan‘ın (47) “İstanbul’da Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 101 Şey” (İnkılap Yayınevi) adlı kitabında. Bir İstanbul sevdalısı olduğunu vurgulayan Özkan, kitabında okurları farklı bir İstanbul’la baş başa bırakıyor ve onları 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen ama sakinlerinin çoğunun hiç tanımadığı bu kenti keşfetmeye çağırıyor...
“İstanbul’da kendinizi bir turist gibi hissedebilirsiniz”
Bu kitabı yazmak nereden aklınıza geldi?
İstanbulluların günlük hayatın koşuşturması içinde “Nasıl olsa buradayız” diye erteledikleri çok şey oluyor. Onlara bu kitapla yol göstermek istedim. İstanbul ayrıca 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi. Bu da böyle bir kitap çıkarmak için bir fırsat oldu. Bu kitapla, içinde yaşadığımız şehre olan yabancılığımızı atmaya bir katkım olsun istedim.
Kitabınızın İstanbul’la ilgili diğer kitaplardan farkı ne?
Sadece okunup bir kenara kaldırılmasını değil, kullanılabilir bir kitap olmasını istedim. Gezen bir insanın öncelikle bir hikayeyi merak edeceğini düşünüyorum. Yani “Şu taşı gidin görün” demek yerine onun hikayesini ön plana çıkararak görülecek yerleri daha cazip kılmaya çalıştım. Şehrin en eski apartmanından başladım yazmaya. Bu, Küçükçekmece’de 400 bin yıllık bir yapı. İstanbul’un yedi harikasına, 1500 yıllık sanat galerisine, dünyanın en eski üniversitesine kadar pek çok şeye değindim.
Sık sık gittiğiniz yerler var mı?
Tabii ki. Tarihi dokunun hâlâ korunabildiği Süleymaniye, Eyüp, Sultanahmet, Edirnekapı, Ayvansaray ve Balat gibi bölgeler gitmekten büyük keyif aldığım yerler. Bu mistik yerleri her seferinde yeniden keşfediyorum. Ayrıca 20,5 kilometrelik tarihi sur hattı Avrupa’nın en görkemli sur kalıntılarıdır. Arkeoloji Müzesi ve binlerce yıldır el değmemiş, imparatorlukların azametini simgeleyen Altın Kapı’yı da defalarca görmekten büyük keyif alıyorum.
Tatile çıkamayanlar üzülmesin mi?
Hayır. Kitapta pek çok öneri var. Bu şehirde kendinizi bir turist gibi hissedebilirsiniz.
Şehrin Altın Kapı’sını tıklat