Pazar “Bekliyorum, gelip yıksınlar”

“Bekliyorum, gelip yıksınlar”

29.08.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Dayanılmaz yaz sıcağında Şirince’nin en güzel göründüğü tepede İlyas Tepe’deyiz... Şirince kadar ünlü Nişanyan Evleri’ne girince başınızı uzattığınız andan itibaren koca alanı gezdiğiniz her nokta ayrı şaşırtıyor.

“Bekliyorum, gelip yıksınlar”

Sanki insan eli değil, sihirli bir el değmiş kadar güzel bir yer....
Sıcağın ortasında bir anda cennet bahçesinde buluyoruz kendimizi... Her köşe başından akan buz gibi suların ve güzelim bağ evlerinin arasından geçiyoruz. Daha önce de 10 ay hapis yatmasına neden olan ve yenileri dahil 12 evin yıkım kararıyla yine gündemde olan Sevan Nişanyan karşılıyor bizi. Bir dağ meyvesinden yaptıkları buz gibi mürver suyumuzu yudumlayarak Şirince’yi konuşuyoruz...

Haberin Devamı

Son karar hangi evleri kapsıyor?
16 yıldan beri inşa ettiğim her şeyi yıkmaya kararlılar. Hem daha önce hapse girdiğim dört taneyi, hem de yenileri yıkacağız diye çıkmış ortaya sayın Kıraç (İzmir valisi Cahit Kıraç).

Tam gerekçe nedir?
Kendilerinden izin almadan, yasadışı olarak yaptığımı söylüyorlar. Bu işin yöntemi şudur: Önce bürokratik çıkmaz yaratırsınız. Mesela birtakım otellerin yıkım kararını alırsınız, ondan sonra dersiniz ki “Bunu uygulamayacağız, buyur sen otelini işlet.” Ama sonra bu binalar yasal olarak yok hükmünde olduğu için onaramazsınız, bunlara herhangi bir işlem yapmak için ruhsat alamazsınız. Ya pes edip bırakacaksınız ya da yasa dışı yapacaksınız bazı şeyleri.

Siz ikinciyi tercih ettiniz.
Burası Allah’ın bir çölü olan yerdi. Buranın toprağını kullanıp, Ege’nin tipik bağ evi ruhu içinde son derece mütevazı 30-40 metrekarelik köy evleri yaptım. Küçük bir mezra gibi yer oluştu. Ama mevzuat elinizi kolunuzu bağlıyor, diyor ki “Gel bana yalvar, sana yol göstereyim.” Ben de yapmıyorum. Siyasi yönü de bariz bir şekilde var. Bunlar memleketimizin düşmanlarla çevrili olduğunu düşünen Atatürkçü arkadaşlar. Beni de düşman olarak görüyor açıkça. Hiç şüphesiz Ermenilik de işin içine giriyor...

İtiraz ettiniz mi?
Memleketin önde gelen hukukçuları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak için yeterli zemin olduğu kanısında. İncir çekirdeğini doldurmayan işler için 16 dava, yıkım, üstüne para cezaları, bu bariz bir ezme olayıdır. AİHM böyle bir davaya çok sıcak bakar. Sıkı tazminat verirler. Fakat bunlara gerek kalmaksızın; hükümet düzeyinde gelen, gören, fikir beyan eden insanlar oldu. O yönden sıcak, doğru mesajlar geldi.

Sizce yıkılacak mı?
Yıkamazlar. Gelsin yıksınlar görelim diyorum ama... Karşınızda akıl ve sağduyu ile davranan birileri olduğunu farz edince “Yıkmalarına imkan yok” diyorsunuz. Fakat ne yazık ki T.C. bürokrasisinden söz ediyoruz. Burada akıl ve sağduyu konusunda o kadar emin olamıyoruz.



“Yeniden evlendim, üç aylık bebeğim var”
Ayrıldığınız eşiniz Müjde hanım ne düşünüyor? Seviyordu buraları... Konuşuyor musunuz?
Sever tabii. Konuşuyoruz.

O da üzülüyor mu?
Bu bizim tek geçim kaynağımız, tabii üzülür o da.

Aranızda problem var mı? Bir dönem onlar gündemdeydi.
Ufak tefek problemler, anlaşmazlıklar oluyor. Ama eskisi gibi değil... Yeniden evlendim. Bu durumdan çok da hoşnut kalmadı anladığım kadarıyla. Bir de bebeğim oldu. Üç aylık, adı Anahit. Çok şeker. Benim bildiğim; çözüme yönelik şeyler düşünmek... Kadın duygusallığıyla başa çıkamıyorum, sevmiyorum.

Aldatılınca duygusal davranabilir...
O değil ayrılma nedenimiz. Evliliğimiz bittikten sonra ben üçüncü şahıslarla beraber olmaya başladım. Ona rağmen büyük bir tepki gösterdi tabii. Ama “Sevan uçkuruna hakim olamadığı için bozuştular” meselesi değil. Artık kavganın had safhaya geldiği, dayanılmaz olduğu bir noktada... Yatakları filan ayırdıktan sonra ben yaptım o işleri.


“Valisi de kaymakamı da memuru da bu memleketten nefret ediyor”

Bu kadar üstüne gitmenizin nedeni aslında buradan, Şirince’den çok büyük rant elde etmeniz olarak düşünülebilir... Buradan büyük gelir elde ediyor musunuz?
10 yaşında bir Kartal araba kullanıyorum. Toplam beş-altı tane de gömleğim var. Mal varlığım yok. Biz Şirince’ye çok parasız olduğumuz bir dönemde, şehir yaşamının maliyetini kaldıramadığımız için geldik. Beş parasız başladık bu işe, şimdi Allah’a şükür düzgünce bir gelirimiz var.
20 hane geçiniyor bu köyden.... Gelen parayı yatırdık. 10 sene içinde
3 milyon lira civarında bir yatırımımız oldu. 3 milyon liraya bir apartman alabilirsiniz Selçuk’ta veya herhangi bir yerde. Ve bunun rantıyla paşalar gibi yaşarsınız hayatınız boyunca. Böyle bir şey yapmadık. Hoşumuza giden bir iş yapmak istiyoruz. Çocuklarımıza güzel bir eser bırakmak istiyoruz. İnsanların “Helal olsun, Allah’ın Ermeni’si gelmiş buraya güzel bir iş yapmış” diyebileceği bir iş yapmaya çalışıyoruz. Bunun da pekala bilincindeler ve bundan çok rahatsız oluyorlar. Kendi ayıplarını, utanmazlıklarını, kifayetsizliklerini yüzlerine vurma etkisi yapıyor. Aslında bu memleketten nefret eden insanlar. Valisi de kaymakamı da memuru da özel idaresi de. Başkalarının gelip gerçek vatanseverliği onlara göstermesinden çok rahatsız oluyorlar.