Pazar Böceğimizin peşindeler!

Böceğimizin peşindeler!

04.09.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Geçtiğimiz hafta bir Alman turist ülkemizden topladığı böcekleri kargoyla ülkesine yollamaya çalışırken yakalandı. Son dönemde yaygınlaşan sürüngen ve böcek kaçakçılığı için Türkiye’nin tercih edilmesinin sebebi nadir bulunanlar dahil pek çok türe yaşam alanı sağlayan habitatlara sahip olması

Böceğimizin peşindeler

Profesör olduğu belirtilen Alman turist Thomas Pufe “Avrupa’ya göç edip etmeyecekleri üzerine araştırma yapmak için numune böcekleri tüplere koydum. Başka bir niyetim yoktu” dese de işin uzmanları, böcek kaçakçılığının çok daha farklı motivasyonları olduğunu söylüyor. Başta para geliyor. Yurtdışına kaçırılan böcek ve sürüngenler koleksiyonerlere pazarlanıyor hem ilaç sanayi hem de tarım zararlıları ile mücadelede kullanılmak üzere satılıyor. Canlı kaçırılan sürüngenler de pet olarak satılıyor.

Engerek peşinde dolanan çok
En çok ender ve endemik (sadece bir ülkeye hatta ülke içinde sadece bir bölgeye özgü türler) türlerin kaçırıldığını belirten Av ve Yaban Hayatı Koruma Vakfı başkanlarından Süha Umar “Kafkas Engereği, Türkiye’nin sadece Doğu Karadeniz yöresinde yaşar. Peşinde dolaşan çoktur” diyor.

Zehirin gramı binlerce dolar
Yurtdışında 4 bin dolara alıcı bulduğu bilinen Kafkas Engereği, Türkiye’de yaşadığı tahmin edilen 52 yılan türünden biri. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü yetkilisi Yunus Emre Dinçaslan “Özellikle son altı ayda şeritli ve Kafkas Engereği diye adlandırılan yılan türü ile Kafkas ve Urfa yılanları, yabancılar tarafından toplanıp ya da parayla toplatılıp yurtdışına kaçırılıyor” diyor. Dinçaslan güzel renk ve desenlerinden, seyrek bulunuşlarından veya gramı binlerce dolara satılan zehirlerinden dolayı yabancılar tarafından toplanıp yurtdışına kaçırıldığını söylüyor. Özellikle ilaç yapımında kullanılan yılan zehri az miktarda bulunması nedeniyle yüksek fiyatla satılıyor.

Böceği koruyan kanun yok
Yıllarca Orman Bakanlığı’nda çalışmış olan Serhan Göksu, sürüngenlerin kara avcılığı kanunu kapsamına aldındığını ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı bulunduğunu söylüyor. Ancak böcekler için bugüne kadar herhangi bir yasal düzenleme yapılmamış. Dolayısıyla herhangi bir bakanlığın sorumluluğunda değil. “Doğal varlıklar olarak zorlama ile Çevre Kanunu içine sokulduklarını” söyleyen Göksu, yaban hayatı türlerinin kaçakçılığını önlemek için ülkemizin de üye olduğu uluslararası CITES (Nesli tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerinin uluslar arası ticareti) adlı bir sözleşme olduğunu ve hemen hemen bütün türleri kapsadığını belirtiyor.

“Kaçakçıya yardım ediyorlar”
Kaçakçılık yapanların çoğu sıradan bir turist gibi ülkemizi ziyarete gelerek özellikle doğal hayatın korunduğu bölgelerde aramalarını gerçekleştiriyor. Kırsal kesimdeki insanların bu konuda yeterince bilinçli olmadığını belirten Süha Umar, aralarında kaçakçılık yapanlara yardımcı olanların da olduğunu belirtiyor. Halkın da bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini söylen Umar, bu süreçte konuyla ilgili resmi kurumların dikkatli olması gerektiğininin altını çiziyor.

“Turistik gezilerde toplanıyor”
Umar’dan öğrendiğimiz bir başka bilgi de hayli şaşırtıcı; bu konuda örgütlü hizmet veren ve kimse tarafından denetlenmeyen turizm işletmeleri mevcut. Örneğin bir tanesi Bafa Gölü’nün kıyısında ve doğa turları düzenliyor; bu turlarda, tohumlar, çiçekler, böcekler, sürüngenler toplanıyor kimse de
“ne oluyor?” demiyormuş.

“Bize gelince etik unutuluyor”

Sıklıkla kaçakçılığı yapılan diğer bir tür ise kelebek. Konuyla ilgili görüştüğümüz Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Biyoloji Bölümü’den Prof. Ahmet Koçak misafirperver toplumumuzun ve güvenlik birimlerinin hoşgörüsü, zaman zaman gözünden kaçırması nedeniyle kırsal kesimlerde böcek gruplarınının toplandığını söylüyor. Kaçakçılığı yapılan canlıların yurtdışında müze ve bilimsel kurumlar gibi alıcıları olduğunu belirten Ahmet Koçak, “Hiçbir ciddi müze veya bilimsel kurum yasadışı yollarla toplanmış materyale sahip çıkamaz. İş Türkiye’ye gelince yurtdışındaki bilim insanları etik değerleri unutuveriyorlar.” 40 yılı aşkın bir süredir böcek türleri üzerine çalışmalarını sürdüren Koçak, “Türkiye’de bu açıdan en zengin bölge Doğu Anadolu. Biz burada 12 senedir hem üniversitede çalışıyoruz hem de bu tip faaliyetleri gerektiğinde ilgili birimlere duyurmak için burada bulunuyoruz. Buradaki çalışmalarım sırasında rastladığım neredeyse bütün turistlerin izinsiz toplama yaptığınıı gördüm. Türk bilim insanı olarak biz örnek toplamak için izin alırken yabancılar almadan istedikleri gibi gelip, topluyorlar, Türkiye’yi arka bahçeleri gibi görüyorlar” diyor.

Bilimsel ambargo tehdidi
Ahmet Koçak’ın bir başka dertli olduğu konu ise bir Türk vatandaşı ve bilimadamı olarak gerek Türk yetkililerinin gerekse yurtdışındaki meslektaşlarının dikkatini bu konuya çekmek için gerekli uyarıları yaptığında çok ağır tepkiler alması. “Jandarma böyle kaçakçılık durumlarında uzman görüşü almak adına bizlere başvurduğunda üzerimize düşen görevi yerine getirdiğimiz için yurtdışındaki bilim çevreleri bizi ağır baskılara maruz bırakıyor. ‘Bilimsel çalışmalarımızı desteklemiyorsunuz, arkadaşlarımızı zor durumda bırakıyorsunuz, sizinle bağlarımızı koparırız’ gibi tepkiler alıyoruz” diyen bilimadamı bilimsel ambargo yediklerini söylüyor.


Koçak: “Bu meselenin siyasi boyutu da var”

Koçak’a göre işin bir de siyasi boyutu var. Henüz keşfedilmemiş bir tür ortaya çıktığı zaman bir tanımlama yapılarak isimlendiriliyor. Böylece yeni türün bilim dünyasında hep o adla anılıyor. 4-5 sene önce gelen Ruslar, Van’dan kaçak olarak materyal toplayıp götürmüşler. Toplanan materyaller arasında yeni kelebek
bir türü keşfedilmiş. Koçak yeni
türün buradaki Ermeni Krallığı’nın anısına “Vaspurakani” diye isimlendirildiğini söylüyor.


Türkiye’de 5 bin 200’ün üstünde kelebek türü var


Prof. Ahmet Koçak “Güve (gece uçanlar) kelebekler (gündüz uçanlar). Bunlar Türkiye’de 5200 türün üstünde. Türkiyede’ki böcek türlerine dair bildiğimiz rakamlar
25 bin civarında ama potansiyeli 70 bini geçecek bir rakam. Bunların yarısına yakını bilim aleminde bilinmiyor. Bu iştah kabartan bir potansiyel. Çekirge, sinek, arı gibi
türler birer böcek takımı. Türkiye’de bunlar gibi 24 tane böcek takımı var.”