“Ela ve diğer çocuklar için üç tüp kan yeter”

İki haftadır sosyal medya Ela’nın adına başlatılan kampanyayla çalkalanıyor, ünlü isimler tweet atarak destek oluyor. Taraftar grupları toplanarak Kızılay şubelerine kök hücre bağışçısı olmak üzere kan vermeye gidiyor. Ela 5 yaşında, lösemi hastası. O da Türkiye’deki binlerce çocuk gibi ilik nakli bekliyor. Ambulans sağlık memuru baba Ersin Taşçı’nın hastalıktan şüphelenip peşini bırakmamasıyla dört ay sonunda Ela’ya lösemi teşhisi konuyor. Ela şu anda Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tp fakültesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde kemoterapi tedavisi görüyor.

Sinsice ilerliyor

Taşçı Ailesi’ni geçtiğimiz hafta hastanede ziyaret ettik ve baba Ersin Taşçı’yla konuştuk. Taşçı, Ela’nın lenf bezlerinin şişmesi üzerine şüpheleniyor ve dört ayrı hastaneye kontrole gidiyorlar. Tüm sonuçlar temiz çıksa da baba Taşçı işin peşini bırakmıyor ve 4 ay sonunda çok fazla yükselen lökosit değeriyle Ela’nın teşhisi konuyor.

Sinsice ilerleyen bir hastalık lösemi. Birkaç hafta önce tüm değerler normalken birden 114 bine yükseliyor Ela’nın lökosit değerleri. Baba Taşçı o gün nöbetçi olduğu için çalıştığı ambulansla gidip kızını kreşten alarak hastaneye götürüyor. Bir baba için ne kadar zor olduğunu gözleri kızararak anlatıyor: “Bir görseniz, gülüp oynayan, gayet sağlıklı bir çocuk duruyor karşımda. Bindik beraber ambulansın arkasına hastaneye gittik. Bugüne kadar birçok yavruyu hastaneye götürdüm, o gün de kendi ellerimle kendi yavrumu taşıdım. Tarif edemeyeceğim kadar berbat bir his.”

Ersin beye, Ela’ya hastalığını nasıl anlattıklarını soruyorum. Şöyle cevap veriyor: “Anlatamadık. 5 yaşındaki bir çocuğa kanser olduğunu nasıl anlatabilirsiniz ki? Psikyatrist bize ‘Yanlış yapmışsınız’ dedi ama bizim için o an doğrusu buydu. Hep beraber hasta olduğumuzu söyledik. Sekiz gün aynı odada kaldık. Saçları döküleceği için, ‘Bak kızım bir mikrop var hepimize bulaştı, saçlarımızdan başladı, elimizde, ayağımızda. O yüzden bizi bu odaya aldılar, iyileşince evimize gideceğiz’ dedik. Ona her damar yolu açılışında annesiyle biz de açtırdık. O şeker baktırdı, biz de baktırdık. Saçlarını kestiler, ben de kestirdim. Ben enfeksiyon riski nedeniyle daha fazla kalamadım odada. Şimdi o annesiyle kalıyor, ben de yanına giriyorum ara ara. Bazen ‘Bizim evimiz mikroplardan ne zaman temizlenecek, ne zaman eve döneceğiz?’ diye soruyor. Gülüyor sonra, ‘Ne biçim mikrop bu ya, gitmiyor bizden’ diyor.”

“Tek ihtiyacımız uygun ilik bulunması”

Ersin Taşçı ve diğer tüm hasta yakınları hastaneden, doktorlardan ve ilgiden son derece memnun. Devlet her şeyi karşılıyor, hiçbir şey için ücret ödemiyorlar. Ersin bey “Buradaki masraflara para ödeyecek olsaydık, nasıl yapardık düşünmek bile istemiyorum. Çok şükür burada her şey yolunda. Çocuklar beraber resim yapıyor, oyun oynuyor. Biz de diğer ailelerle akraba gibi olduk. Eşleşen her ilik haberine hep bareber seviniyoruz. Ela’nın da diğer lösemili çocukların da tek ihtiyacı kendilerine uygun iliğin bulunması. Bunun tek çaresi daha çok insanın gidip ilik donörü olması.

“Donör olmak çok basit bir işlem”

“İnsanlar kök hücre bağışçısı olmayı zorlu bir işlem zannediyor. Oysa, gidip bir enjektör kan veriyorsunuz. Olası bir eşleşme durumunda size haber veriliyor. Ya yeniden kan vererek ilik naklini gerçekleştiriyorsunuz ya da kalçanızdan küçücük bir işlemle ilik alınıyor. Bu kadar basit işlemler sayesinde bir çocuğun yaşamaya devam etmesini sağlıyorsunuz.

Herkesin duasına ihtiyacımız var evet ama kan vermesine, donör olmasına da ihtiyacımız var çünkü bu nakli bekleyen tek çocuk Ela değil. Sadece bu hastanede 100 çocuk yatıyor. Ela sadece bir isim. Binlerce çocuk var, bu kampanya devam etsin, farkındalık artsın istiyoruz. Lütfen en yakın Kızılay şubesine gidip kök hücre bağışçısı olmak için kan verin.”