Pazar Hayatın mimarı kadınlar

Hayatın mimarı kadınlar

09.05.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:

Mimarlık mesleğinde kadınların durumu son yıllarda daha sık gündeme gelse de henüz dengenin sağlanması için somut adımlar atılabilmiş değil.

Hayatın mimarı kadınlar

Pandemi hayatımızdaki pek çok şey gibi çalışma alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Küçük ölçekli birçok firma gibi mimarlık ofisleri de bu süreci ağırlıklı olarak evden çalışarak geçirdi. Özellikle de anne olan mimarların birçoğu evde süren iş yaşamının yanı sıra çocukların ve evin sorumluluklarının da yükünü sırtlanmak zorunda kaldı. Mimarlık, tarih boyunca hemen her dönem erkek egemen bir meslek oldu. Mimarlık tarihi ve teorileri üzerine yazılmış eserlerde kadınların mimarlığa katkılarından söz edilmemiş bile. M.Ö. 1’inci yüzyılda Vitruvius tarafından kaleme alınan ve tarihteki ilk mimarlık kitabı olarak bilinen “Mimarlık Üzerine On Kitap”tan başlayarak mimarlıkla ilgili yazılı eserlerde son yıllara kadar kadın mimarların rolü hep göz ardı edilmiş.

Haberin Devamı

İngiliz Kraliyet Mimarları Enstitüsü’nün (RIBA) 2003 yılında yayınladığı bir rapor, kadınların mesleki kariyerlerinin bir aşamasında mesleği terk etmek zorunda kaldıklarını gözler önüne seriyordu.

Seçim yapmaya zorlanıyor

Mimarlık okullarına baktığımızda, hem ülkemizde hem de dünya genelinde kız öğrenci sayısının erkeklerle hemen hemen eşit düzeyde olduğu görülüyor. Amerika’daki mimarlık okullarının yüzde 40’ı kız öğrencilerden oluşurken bu oran profesyonel hayatta yüzde 23’e düşüyor. Yine Amerika’da mimarlık firmalarının ortaklarının ve yöneticilerinin yalnızca yüzde 17’si kadın. Hepsinden kötüsü, kariyer inşa etmenin en önemli dönemi olan 35-44 yaş grubunda, kadın mimarlar meslekten gruplar halinde ayrılıyor. Mimarlık bürolarının çalışma koşullarının ağır olması ve erkek yöneticilerin esneklik sağlamaması nedeniyle pek çok kadın çocuk sahibi olmayı ileri yaşlara erteliyor. Çalışma koşullarındaki zorluklar ve uzun mesai saatleriyle ilgili beklentiler yüzünden kendilerini meslekleri ve çocuk sahibi olmak arasında seçim yapmak zorunda hissediyor ya da doğum izninden sonra mesleği bırakmak zorunda kalıyorlar.

Haberin Devamı

Bu şaşırtıcı istatistikler, dünya genelinde mimarlık mesleğinde kadın ve erkek mimarlar arasında açık ara fark olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ülkemizdeki durumla ilgili somut bir istatistik bulunmasa da bizimki gibi ataerkil bir toplumda bu durumun çok daha vahim olacağı kuşku götürmüyor.

Mimaride cam tavan etkisi

Kadın mimarların sayısı gün geçtikçe artsa da, bugün proje üreten tüm yüksek profilli kadınlar ya kendi ofislerini yönetiyor ya da genellikle eşleriyle ortaklık halindeler. Dünyanın pek çok kentinde ofisleri bulunan ve “starchitect” diye anılan büyük mimarlık firmalarının üst düzey yönetim kadrolarına baktığınızda çok az kadın mimar görürsünüz.

Mimarlık mesleğinde kadınların durumu son yıllarda daha sık gündeme gelse de henüz dengenin sağlanması için somut adımlar atılabilmiş değil. Öncelikle ister kadın olsun, isterse erkek fark etmiyor, mesleğin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Ardından aile içindeki rol dağılımında eşitliğin sağlanması, çocuk bakımının sorumluluğunun anne ve baba tarafından eşit olarak üstlenilmesi gerekiyor. Mimarlık ofis sahiplerinin ise kadınların kariyerini teşvik edecek şekilde yapılanmaları, terfilerde ve maaş belirlemelerinde cinsiyet ayrımcılığından uzak bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Haberin Devamı

Hiç şüphesiz ki kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olarak biçimlendirdiği bir yapısal çevre kesinlikle bugünkünden çok daha iyi olurdu. Mimar olsun ya da olmasın, çevresini sevgiyle güzelleştiren tüm kadınların Anneler Günü kutlu olsun!