23.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Partisi kapatılan genel başkanlar, görevine son verilen askerler, arazisi kamulaştırılan mülk sahipleri, öğrenciler, dava kaybedenler ve daha binlerce kişi... Kesin rakamla söylersem tam 5 bin Türk vatandaşı, kişisel haklarının devlet tarafından çiğnendiğini düşünerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Kimi haklılığını ispat edip dostane çözümle ya da mahkeme kararıyla tazminat elde etti, kimi mesela Necmettin Erbakan gibi orada da kaybetti. Ama iş sonunda öyle bir hale geldi ki "Hakkımızı Avrupa’da arayacağız" sloganı komşu kavgalarında bile duyulur oldu.
Peki "bireyin hakkını devletlere karşı gözeten" bu mahkeme nasıl bir yer, kime karşı kimin davalarına bakar, başvurmak için ne yapmak, hangi yollardan geçmek gerek? Merak ediyorsanız, işte "hakkını Avrupa’da aramak" isteyenler için bir yer-yön kılavuzu.
AİHM bireyin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış temel haklarını gözeten uluslararası bir kuruluş. Mahkemeye İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1, 4 ve 6 numaralı ekleriyle güvence altına alınmış haklarının çiğnendiğini düşünen herkes başvurabiliyor. Bu önemli çünkü sözleşme ve eklerinde yer almayan haklar için AİHM’ye başvurmak mümkün değil.
Mahkemeye gitmek gerekmiyor
Başvuru için önemli bir zorunluluk da başvurudan önce yaşadığınız ülkenin hukukunda öngörülen iç hukuk yollarının (özel şartlar hariç) tümünün tükenmiş olması. Örneğin, şikayetiniz bir yargı kararı ile ilgili ise temyiz yoluna gitmeniz. Bu arada başvuru için alınan bu karar üzerinden altı aydan fazla bir sürenin geçmemesi gerek.
Eğer İnsan Hakları Sözleşmesi’nce güvence altına alınan haklarınızdan birinin çiğnendiğini düşünüyorsanız AİHM’ye bir mektup yazmanız ve şikayetinizin nedenini, haklarınızın hangilerinin çiğnendiğini, iç hukuk yollarını tüketmek için hangi makamlara başvurduğunuzu ve alınan kararların bir fotokopisini yollamanız gerekiyor.
İncelemeler yazılı olarak yapıldığı için mahkemeye gitmenize gerek yok, postayla Le Greffier de la Cour Europeenne des Droits de l’Homme Conseil de l’Europe, F67075 STRASBOURG CEDEX adresine başvurmanız yeterli. Bu arada gönderdiğiniz belgeler size iade edilmeyeceğinden, belgelerin asılları yerine suretlerini göndermeyi unutmayın.
Avukat Cem Alptekin
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi parlamento, idare, mahkeme gibi kamu otoritesinin sorumluluk alanına giren işlemleri inceleyen bir mahkeme. Ama ulusal mahkemelerin kararını bozup onların yerine bir karar verme yetkisi yok. Ancak 2003 Ocak ayında çıkan "uyum yasası"yla AİHM’nin vereceği kararla Türkiye’de kesin kararla sonuçlanan davaların yeniden görülmesi yolu açıldı. Böylece sözleşme ihlaliyle bugüne kadar yalnızca tazminat ödemekle yükümlü olan devletler artık her koşulda adalet dağıtmakla da yükümlü olacak.
Mahkemeye mektup, faks ya da e-postayla (daha sonra yazılı olarak teyit etmek şartıyla) başvuruda bulunulabiliyor. Resmi dilleri İngilizce ve Fransızca ama İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf ülkelerin resmi diliyle de başvuru yapılabiliyor. Başvurular ücretsiz. Ayrıca avukatla temsil edilmek isteyip de imkanı olmayanlara talepleri halinde adli yardım da yapılabiliyor.
Ahmet Altan ile Türkiye arasında dostane çözüm
Yazar Ahmet Altan 1995 yılında yazdığı bir yazı nedeniyle DGM tarafından 1 yıl 8 ay tecilli hapis cezasına çarptırılmış ve bu ceza Yargıtay tarafından da onanmıştı. Yargıtay’ın kararından sonra AİHM’ye başvuran Altan, Türkiye’nin, sözleşmenin 10’uncu maddesini ihlal ettiğini ileri sürmüştü. Altan’ın AİHM’deki davası "dostane" çözümle sonuçlandı.
Başbakan eşinin türban sorunu Avrupa’da...
AİHM’ye başvuranlar arasında Başbakan Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül de var. Liseyi dışarıdan bitirdikten sonra 1998 yılında A.Ü. Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kayıt yaptırmak isteyen ama türbanlı olduğu gerekçesiyle işlemi yapılmayan Hayrünnisa Gül, Türkiye’deki yasal yolları tükettikten sonra AİHM’e başvurdu.
Tayyip Erdoğan üç ayrı başvuruda bulundu
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da AİHM kapısını aşındıran politikacılar arasında. Bugüne kadar AİHM’ye üç ayrı başvuruda bulunan Erdoğan, ilk başvurusunda ifade özgürlüğünün engellendiğini, ikincisinde söz konusu mahkumiyetine ilişkin adli sicil kaydının silinmesine karşın Yargıtay’ın bu kararı yok saydığını, üçüncüsünde de seçime girmesine izin vermeyen YSK kararının haksız olduğunu belirterek tazminat talebinde bulundu.
Oğlunun öldüğü gün giydiği kanlı pantolonu devletten geri almaya çalışıyor
Nazire Dedeman, oğlu Umut Önal’ı 10 yıl önce Melih Turgut’un tabancasından çıkan bir kurşunla kaybetmişti. "Kasten adam öldürmeköle yargılanan Turgut mahkemede "dikkatsizlikle ölüme neden olmakötan para cezasına çarptırıldı. Karara itiraz eden Dedeman davayı Yargıtay’a götürdü ancak sonuç değişmedi.
Bu arada mahkemeye başvurarak oğluna ait eşyaların kendisine iade edilmesini istedi. Ancak mahkeme, Emanet Memurluğu’nca imha edildiği gerekçesiyle eşyaların iadesi talebini reddetti. Karar üzerine Yargıtay’a başvuran ve iç hukuk yollarını tüketen Dedeman "adil yargılama hakkının ihlali" gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu.