Kim bu VAMPİR?

Televizyondan tanınan tiyatro oyuncuları ile röportaj yapmak bir gazeteci için pek kolay değildir. Çünkü karşınızdakinin yıllardır tiyatroya emek verdiğini, çok zor rollerin altından kalktığını bilirsiniz ama onunla konuşma nedeniniz televizyondaki birkaç dakikalık performansıdır. Ve tiyatrocular haklı olarak biraz kırılırlar, gazetecilerin onları daima bu popüler işler için arayıp asıl emek verdikleri alanları es geçmelerine. Erkan Taşdöğen de öncelikle tiyatrodan, bu sezon İstanbul Devlet Tiyatrosunda rol aldığı "Efrasiyabın Hikayeleri" ve "Kamyon"dan bahsetmek istiyor. "Bizim insanımız tiyatrocuları seviyor ama tiyatroyu sevmiyor. Böyle bir tuhaflık var. Keşke tiyatroya hak ettiği değer verilse" diyor. Ama televizyonun, özellikle "Zaga"nın oyunculuğuna çok şey kattığını da ekliyor: "Önemli olan yarattığınız tiptir, o tipin sahnede ya da televizyonda görünmesi değildir. Ben "Zaga"yı okul olarak görüyorum. 10 bin kat daha meşhur olsam bile "Zaga" devam ettiği ve Okan (Bayülgen) beni istediği sürece orada olacağım. Bu bir şans. Niye şansımı tepeyim?" "Benim Zagada olmam Okanın bana vefa borcu" Çok uzun zamandır Okan Bayülgenin programlarındaki skeçlerde oynuyorsunuz. Skeçler başladığından beri oradayım. Bir sürü oyuncu gelip gitti, ben hep kaldım. Şimdi "Zaga"daki skeçler ağırlıklı olarak Okanla benim etrafımda dönüyor. Evet, Zafer Algöz ayrıldığından beri Bayülgenle karşılıklı oynuyorsunuz. Şartlar, Zaferin gitmesini gerektirince aynı konsept içinde devam etmeye karar verdik. En kaba haliyle Kavuklu-Pişekar, Kral-Soytarı gibi partnere dayalı bir iş bu. Ben de Okana karşılıklı oynamayı teklif ettim. Başta gönülsüzdü ama sonuç iyi oldu. Okan Bayülgen "zor bir insan" gibi... İyi anlaşıyor musunuz? Kavga eder misiniz? 1985ten beri arkadaşız. Birbirimizi iyi tanıyoruz. İkimiz de hangi konularda taviz vermeyiz, biliyoruz. Okan benim neleri asla yapmayacağımı bilir. Sorun çıkmıyor. Konsevatuvarda mı tanıştınız? Benim "Zaga"da olmam bir anlamda Okanın bana vefa borcudur. Okanı konservatuvara ben hazırladım. Sınavlara hazırlanırken beni buldu, "Herkes senin adını verdi, beni çalıştır" dedi. Ve sınavı kazandı. Yazılı bir metin var mı skeçlerde? "Zaga"nın bir metin sorunu var. Hiçbir metin bizim çalışma tempomuza yetişemiyor. Şu ana kadar izlemiş olduğunuz skeçlerinin yüzde 95inin doğaçlama olduğu söylenebilir. Eğleniyor musunuz çekimlerde? Feci! Çok gülüyoruz, katılıyoruz. O sırada stüdyoda bulunan arkadaşlara da "Gülmek istiyorsanız kendinizi tutmayın" dedik. "Dekor için bütün ekip beraber çekirdek yiyoruz" Tipten tipe nasıl bu kadar hızlı geçiyorsunuz? Benim oyunculuktaki en önemli hareket noktalarımdan biri her oynadığımın rolün kendine özgü bir ritminin olmasıdır. Tipi de o ritmden yakalıyorum zaten. Böylece tipler birbirinden farklı oluyor; birbirine de, bana da benzemiyor. Gidiyorum sete, ne isteniyor, vampir, dink basıyorum düğmeye o çıkıyor. Tiyatroda da canlandırdığınız tiplerin arka planı var; "Zaga"daki tipler nasıl çıkıyor? Zagadaki tiplerin sırrı, onlar üzerinde konuşulması. Bu adamlar kim; köylü mü, taşralı mı; taşralı ise zeki mi, saf mı, kurnaz mı; bunları konuşuyoruz. Evde de televizyon karşısında oturup çekirdek çitler misiniz? Varsa, yerim. Ama alışkanlığım yok. Çekirdek yiyici için oturup yiyoruz. Dekor olarak çekirdek kabuğu öbeği var ya. O azalınca bütün ekip, yönetmen de dahil çekirdek yiyoruz. Bir yandan çekirdek yiyip bir yandan "Şurası şöyle olsun" diyor yönetmen. Para kazanmak için mi "Zaga"dasınız? Tiyatrodan bol para kazansanız yine de "Zaga"da olur muydunuz? Bizim insanımız tiyatrocuları seviyor ama tiyatroyu sevmiyor. Böyle bir tuhaflık var. Keşke tiyatroya hak ettiği değer verilse. Ama ben Zagayı da okul olarak görüyorum. Sizin hiç kullanmadığınız bir oyunculuk biçiminin oluşmasının zemini orası. Bunun peşinden koşup, Aman ben neymişim diye kendinize gaz vermezseniz, büyük olanaklar sağlıyor. "Beni maymun edemesinler diye çaba sarf ettim" "Hiçbir zaman maymunluk yapmadım. Vampirde skeç oynarken, meşhur konuklara Hayır canım. Bu skeç oynanmayacak. Sen de bu stüdyoyu şimdi terk ediyorsuna kadar varan şeyler yaşadığımız oldu." Sinema filmlerinde de yer aldınız. "Karışık Pizza", "Kolay Para Kazanma Kılavuzu"... "Karışık Pizza" için dört başrolden birini, çekimlerin başlamasına bir buçuk gün kala teklif ettiler bana. Elimden geleni yaptım ama daha uzun zamanım olsun isterdim. "Kolay Para Kazanma Kılavuzu"nun son halini bilmiyorum ama iyi, ses getirecek bir film oldu diye düşünüyorum. Film eleştirmeni Sevin Okyay sizin, Zafer Algözün ve Ali Sürmelinin ciddi-komedide çok yetenekli olduğunuzu yazmış. İnternette de Afife Jale Ödüllerinde adınızın geçmemesini kınayan bir yazı okudum. Hiç ödül aldınız mı? Bunları şimdi öğreniyorum. Sağolsunlar. Böyle şeyler denmesi çok güzel. Hayır, ödül almadım. İyi niyetli bir yaklaşımla bugüne kadar ödül alınacak bir rolde oynamadığım düşünülebilir. Ama ödül alması gerektiğini düşündüğüm arkadaşlar da ödül almıyor. Kırgınlık yaşıyor musunuz? Ödüllere çok fazla inancım yok açıkçası. Ama bol miktarda kırgınlık yaşıyorsunuz tabii. Ben elimi kaldırıp "Ben buradayım" diyecek bir adam değilim. 14 yaşından beri birisi elini uzattığında "Evet, ben buradayım" diyen biriyim. İnsanlar beni maymun edemesinler diye özel çaba sarf ettim, hiçbir zaman maymunluk yapmadım. Vampirde skeç oynarken, meşhur konuklara "Hayır canım. Bu skeç oynanmayacak. Sen de bu stüdyoyu şimdi terk ediyorsun"a kadar varan şeyler yaşadığımız oldu. Özel hayatınızda neler yaparsınız? Bir buçuk yıldır evliyim. Karımla bol bol geziyoruz. Fotoğraf çekiyorum, gitar çalıyorum, dalıyorum. Oyunlarımın dekorunu yapıyorum. 25e yakın hikayem, iki oyunum ve iki film projem var. Ama bence hayattaki en büyük nimet, tembellik. Film projesi nedir? Bilimkurgu. Ama bunu çekebilecek bir teknoloji, bir yönetmen yok Türkiyede. Steven Spielbergün telefonu da bende yok. Bir de "Zaga"daki vampirim sinema filmi olmak üzere. Birkaç arkadaş bir araya geldik, önümüzdeki yaz çekmeyi düşünüyoruz. Kimler olduğunu söylemek istemiyorum.