Pazar Macera yok, huzur hakim

Macera yok, huzur hakim

27.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

İtalya’nın ünlü Como Gölü doğal açıdan eşsiz bir güzellik. Ama uyarayım; tek başınıza “macera” aramak gibi bir niyetiniz varsa muhtemelen aradığınızı bulamayacaksınız. Eğer bir huzur adamıysanız Como size göre bir yer

Macera yok, huzur hakim

Como Gölü’nün yüzölçümünü, İtalya’nın neresinde olduğunu veya Madonna’nın, George Clooney’nin, Versace’nin evini merak ediyorsanız, bu bilgilerin tamamını internette bulabilirsiniz. Benim size anlatmak istediğim, bir Rizeli olarak Como’da bulunmanın nasıl bir deneyim olduğu. Buraya kadar anlaştıysak başlıyorum.

Haberin Devamı

Geziye Como’da havaalanı bulunmadığından Milano’dan başladım. Milano her ayın 15 gününü geçirdiğim, İstanbul’dan sonra yaşadığım ikinci şehir. İlk olarak bu şehirde sürekli aklımda olduğu halde hep es geçtiğim bir ziyareti gerçekleştirmeye karar verdim: Santa Maria Kilisesi’ne gitmek ve Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” adlı o meşhur resmini görmek. Eğer direkt olarak Como’ya gitmek gibi bir planınız varsa, uçaktan indikten sonra Milano Merkez Tren İstasyonu’na giden otobüslere binip buradan trenle Como’ya hatta şansınızı biraz daha zorlamak isterseniz “sahilden Vatikan”a dahi gidebilirsiniz.

Sonu azar ve utançla biten bir selfie deneyimi

Santa Maria Kilisesi, Milano’da ziyaret edilmesi gereken mekanlar listesinin başında geliyor. Bu kiliseyi rezervasyonsuz gezmek imkansız deniyor. Fakat biz Türkler için bunun büyük bir sorun olmadığını rahatça söyleyebilirim. Kafile olarak kiliseyi ziyaret edecek bir gruptaki eksik ziyaretçinin yerine geçip içeri girmek için hafif bir “atar yapmak” yeterli.

Haberin Devamı

Şu ana kadar muhtelif yerlerde sayısız kez gördüğüm o meşhur resmin gerçeğini karşımda görmek gerçekten bambaşka bir deneyim. Küçük gruplar halinde içeri alındığımız kilisenin yemekhanesinde, duvara yapılmış resim bende hemen bu anı belgeleme isteğini uyandırıyor. Çıkarıyorum telefonumu, bir “selfie koyayım” diyorum. O an için aklımda Instagram’da paylaşmak var tabii... Hatta lokasyon da koyup bir dizi havalı olayın içine girecektim.

Daha telefonu cebimden çıkarır çıkarmaz sanki Da Vinci’nin annesiymişçesine hassasiyet gösteren
50 yaşlarında, lise edebiyat öğretmenime benzeyen abla beliriyor yanımda. “Sinyor, no photo” diyor. “Sinyor” diyerek gönlümü alsa da aldırış eder miyim? Yapıştırıyorum selfie’mi. Üç güvenlik görevlisi eşliğinde telefonumdan çektiğim fotoğraf siliniyor, hatta silinenler klasöründen de siliniyor. İtalyanca bir dizi azar yiyorum ve akabinde bu kadar fırça üzerine “Yunanım ben” deyip, rezilliğimi Yunanistan’a iteleyip çıkıyorum kiliseden.
Çok utanıyorum.

Haberin Devamı

Güzel bir yer arıyorsanız kedi, köpekleri izleyin

Bu moral bozukluğuyla trene binmekten vazgeçip Como’ya taksiyle gitmeye karar veriyorum. İlk gördüğüm taksiye yapışıyorum ve pazarlık sonuç veriyor. 100 avroya anlaşıyoruz “beyefendi”yle. Al Pacino’ya benziyen taksicinin tavrı gerçekten Sicilya mafyasının bir ferdiymişçesine havalı.
45 dakikalık bir yolculuktan sonra Como’ya ulaşıyorum.

Küçük bir araştırma yapmanız halinde, Como’da birçok fiyat aralığında otel bulma imkanınız var. İsim vermeden birkaç tavsiye gerekirse... Birincisi, Como Gölü’nü görmeyen bir otelde kesinlikle kalmayın. İkincisi, tercih edeceğiniz otel, eğer ilk defa Como’ya gidiyorsanız merkeze yakın olsun. Zira Como sanıldığından büyük bir yer. Tabii “Como’yu uzaktan izlemeyi tercih ederim” diyorsanız işler değişir.

Başımı sokacak bir yer bulduğuma göre, sıra karnımı doyurmaya gelmiş demektir. Alışkanlığımdır, ilk defa gittiğim yerlerde güzel bir yer arıyorsam, birilerine sormak yerine şehirdeki kedi ve köpekleri takip edin. Şu ana kadar beni hiç yanıltmayıp doğru adrese götürmeyi başardılar hep. Bazen bu yolculuk biraz uzun sürse de “yüzde 100 çalışıyor”.

Haberin Devamı

Fakat birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi burada da sokak hayvanlarına rastlamak Elvis’i süpermarkette görmek kadar zor. Bu yüzden içgüdülerime güvenip en kalabalık restorana oturuyorum. Geçen aylarda Ayhan Sicimoğlu’nun bir televizyon programında mussels’ın (midye) nasıl yeneceğini öğrendiğimden hemen sipariş veriyorum. O an oldukça havalıyım. Teşekkürler Ayhan Sicimoğlu. Ardından bir dizi deniz mahsulünden sonra damak tadı ve fiyatlardan dolayı oldukça tatmin olmuş bir şekilde ayrılıyorum mekandan.

Doğru sıralamayla gidersek, karnımızı da doyurduğumuza göre bir sonraki önemli konuya geçmenin vakti gelmiş demektir. Como’da geceleri neler oluyor? Bu kez takip edilmesi gerekenler gençler, özellikle İngilizler; eğlencenin paratonerleri. Fakat ne kadar uğraştıysam da hiç gece kulübü bulamıyorum.

Bu arada bir dipnot düşmekte fayda var. Taksici beyefendi her ne kadar Sicilya mafyası soğukluğunda olsa da Como halkı için aynı şeyi söylemek çok zor. Kesinlikle sıcak insanlar. Como’da geçirdiğim süre boyunca muhabbet etmeye çalıştığımda beni geri çeviren tek bir insan olmadı. Hatta “Dayı” diye tabir edeceğim bir abi, cebinden çıkardığı iki purodan birini uzattı. Fakat “kıllandım” ve istemeye istemeye “dayı”nın teklifini geri çevirdim.

Haberin Devamı

Gece hayatı adına çok fazla etkinlik yok

Asıl önemli konumuza dönecek olursak, gecenin ilerleyen saatlerinde anladım ki burada gece hayatı adına çok fazla bir etkinlik yok. Daha çok
ev partileri yapılıyor. Burada da tesadüfen tanıştığım birkaç İtalyan, Fransız ve Alman genç arkadaşla birlikte kendimi kimseyi tanımadığım bir ev partisinin ortasında buluyorum. Tam bu noktada babama bir teşekkür etmem gerekiyor; üniversite yıllarımda “Yaz okulundayım baba” deyip gittiğim Akdeniz ve Ege tatillerinden dolayı tüm dünya dillerini “manitacılık” yapabilecek kadar konuşabiliyorum.

Partide benimle gelen gençler ortadan kaybolunca yabancılığımı fark ettirmemek için hemen DJ’e yanaşıyorum. Kısa süre sonra muhabbeti de kuruyoruz. Hatta öyle ki bir saatin sonunda, DJ’e Neşet Ertaş’tan “Neredesin Sen” parçasını telefonumdan dinletip çalmaya ikna etmeye çalışıyordum.

Sonuç olarak, Como’yu birkaç açıdan değerlendirmek gerekirse: Doğal açıdan eşsiz bir güzellik. Tek başınıza “macera” aramak gibi bir niyetiniz varsa muhtemelen siz de aradığınızı bulamayacaksınız. Eğer bir huzur adamıysanız Como tam da size göre
bir yer...

Bir turist tuzağı

Şansınagüvenenler için Como pek de ziyaret edilesi bir yer değil. Como’da casino yok. En yakın para tuzağının nerede olduğunu sorduğumda, “Mendrisio Fox Town” diye bir yerden bahsediliyor. Bize her yer Çayeli, sorun yok diyerek taksiye atlayıp yola çıkıyorum. Sonra fark ediyorum ki İsviçre’deyim. Dalıyorum içeriye, önce ATM’den para çekiyorum. Lira hesabımdan dolar olarak çekebiliyorum parayı, oyunlar frank üzerinden oynanıyor ve casino size çıkışta avro üzerinden ödeme yapıyor. Yani oynamanıza gerek yok, paranız üç kere çevrildiğinden kur farkından kuşa dönüyor. Tam bir turist tuzağı. Rezalet.