Pazar "Okuyanın rahatı, sıhhati yerindedir"

"Okuyanın rahatı, sıhhati yerindedir"

22.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tahsin Adal, Mardin'in bir köyünde imam. Eğitimin önemine inanıyor. "TV'de görüyorum" diyor, "okuyanların rahatı, sıhhati yerindedir, onlar nasıl nezaketlidir... Onun için vaazda hep çocuklarınızı okutun diyorum. Kızlarınızı da okutun. Kız-oğlan ayırmak ayıp bir şeydir, suçtur." Tahsin Adal İstanbul'a geldi, "Baba Beni Okula Gönder" kampanyasına destek veriyor

Okuyanın rahatı, sıhhati yerindedir

tubaakyol@milliyet.com.tr axpaz021.jpg Bir de bunları nasıl güzel anlatıyor... Hep imam sorar ya, "Merhumu nasıl bilirdiniz?" Peki ya siz "İmamları nasıl bilirdiniz?" Biz bu imama bayıldık... Mardin'in Derik ilçesi Çataltepe köyü imamı Tahsin Adal çoğu meslektaşının aksine "Eğitim herkes için zaruridir" diyor. "Bu kampanyaya destek olursanız kızlar da okula gidecek" diyor. "Destek olun, bizi cahillikten kurtarın" diyor. Karısının üstüne kuma getirmeye kalkışanın dini nikahını kıymıyor. Kendi kızının kimi seçerse onunla evlenmesini istiyor. Sohbetlerde tüm köy kızlarına da aynı şeyi söylüyor: "Akrabalarla evlenmeniz şart değildir. Gönlünüz kimdeyse ona bakın, ona gidin." Gelmiştim. Tabii İstanbul büyüktür. Böyle tam olarak her tarafı tanımak biraz güçtür. Ama daha önce İstanbul'u görmüştüm. Bu İstanbul'a üçüncü gelişimdir. Daha önce İstanbul'a geldiniz mi? Evet. Derik kazasının Çataltepe köyünün imamıyım. Bizim köyden iki çocukla geldik. Bir kızımızın babası yok, ben onu temsil ediyorum, amcasıyım. Bir kızımız daha var. O da dayılarımızın kızıdır. Siirt'ten de bir grup geldi. Hakkari'den bir grup geldi. Birkaç günden beri buradayız. Milliyet böyle bir kampanya açmıştı. Biz de sevindik, beğendik, size misafir geldik. Siz Mardin'den geliyorsunuz, "Baba Beni Okula Gönder" kampanyası için. "İkinci evliliğe kalkışanın nikahını kıymam" Kızıltepe'den bir arkadaşımız "Böyle bir amcamız, imam hocamız vardır" demiş. "Görüşü iyidir. Sürekli kızları okutmanın derdindedir" diye beni anlatmış. Onun vasıtasıyla tanıştım. Benim çağdaş olduğumu, kapalı kutular içinde kalmak istemediğimi herkes biliyor. Bu kampanya size nasıl ulaştı? Bizim zamanımızda okul yoktu köyde. Ben yöredeki imamların yanında Arapça okudum 14 yıl. Dini kitapları okudum. 19 yaşında alfabeyi öğrendim. İlkokul çocuklarının kitaplarını, Türkçe ders kitaplarını okudum. Gazete okudum... Cahil olmak istemedim. Tabii Türkçem biraz kıttır. Ben Kürtüm. Ama T.C. vatandaşıyım. Bunu yaz mutlaka. Siz okula gittiniz mi? Kendinizi nasıl yetiştirdiniz? Nasıl böyle TV'ler seyrediyorum, orada görüyorum. Okuyanların rahatı, sıhhati yerindedir, onlar nasıl nezaketlidir... Onun için vaaz esnasında, sohbet esnasında hep okuyun-okutun diyorum. Oğlanları okutuyorlar. Yakında okul olsa, o okuldan köye gidip gelen araç olsa, çoğu kızlarını liseye gönderir. Ondan sonrası da artık kıza kalmış. Belki daha da okur. Eğitimin bu kadar önemli olduğu fikrine nasıl vardınız? Yedi tane. Üç kız, dört oğlan. Yatılı bölge okuluna bir tane oğlan, bir tane kızımı okumaya vermişim. Diğerlerini de okutmayı istiyordum ama maddi durumum elvermedi. Siz okumanın durumunu biliyorsunuz. Okumaya çok masraf gider. Sizin kaç çocuğunuz var? Ben de söylüyorum köylülere. Fazladır diyorum. En çok dört tane yapmamız lazımdır. Dört tane olsa, onları doğru düzgün okutabiliriz. Dört de fazla ama... Bizim oranın beyni şimdilik 14'ten, dörde düşer. Benim yaşımda evlenmiş amcamın oğlunun 14 çocuğu var. Bu okumamanın felaketidir. Belki benim de 14 tane olacaktı. Ben farkına varıp önlemişim. Bu da okuma ile ilgili. İnsan okumasa, bunun farkına varmaz. Yedi çocuk çok değil mi? "Milliyet'ten geldiler köye. Bu başımdaki Araplardan alma bir giyimdir, puşidir. Gelen arkadaşlar benim fotoğrafımı başımda bu varken çekti. Gazetenin ilk sayfasına da basmışlar. Ben buraya takım elbiseyle de gelebilirdim. Ama başımda puşiyle gelirsem, bu kampanya için daha iyi olur diye düşündüm. Ben sana kendimi önce böyle sonra başka türlü gösterirsem, o belki ikiyüzlülük gibi anlaşılır. O fotoğrafı bozmamak için böyle geldim. Şimdi İstanbul'da gezerken herkes bana bakıyor. Baksınlar." Tek! Daha önce bizim orada iki karı getiren, üç karı getirenler olmuş. Ben köye imamlık yaparken "Kim ikinci evliliğe kalkışırsa, ben onların nikahını kıymam" dedim. Bunu uyguladım. 14 çocuk da bir karıdandır, benim çocuklarım da bir karıdandır. "İradene göre hareket et ama fahişe olma" Bu 14 çocuk, sizin yedi çocuğunuz tek bir eşten mi? Ben haber izlerim. Çoğu kesimler filmleri seyrediyorlar, bir de dizileri takip ediyorlar. Kimi dizi izler, kimi medeni... Benim büyük kızım, senden daha büyüktür benim tahminimce, 23 yaşında... O evli değil. Dikkat çekici filmleri izliyor. Ona özgürlük veriyorum. "Kızım sen kendi iradene göre hareket et" diyorum ama "Fahişe olma" da diyorum. Dikkatli olsun. Kız da TV'de hangisi değerliyse, onu izliyor. Az evvel TV'de gördüğünüz rahat, sıhhatli insanlardan söz ettiniz. Köyde çocuklar da TV izliyor. Onlar ne izliyor, nasıl etkileniyor? "Sen hangisini seçersen onunla evleneceksin" diyorum. Başlık maşlık yok. Benim evimde başlıktan söz edilmez. Yeter ki sen birisini beğen. Ama iyi bir insan olacak. Onunla geçireceksin ömrünü. Benden utanıyorsan, anana söyle. "Baba, ben sana söylerim, merak etme" diyor. Ben istiyorum, baskı olmasın. Peki evlilik? Kendi seçtiğiyle evlenebilecek mi kızınız? "Kızlar küçüktür. Anadan nasıl ayrılacak? Okul yakın olsun" Bu kampanya bence çok mükemmel bir kampanyadır. Bizim oraların durumu göz önündedir. Okuma yazma daha önceleri sıfırlardaydı. İlkokul açılınca, herkes önce erkek çocuklarını ilkokula kaydetmiştir. Sonra yavaş yavaş kızları da okutmaya başlamışlardır. Ama şu anda erkek çocuklardan 100 taneden fazlası yatılı bölge okullarındadır. Ama köyde bir sürü de kızlarımız var. Ancak dört-beş kızı yatılı bölge okullarına göndermişiz. Diğerleri kızlarını göndermiyor. "Baba Beni Okula Gönder" kampanyasını destekliyorsunuz. Bazıları kızlarını da okutmak istiyorlar ama kızlar küçüktür. Onlar anadan nasıl ayrılacak? Daha yaşı tamamlanmamıştır. Merkezi bir köyde okullar yapılırsa, benim tahminimce yüzde 60'ı, yüzde 70'i gönderecek. Geri zihniyet de var. Bizim köyümüzü örnek verirsek... Ben dedim ki "Bizim için bu çok ayıp bir şey". Kız-oğlan farkı yapmayı bizim için bir suç olarak gördüm. Kızlarımızı yatılı bölge okullarına göndermemiz lazım ki cahil kalmasınlar. Ben imam olduğum için camide söylüyorum. İnsanın medeni seviyeye yükselmesi için okuması lazımdır diyorum. Bizim ülkemiz için, tüm insanlar için okumak zaruridir. Niye kızları göndermiyorlar? Okumaya giden kızlarımız bazen şehirden geliyor. Bunlar böyle ne güzel elbiseler giymiş, tertemiz köye geliyorlar... Köydekiler bakıp "Ben de okusaydım" diyorlar. Şimdi herkeste bu vardır. Ama bunun desteklenmesi gerekir. Bu kampanyaya herkesin destek vermesi lazımdır. Bir gazete sahibi, tek bir kurum yetmez. İnsanların desteklemesi önemli. Tüm insanlardan beklentimiz bu. Bizi bu cahillikten kurtarmanızı istiyorum. Hepinizin gözlerinden öperim. Teşekkür ederim. Aileler kızlarını okumaya göndermeye razı oldu diyelim, kızlar okumaya hevesli mi?