Pazar Sadun kaptanın bir teklifi var

Sadun kaptanın bir teklifi var

21.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kas gücüyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeye çalışan Erden Eruç, teknesinde Türk bayrağı taşımak istiyor ama uzun prosedürler ve yüksek vergiler buna imkan vermiyor. Ülkemizde denizciliğin en önemli isimlerinden Sadun Boro, aşağıdaki yazıda bu büyük tanıtım fırsatının kaçmaması için bir öneri getiriyor

Sadun kaptanın bir teklifi var

Bir yelken mecmuasında, Erden Eruç'la ilgili bir yazıda, kendine ait bu satırları okuduğum zaman gene başımdan aşağı kaynar sular döküldü, üzüldüm.Bir Türk vatandaşı azmetmiş, önce Atlantik'i yedi metrelik teknesinde kürekle üç ayda geçmiş. Şimdi Kuzey Amerika'dan Avustralya'ya doğru, koca Pasifik Okyanusu'nu, gene aynı tekne ve kürekle en zor doğa şartlarına karşı 8 bin mile yakın bir yolu aylardır aşmaya çalışıyor. Muhtemelen bir "ilk"i gerçekleştirecek dünya çapında bir olay. Bu teşebbüsünü, haklı olarak, gönderinde Türk bayrağı dalgalanan teknesi ile başarmak istiyor.Hele bugünkü koşullarda, memleketimiz için ne paha biçilmez bir tanıtım vesilesi. Üstelik olur olmaz yerlere milyonlarca dolar para akıtılırken, devletin kasasından bir dolar bile çıkmadan yapılacak ve bütün dünyada yankı uyandıracak bir olay. Ona mukabil bu teşebbüse her türlü maddi, manevi destek verip sahip çıkacağına görmezden gelen, elinin tersiyle iten bir devlet zihniyeti bürokrasi çarkının basiretsizliği!Yarım asırdan beri dünya denizlerinde bayrak dolaştırmış bir insan olarak söyleyecek bir söz bulamıyor, ancak utanıyor ve kahroluyorum."Denizlerde bayrak gösterme"nin bütün dünyada ne kadar önemli bir ulusal tanıtım aracı olduğu yıllarca yazıldı, söylendi ama bir türlü ilgisiz yetkililere anlatılamadı gitti.Erden kardeş, üzüntünü, hissiyatını bunları bizzat yaşamış bir insan olarak iyi anlıyorum. Ne yapalım; büyüklerimizin, ilgililerin sandalye derdinden bu basit (!) mevzularla uğraşacak vakitleri yok. Düşünemiyorlar ki bir memleketin en olumlu tanıtımını onun sporcusu, sanatkarı, müzisyeni, yazarı, ilim adamı gibi insanlar yapar. Yoksa elinde tabanca, papaz kovalayan değil! Bu tekneyi Türkiye'de kaydedelim, İzmir limanına kayıtlı olsun, kıçında Türk bayrağı dalgalansın, istiyorum. Önüme engeller diziliyor: Önce tekneyi Türkiye'ye getirmelisin, sonra ithal prosedürleri var, gümrük vergisi ödenmeli, sonra kayıt vergisi, o vergi bu vergi, vs. Bense sanıyorum ki, al koçum, altı üstü bir kağıt parçası, kaydettik, belgen postada, seninki artık bir Türk teknesi denecek, benim projeme kucak açılacak, ben de bir milli sporcu sayılacağım, uluslararası sularda bayrak açacağım." "Göle maya çalsak acaba tutar mı?" Bizden denemesi...Medyadan edindiğimiz intibaya göre Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay toplumun sorun ve dertlerine olumlu yaklaşan bir şahsiyet. Müsteşarı İsmet Yılmaz ise amatör denizcilerin yakından tanıdığı bir denizci dostu. Bundan evvelki görevi Denizcilik Müsteşarı olan İsmet bey bugüne kadar o görevde amatör denizcilerin sorunlarını çözmeye çalışmış ve de imkanı nispetinde en fazla muvaffak olmuş bir bürokrat.Şimdi en yetkili bu iki dosttan, biz üvey evlat denizcilerin çok acilen çözüm bulmalarını beklediği bir önerim var: Bari şahsi gayret ve imkanları ile dünyayı dolaşan, sayıları bir elin parmaklarını bile aşmayan yabancı bayraklı Türk yelkenlilerine özel bir yönetmelikle, Türk bayrağı çekme imkanı sağlansın.Bu müteşebbis, denize gönül vermiş insanların yok ikinci el tekne ithali yasak, yok şu vergi, bu formalite diyerek kendi bayrakları ile dünya denizlerinde dolaşmaları engellenmesin, ülkelerinin tanıtımını çok daha iyi yapsınlar.Bu insanlar keyif için yabancı bayrak taşımıyor, maddi imkanları ancak ikinci el elverişli bir tekne almaya yettiği için mecbur oluyorlar. Yol boyunca da bunun manevi üzüntüsünü çekiyorlar. Geçmişte üç-beş tekne ancak gurçatalarına çekebildikleri kendi bayrakları ile bu seyahatleri tamamladılar. Bugün yine bir o kadarları dünyanın dört bir yanında yollarına devam ediyor. Bu insanlara böyle bir imkan tanınsa devlet kaç para vergiden mahrum kalır? Komik bir rakam... Şayet böyle bir ayrıcalık istismar edilir denirse, onun da önlemi var. Mesela Cebelitarık'tan çıkma veya bir okyanus geçme şartları konabilir.Bu imkandan yukarıda bahsettiğimiz Erden Eruç'un da bir an evvel Avustralya'ya varmadan istifade ettirilmesi gönülden temennimizdir.Her türlü spor dalında uluslararası müsabakalarda bir dereceye girebilmek, orada göndere bayrağımızı çektirmek için ne emekler, ne paralar veriliyor. Denizlerin çağrısına gönlünü kaptırmış, hayatları pahasına ona koşmuş bu insanlar ve Erden Eruç dostum hiç mi sizin aklınız yoktu? Bu memlekette denizci sporcu değil "futbolcu" olacaktınız. Vergi bile ödemeden küpünüzü doldururken, sayın büyüklerimiz yanaklarınızdan öperdi! Yabancı bayrak keyiften değil