Ailesi döner diye bekledi, 4 yıldır köyde yaşıyor! 'Artık burada yiyecek ekmeğimiz yok'
İstanbul’un karmaşasından, kalabalığından, sürekli bir yere yetişme telaşından kaçıp doğaya sığınanların hikayeleri artık daha sık duyuluyor. 29 yaşındaki Kader Gündüz de o isimlerden biri. Bir gün “Artık burada yiyecek ekmeğimiz yok” diyerek eşini ve çocuğunu da alarak köyde yaşamak için yollara düştü. "Her gittiğimiz kapı yüzümüze kapanmıştı" diyen Kader, yeni hayatına dair bakın neler anlattı.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Kader Gündüz, İstanbul Zeytinburnu’nda dünyaya geldi. İlkokulu Bağcılar’da, ortaokulu ise ailevi sebeplerden dolayı köye gelerek Çorum Kargı Akkise Köyü’nde okudu. Okulu bitirdikten sonra ailesi tekrar İstanbul’a yerleşirken Kader, Çorum’da kaldı ve güzel sanatlar lisesinde müzik bölümü okudu. Kırklareli Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden mezun olan Kader’in müzik hayatı lisede son bulsa da üniversitede geçimini keman dersi vererek sağladı. Okulu bitince de İstanbul’da özel bir şirkette halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışmaya başladı.
Diyaliz teknikeri eşiyle ortaokulda tanışan Kader, nişanlandıktan sonra atama sürecini beklediler ama ne bir hastane de ne de farklı bir sektörde iş bulabildi. Eşi iş bulamayınca çok üzüldü. "Her gittiğimiz kapı yüzümüze kapanmıştı" diyen Kader, “Eşimin ailesinin köyde bakkal dükkanı var ama ben istemem diye eşim hiçbir zaman 'Köye gel, yerleşelim' demedi. Ben artık bir cesaret eşime ‘İş arama, köye gidelim’ dedim. Belli ki burada yiyecek ekmeğimiz yoktu. Kararlıydım, artık köye yerleşecektim. Eşim hem çok şaşırmış hem de mutlu olmuştu” şeklinde konuştu.
'TRAFİKTE HARCADIĞIN ZAMANA BURADA ŞEHİR DEĞİŞTİRİYORSUN'
İlk başta herkesin 'Emin misin, köyde ne yapacaksınız?' diye sorduğunu dile getiren Kader Gündüz, “Ailem zaten çok şaşırdı ve yapamayacağımı düşündüler. Ancak zamanla bu kararı ne kadar isteyerek verdiğimi gördüklerinde destek oldular. Ne kadar huzurlu olduğumuzu görünce her gün biraz daha rahatladılar ve köyden fotoğraflarımı gördükçe ‘İyi ki gitmişsin’ dediler. Köyde en çok hızlı yaşam alışkanlığımı bıraktım. İstanbul’da hemen her şey olur. Canın mı sıkıldı mı çık dışarı gez. Trafiği saymıyorum elbette. En basiti verdiğin kargo ertesi gün hatta aynı gün kapında. Canın yemek mi yapmak istemedi. Hemen ver siparişi ama köyde öyle mi? Burada zaman olabildiğince yavaş işler. Evet, iş yine çoktur ama zaman sıkıntın yok. Sabrı öğreniyorsun bir kere. Basit bir kargoyu bile günlerce alamıyorsun ama telaş da yapmıyorsun. Bir yere yetişme derdin yok. İstanbul’da trafikte harcadığın zamana burada şehir değiştiriyorsun” bilgisini paylaşarak ekledi:
“Başlarda çok zorlandım. Ailemden ayrı kalmak özellikle annemden ayrı kalmak çok zordu. Sessizlik bazen huzur veriyordu bazen de yalnızlık hissi uyandırıyordu. Hem fiziksel hem de duygusal anlamda zordu yani. Her istediğimi her ihtiyacımı o an alamadım ve çok garip geldi. Bunlar benim için bir konfordu ve ben konforumun dışına çıkmıştım. Zamanla toprağa dokunca, kuşların ve horozların sesleriyle uyandıkça içimde bir şeyler değişti ve aidiyet duygusu oluştu. Bende nereden nereye geldiğimi sorgulattı.”
'YAZIN AYLIK MALİYET 5 BİN İLA 10 BİN TL ARASINDA'
"Bu arada köyde de hayat hiç ucuz değil, sadece bahçende ekersen şanslısın’ diyen Kader, “Köyde önceliklerin değişiyor. Mesela sürekli alışveriş yapma isteğin olmuyor ya da sürekli bir yere gitme isteği. Şehirde öyle değil; AVM, kahve, dışarıda yemek. Burada öyle bir tüketim yok. Böylelikle harcadığım para azaldı çünkü ihtiyaçlarım sadeleşti. Burada alışveriş değil de üretmek daha çok ön planda. Tabii ki bazı ürünleri bulmak zor olduğu için şehirden getirmek de gerekebiliyor. Aylık maliyetleri de söylemek gerekirse, bu tamamen ailenin konforuna, köyün merkeze ya da ilçeye yakınlığına göre değişebilir. Yazın maliyet çok düşük olabilir. 5 bin ila 10 bin arası gibi. Kışın ise bunların iki katı olabilir. Sebze ve meyve olmayacağı için kışın gideri farklı olur ama nereden bakarsanız bakın şehirden çok daha ucuz bir hayat yaşarsınız” ifadelerine yer verdi.
'ÇOCUĞUM İÇİN BÜYÜKŞEHİRLERDEKİ KAYGIYI DUYMUYORUM'
"Burada çocuğum da doğayla ve hayvanlarla iç içe büyüyor" diyen Kader Gündüz, “Her gün mutlaka toprağa taşa dokunuyor, bence bu durum onun özgüvenini artırdı. Yerdeki karınca bile dikkatini çekiyor hiçbir hayvandan korkmuyor ve sevgi ile yaklaşıyor. En çok evladım için iyi ki gelmişim diyorum. Günümüzün çoğu zaten dışarda geçiyor. Oğluma özel bahçemizde bir park yaptık. Onun alanı oraya gidiyoruz ve aklım kalmadan gönlünce eğleniyor. Kümesten mutlaka yumurta topluyor. Tavuklara yem veriyor. Yakın çevremizde büyük baş hayvanları olan akrabalarımız var, akşamüstü onları görmek istiyor. Bir kere evladım telefon ve tabletten uzak büyüyor. Dışarıda onu oyalayacak bir şey mutlaka oluyor. Diğer en önemli şey ise her gün organik beslenmesiyle geçiyor. Hazır hiçbir şey yedirmedim daha” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Eğer anneyseniz nerede yaşarsanız yaşayın endişe ve kaygınız bitmez ama bu durum köyde en minimum seviyededir. Bir kere oğlumu herkes tanıyor, tabii artık oğlum da herkesi tanıyor. Allah korusun görmeden bir şey olursa benim oğlum olduğunu biliyorlar. Dışarı çıkardığımda sürekli araba gelir korkusu yok ya da uyurken çok gürültü olur mu derdi yok. Çok daha doğal kaygılarım var. Bahçede ayağı kayar mı ya da bir hayvandan korkusu olur mu gibi çok doğal kaygılar.”
GEÇİMLERİNİ BAKKAL DÜKKANINDAN SAĞLIYORLAR
Gündüz ailesi köyde geçimini küçük bir bakkal dükkanından sağlıyor. Eşi dükkanla ilgilenirken Kader bahçede vakit geçiriyor. Kader, “Toprağa dokunmak bana dinginlik veriyor. Sabah erkenden kalkarız, dükkanı açarız, kahvaltımızı yaparız. Oğlumla dışarı çıkar, doğaya karışırız. Eşimin ailesi çiftçi çeltik ekiyorlar. Biz elimizden geldiğince onlara destek olmaya çalışıyoruz. Ben daha çok bahçe işleriyle uğraşıyorum ve orada vakit geçirmeyi çok seviyorum” şeklinde konuştu.
Köydeki dayanışma kültürüne de değinen Kader, “Sanırım beni buraya alıştıran diğer bir faktör bu oldu. Köyde dayanışma hâlâ çok güçlü. Biri hasta mı oldu hemen ona yemek götürülür. Birine tarla da yardım mı edilecek hemen gelirler. Biri bir yere mi gidecek hemen biri götürür. Özellikle düğünler ve özel günler de çok da fazla hissedersiniz burada beraberliği. Elbette her yerde olduğu gibi burada da çürük elmalar var ama çoğunluk yardımlaşma ve dayanışma içinde” bilgisini paylaştı.
‘ÖNCEDEN ÇOK YORGUN BİR İNSANDIM, ŞİMDİ ÖYLE DEĞİLİM’
Köye göç ettikten sonra hayatındaki değişime de değinen Kader Gündüz, “Size ilk değişimimden bahsedeyim. Sadeleştim. Öyle büyük beklentileri bıraktım ve yavaşladım. Şehirde hep bir koşuşturma içindesiniz ama köyde asla öyle değil. Zaman oldukça yavaş ve olabildiğince akışında ilerler. Kendinize vakit ayırabiliyorsunuz. Kendi benliğinize yani özünüze dönüyorsunuz. Burada verdiğiniz emek şehirdekinden çok farklı. Tabii her yerde emek vermeden olmaz ama köy çok farklı. Yetiştirdiğiniz bir bibere, domatese verdiğiniz emeğin karşılığını almak inanın çok başka. Ben önceden gezmeyi sadece AVM’ler olarak düşünürdüm ama şimdi asıl gezmenin nefes almak olduğunu öğrendim. Bir kahveyi kafede içmek çok başkaydı önceden ama şimdi o çayı, kahveyi doğada için bakalım kafe de neymiş dersiniz. Hele de yanınıza birileri geldi mi tadından yenmez. Ben burayı buradaki sadeliği seviyorum” şeklinde konuşarak şunları söyledi:
“Bir de burada en çok şükretmeyi öğrendim. Önceden çok yorgun bir insandım. Şehirde bir yere yetişmeye çalışmak her gün ama her gün bu kaygıyla uyuyup uyanmak bile zihnimin yorgun, bedenimin güçsüz olmasına yetiyordu. Burada öyle değil. Bir iş mi yaptın? Yoruldun mu? Otur dinlen sonra yine devam edersin. Evet, asla köyde iş bitmez bu da bir geç ama kimse sana ‘Neden bu işi yapmadın?’ demez. Baskı yok bir kere kafan rahat. Önceden çok kontrolcüydüm. Yerine ve işine göre şu an da öyleyim ama köyde bazı planlara uyulmaz. Doğaya uyum sağlamak zorundasınız. Bu durum da bana sabretmeyi, anda kalmayı ve tadını çıkartmayı öğretti. En büyük etken hayatı acele etmeden sindire sindire yaşamak oldu.”
Benzer bir hayalin peşinden gitmek isteyenlere de tavsiyeleri olan Kader sözlerini, “Şehir hayatı herkeste aynı olmağı gibi köy hayatı da herkese aynı zorlukta ya da kolaylıkta olmaz. En çok duyduğum şey, zamanı gelince köye gideceğiz oluyor ama size bir şey itiraf edeyim. Bu anın mükemmel bir zaman dilimi asla olmaz. O zamanı siz yaratırsınız. Tabiİ herkes için demiyorum ama böyle bir şansları var ise kaçırmasınlar derim. Çünkü burada yaşamak şehirden gelen biri için cesaret istiyor. Köyde hayat zor ama en azından gerçek.. Öyle sosyal medya gibi çok romantik değil ama öğretici bir yanı var. Sabır, bolca emek ve uyum istiyor. Bunu gerçekten isteyen varsa korkmadan denesinler. Ben bir cesaret geldim iyi ki diyorum. Umarım gidecek olanlar da iyi ki der” diyerek noktaladı.
EN ÇOK OKUNANLAR
KEŞFETYENİ