Editörün Seçtikleri Cama hayat öpücüğü

Cama hayat öpücüğü

20.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Beykoz’da açılan ‘Cam Ocağı Okulu’ unutulmaya yüz tutmuş bir sanatı yeniden canlandıracak sabırlı ve hünerli eller arıyor

Cama hayat öpücüğü

Cama hayat öpücüğü

Beykoz’da açılan ‘Cam Ocağı Okulu’ unutulmaya yüz tutmuş bir sanatı yeniden canlandıracak sabırlı ve hünerli eller arıyor

ASLI ÖKTENER İstanbul

Cam sanatını hayata döndürecek olan ‘Cam Ocağı Okulu’ bugün Beykoz’da açılıyor. Öğrencilere iki hafta süreyle günde en az 10 saat eğitim verecek okulun ücreti ise 900 dolar (yaklaşık 1 milyar 120 milyon lira). Ancak okula yatılı olarak devam etmek isteyenler için ücret 1250 dolara (yaklaşık 1 milyon 600 milyon lira) çıkıyor.
Cam Ocağı Okulu, uzun yıllar yurtdışında bu sanatın eğitimini alan Yılmaz Yalçınkaya tarafından kuruldu. 26 Mayıs’ta eğitime başlayacak olan okulun eğitim programı 6 dönemden oluşacak. Dönemlerin her birinde iki haftalık yoğun kurslar düzenlenecek ve dersler saat 08.00’de başlayacak. Stüdyoların büyük çoğunluğunun öğrencilerin çalışabilmesi için saat 23.00’e kadar açık tutulacağı okulda, sıcak cam bölümü 08.00-16.00 saatleri arasında açık kalacak.

Hobi için de gelinebilir
Kurslara profesyonellerin yanında bu işi hobi olarak gören kimselerin de katılabileceğini belirten Cam Ocağı Okulu Sanat ve Eğitim Müdürü Lale Başarır ise şunları söyledi: "Bu yaz hedefimiz 350 öğrenci. Amacımız Osmanlı döneminde yaygınlaşan el yapımı camcılığı çağımıza uygun eserler yaratarak geri döndürmek. Burada üretilenler ‘tek’ olacak. Bunları okul içindeki salonda satışa çıkarabileceğiz. Okul için sponsor da arıyoruz."

Yurtlarda kalabilecekler
İsteyen öğrenciler eğitim boyunca okul içinde bulunan 48 kişi kapasiteli yurtlarda kalabilecekler. Derslerin çoğunluğu yabancı eğitimciler tarafından verilecek. Eğitim sonunda ortaya çıkan eserler okul içindeki showroomda sergilenerek satışa sunulacak.

Çocuklar ‘yeşil kart ve bürokrasi’ kurbanı
Aynı zamanda Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği Samsun Şube Başkanı olan Prof. Dr. Davut Albayrak, ailelerin bazılarının yeşil kart çıkartmalarına rağmen ölümlerin yaşandığını açıkladı. Albayrak, faciayla sonuçlanan süreci şöyle anlattı: "Sosyal güvenceden yoksun lösemi hastası yakınlarından bazıları, çocukların bu hastalığa yakalanmasından hemen sonra tedavi masraflarının karşılanması için yeşil kart çıkartmış. Hastanede yataklı tedavi gören lösemili çocukların bütün masrafları yeşil karttan sağlandı. Ancak ayakta yapılan tedavilerin ve ilaçların ücreti, yeşil kartlı olsalar dahi karşılanmıyor. Çünkü bazı üniversiteler, sevkli gelen yeşil kartlı hastalara harcanan ücreti Sağlık Bakanlığı’ndan ya alamıyor ya da geç alıyor. Bu yüzden üniversitelerin bir kısmı yeşil kartlı hasta kabul etmiyor. Üniversite döner sermayesi de bu gibi hastaların ilaç parasını karşılamıyor. Özellikle lösemili yeşil kartlı hastalar pahalı olan ilaç paralarının karşılanması için, bağlı oldukları il veya ilçelerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na başvuruyor. Eğer fonda para varsa alabiliyor. Yoksa kendisi karşılamak zorunda."

‘Yeşil kart yeterdi’
Öte yandan Samsun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Cemile Aygün ise, yeşil kartın yataklı ve ayakta tedavilerde geçerli olduğunu öne sürdü. Aygün, "Yeşil kartlı hastalara hastanede yatarken ilaç yardımı yapmıyoruz. Bunu Sağlık Bakanlığı karşılıyor. Ayakta tedavilerde ise eğer hasta ilaç alacaksa, ondan rapor istiyoruz. Ona göre ilaç parası veriyoruz" dedi.

‘Yoksulluk’ depodan taştı
Samsun’da, yeşil kart başvurularındaki artış nedeniyle, İl Sağlık Müdürlüğü dosyaları koyacak yer sıkıntısı yaşamaya başladı. Yaklaşık 438 bin yeşil kart sahibinin bulunduğu Samsun’da, başvuru sayısının her gün artması sonucu, depolarda yetersizlik baş gösterdi. Yaklaşık 25 bin dosya, saklama süreleri geçtiği için imha edilmesine rağmen, 2 depo yetersiz kalınca yeni depo için çalışmalara başlandı. Son 2 ayda 10 binden fazla başvuru olduğunu belirten İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Halit Bozkurt, üçüncü bir depoya ihtiyaç olduğunu kaydederek, "Binlerce dosyayı imha etmemize rağmen, raflarımız yine de boşalmadı. Özellikle 2001’den bu yana başvurularda yoğun artış var" dedi.




YAŞAM














Yazarlar