Güzellik Dışardaki dünya muhteşem

Dışardaki dünya muhteşem

30.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bütün kışı evde geçirdiyseniz, şimdi dışarı çıkmanın tam zamanı! Haftasonu kendinize bir iyilik yapıp doğayla, denizle başbaşa olabileceğiniz yakın cennetlere kaçın. Kafanızı dinleyin, eğlenin, dinlenin. Giderken fotoğraf makinenizi almayı sakın unutmayın. İşte size önerilerimiz!

Dışardaki dünya muhteşem

Berrin HABERVEREN

Dışardaki dünya muhteşem

Kasvetli, sıkıcı bir kışı geride bıraktık. Şimdi cıvıl cıvıl bir bahar yaşıyoruz. Baharı evde geçirmek olur mu? Olmaz tabii. En iyisi yaz tatili gelmeden kendinize küçük tatiller yaratarak hayatın tadına bakmak. Sizin için sakin, doğası, tarihiyle haftasonunuza keyif katacak yerleri derledik. Ağva çok şirin bir sahil kasabası. Balıkları meşhur, bir de bozulmamış doğası. Burada her türlü su sporunu yapabilirsiniz.
Tarih kokan bir geziye çıkmak isterseniz; Safranbolu ya da Cunda’yı görmenizi tavsiye ediyoruz. Safranbolu’nun evleri restore edilerek yaşatılıyor. Cunda’da durum o kadar parlak değil, ama yine de gezmeye doyum olmuyor. Ege yemeklerini sevenler halis zeytinyağı ile yapılan lezzetlere bayılacak. Bozcaada’ya gidip de üzüm yemeden olmaz, mutlaka tadın. Şarapları da meşhur, bizden söylemesi. Gölcük’e giderken üstünüze kalın bir şeyler alın. Manzarası ve doğası muhteşem ama hava biraz serin! Gelin şimdi ayrıntılara göz atın.
Ada tatili bir başka olur
kadin281.jpg
“Tanrı, insanların uzun ömürlü olmaları için Bozcaada’yı yaratmış “ demiş Herodot. Bunu neden söylediğini anlamak için Bozcaada yani Tenedos’u bir kez görmeniz yeter. Sakinliğiyle Bozcaada gerçekten kafa dinlemek için ideal bir mekân. Bozulmamış mimarisi ve doğası, konuksever insanları, kedileri ve çocuklarıyla keyifli bir tatil sunan Bozcaada Türkiye’de köyü olmayan tek ilçe olma özelliğini elinde tutuyor. Şarapçılık, balıkçılık ve bağcılık yapılan adada ev pansiyonculuğu da yaygın. Bu nedenle adaya gittiğinizde açıkta kalma diye bir problemle karşılaşmanız olası değil. Haftasonları için tercih edilen adaya giderken oltanızı, dalış takımlarınızı yanınıza almayı unutmayın. Çünkü burada istediğiniz koyda denize girebilirsiniz, ayrıca avlanabilirsiniz. Bozcaada’ya gidince mutlaka yapmanız gereken şeylerin başında üzümlerin tadına bakmak geliyor. Ardından balıklar ve çeşitli deniz ürünleriyle hazırlanmış sofralarda değişik lezzetlerle taşınabilirsiniz. Özellikle kalamar, havyar, fuska ve kulfada köftesini mutlaka tadın. Bozcaada’dan dönerken yanınıza lezzetli üzümlerden ve şaraptan almayı unutmayın.
Konaklama
  • Aksoy Pansiyon 12.5 milyon lira (kişibaşı kahvaltı dahil) Tel: (0286) 697 85 87
    Otel Thenes 25 milyon lira (2 kişi oda + kahvaltı) Tel: (0286) 697 88 88
    Ege Otel 10 milyon lira (kişibaşı oda + kahvaltı) Tel: (0286) 697 81 89
    Gümüş Otel 15 milyon (kişibaşı oda + kahvaltı) Tel: (0286) 697 82 52

    Nasıl gidilir?
    Özel aracınızla seyahat etmek isterseniz İstanbul - Çanakkale, Bursa - Balıkesir ve İzmir - Ayvalık üzerinden Geyikli’ye kadar gidebilirsiniz. Bozcaada’ya feribot seferleri Geyikli’den yapılıyor. Feribotla adaya ulaşmak 30 - 40 dakika sürüyor. İstanbul’dan geliyorsanız Ezine’ye kadar otobüsle gidip daha sonra minibüsle Geyikli’ye ulaşabilirsiniz. Yaz sezonunda Radar Turizm, Kamil Koç, Truva Seyahat firmalarının Geyikli’ye direkt seferleri var.
    Tam bir Egeli

    Adı Ayvalık’la bütünleşen Cunda Adası (Alibey) doğal plajları, zeytin ağaçları ile insanı büyülüyor. Tarihi atmosferiyle dikkat çeken Cunda’da eski Rum köyleri, tarihi evler ve Taksiyarhis Kilisesi fotoğraf çekmeyi sevenlere bol malzeme oluşturuyor. Aşıklar tepesi, Ayışığı Manastırı’da yine görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Sahildeki balık lokantalarında Ege’ye özgü lezzetleri ve halis zeytinyağını tadabilirsiniz. Buraya özgü istifto otunu ve papalina adı verilen balığı, kabak çiçeği ve kalamar dolması denemeyi unutmayın. Adaya özel araçla gidenlere bir uyarı! Adada benzin istasyonu bulunmuyor. Cunda’ya giderken benzin deponuzu doldurmanızda fayda var. Cunda’dan ayrılırken şarap ve zeytinyağı tavsiye ediyoruz.
    Konaklama
  • Cunda Otel 20 milyon lira (kişibaşı oda + kahvaltı) (0266) 327 15 98
    Ortunç Otel 31 dolar (kişibaşı oda + kahvaltı) (0266) 327 11 20
    Artur Motel 20 milyon lira (kişibaşı oda + kahvaltı) (0266) 327 10 14
    Kapya Apart Otel 20 milyon lira (4 kişilik oda) (0266) 327 13 21

    Nasıl gidilir?
    Ayvalık Balıkesir’e 114, İzmir havaalanına 160 kilometre uzakta. Ayvalık’a otobüsle de kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Yolculuk İstanbul’dan 8 saat, Balıkesir’den 5 saat sürüyor. Cunda’nın Ayvalık merkezinden uzaklığı ise 8 kilometre. Ada karaya 1964 yılında yapılan bir köprü ile bağlanmış.
    Yeşille mavinin gizli cenneti
    kadin283.jpg
    İzmir dolaylarındaki Gölcük, Bozdağ üzerinde etrafı ormanlarla çevrili bir gölün ismi. Bu gölden dolayı yöreye Gölcük adı verilmiş. Özellikle günübirlik geziler için tercih edilen Gölcük her mevsim gezilebilecek bir yer. Temiz havası ve muhteşem manzarasıyla tüm yorgunluğunu alıp götüren Gölcük’te hava biraz serin. O yüzden yanınızda kalın giysiler bulundurmak gerekiyor. Burada yüzebilir, balık tutabilir, sandalla gezebilirsiniz. Gölde tatlısu, sazan ve yayın balığı bulunuyor. Ayrıca bölge kamp yapmak içinde uygun. Gölcük’ün en ünlü yemeği oğlak etinden yapılan ve odun ateşinde pişen güveç. Gölden tutulan yayın balığının da tadına bakın. Buradan evinize dönerken yöre kadınlarının yaptığı dantellerden ve oyalı yemenilerden satın alabilirsiniz.
    Konaklama
  • Prenses Otel 15 milyon lira (haftasonu, kişibaşı yarım pansiyon) (0232) 558 11 15
    Gölcük Otel 15 milyon lira (haftasonu, kişibaşı yarım pansiyon) (0232) 558 10 16
    Bozdağ Otel 15 milyon lira (kişibaşı, yarım pansiyon) (0232) 547 72 38

    Nasıl gidilir?
    İzmir’e 130 km uzaklıktaki Gölcük’e gitmenin birkaç yolu var. Ödemiş üzerinden giderseniz en geç 15 dakikada bölgeye varabilir ya da Aydın yolundan, Torbalı üzerinden Gölcük’e ulaşabilirsiniz. Denizden bin 100 metre yükseklikte olan Gölcük’ün yolu biraz virajlı ama manzarası muhteşem.
    İki dere arasında balık keyfi

    Ağva (Yeşilçay) Şile’ye bağlı bir sahil kasabası. Günübirlik veya haftasonu geziler için tercih edilen yerlerin başında gelen Ağva’nın adı Latince’de “iki dere arasıö anlamına geliyor. Sakinliği ve bozulmamış doğasıyla dikkat çeken Ağva, Göksu ve Yeşilçay dereleri arasındaki bir deltaya kurulmuş. Ağırlıklı olarak balıkçılık yapılan Ağva’da oteller ve restoranlar da doğayla içiçe. Ağva’da her mevsim yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki! Dere kıyısında kano, deniz bisikleti gibi su sporları, trekking, koşu, bisiklet, kamping gibi aktivitelerin yanı sıra pek çok yaban hayvanı bulunan Ağva’da avcılık da yapabilirsiniz. Tercihinizi gezip görmekten yana kullanırsanız Kilim Koyu’nu, Saklı Göl’ü ve denizden bakınca duvaklı bir geline benzeyen Gelin Kayası’nı mutlaka görün! Gelelim yeme içmeye. Dere kıyısındaki restoranlarda farklı usüllerde taze balık çeşitlerinin tadı damağınızda kalacak. Fiyatlar ise yakalanan balığın miktarına göre belirleniyor, ama yine de makul. Yemek için Şile tarafına gitmeyi tercih ederseniz yoldaki kır lokantalarında bıldırcın, piliç, tandır kebabı yiyebilirsiniz. Ağva’dan evinize dönerken yöreye has balıklardan ve ünlü Şile bezi ürünlerden alabilirsiniz.
    Konaklama
  • Riverside Club 30 - 40 milyon lira (kişibaşı, yarım pansiyon) Tel: (0216) 721 82 93
    Otel Kurfal 35 milyon lira (kişibaşı, yarım pansiyon) Tel: (0216) 721 84 93
    Otel Tahir 15 milyon lira (kişibaşı oda + kahvaltı) Tel: (0216) 721 80 12
    Motel Faruk 10 milyon lira (kişibaşı) Tel: (0216) 721 80 23

    Nasıl gidilir?
    İstanbul ile Ağva arası 110 kilometre. Kendi aracınızla gidecekseniz Şile, Kabakoz, İmrenli ve Kurfallı güzergâhını takip ederek 1,5 saatte Ağva’ya ulaşabilirsiniz. Tercihiniz otobüs ise Üsküdar’dan her saat başı Şile - Ağva otobüsleri kalkıyor.
    Gezmeye doyum olmaz
    kadin285.jpg
    1994’te Unesco tarafından, “Dünya kentiö ünvanı verilen Safranbolu, adını safran bitkisinden alıyor. Kendi ağırlığının yüzbin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme özelliği bulunan bu değerli bitkinin ender olarak yetiştirildiği bölgelerden biri Safranbolu. Burası buram buram tarih kokuyor. Adeta bir maketi andıran evleri, camileri, türbeleri, çeşmeleri ve sayamayacağımız bir sürü tarihi yapı Safranbolu’yu yaşayan bir müze kente çeviriyor. Osmanlı döneminden kalma en eski saat kulesi yine Safranbolu da bulunuyor. 1797 yılında inşaa edilen kuledeki saat hâlâ çalışıyor. Bol bol fotoğraf çekeceğiniz Safranbolu’yu gezmeye doyamayacasınız. Safranbolu’ya gidince lokumların ve “Cevizli Yaprak Helvasıönın tadına bakmamak olmaz. “Safranbolu Çavuşuö ün yapmış bir üzüm çeşidi ama bu üzümü bulmak çok kolay değil. Bulursanız sakın kaçırmayın! Gözlemelerin ve zerde tatlısının da tadına doyum olmuyor. Bizden söylemesi. Safranbolu’dan evinize dönerken sevdiklerinize o meşhur Safranbolu lokumlarından, minyatür ahşap evlerden ve cevizli yaprak helvasından getirebilirsiniz!
    Konaklama
  • Asmazlar Konağı 30 dolar (kişibaşı) (0370) 725 28 83
    Tahsin Bey Konağı 30 milyon (haftasonu) (0370) 712 60 62
    Otel Kadıoğlu 25 dolar (yarım pansiyon) (0370) 712 56 57
    Hatice Hanım Konağı 35 milyon lira (2 kişi oda + kahvaltı) (0370) 712 75 45

    Nasıl gidilir?
    Safranbolu’ya özel aracınızla gitmek isterseniz E5 Gerede kavşağından girdikten sonra Karabük yönüne devam edin. Karabük’ten 8 kilometre onra Safranbolu’ya ulaşabilirsiniz. Safranbolu’ya pek çok firmanın direkt seferleri de var.
  • Yazarlar