Editörün Seçtikleri Emmy'li 'üvey kızına' romanıyla seslendi

Emmy'li 'üvey kızına' romanıyla seslendi

29.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Emmy ödüllü besteci Laura Karpman, Refik Erduran'ın, uğruna Leyla Umar'dan boşandığı sevgilisinin kızı. Ve, son 'kahramanı'

Emmyli üvey kızına romanıyla seslendi



Emmyli üvey kızına romanıyla seslendi


Gazeteci yazar Refik Erduran, bu hafta piyasaya çıkacak yeni romanında, eski sevgilisinin kızı, Emmy ödüllü besteci Laura Karpman'ın öyküsünü anlattı.
Kitabın ana karakterinin esin kaynağı Laura Karpman, Erduran'ın yıllar önce, uğruna eşi gazeteci Leyla Umar'dan ayrıldığı Rodelle Karpman'ın kızı. Ve içine kapanık bir kızken sınırlarını aşışının bir romana esin kaynağı olduğundan henüz habersiz. Erduran, Remzi Kitabevi'nden çıkacak "Neşe'nin Şarkıları" adlı kitabını, 'Toplum Kadınlaşmalı' gibi hayli feminist bir sloganla sunuyor okurlarına. Erduran'a 'Neler oluyor?' diye sorduk. Ve tabii Laura Karpman'ın nasıl olup da bu romana esin verdiğini...

Çok ezilmiş bir kızın bile bir patlamayla bir şeylerin üstüne çıkabileceğini göstermek istedim. Böyle büyük bir dönüşüm gördüm Laura'da. Laura, eşlerimden biri diyebileceğim Rodelle'in kızı. O dönemde Milliyet'in Amerika bürosu şefiydim. Leyla Umar eşimdi. Rodelle heykeltıraştı. Leyla bir röportaj için o ve kocasını evimize yemeğe davet etmişti. Tanıştık. Leyla Türkiye'ye dönünce biz Rodelle ile yaşamaya başladık. Leyla'yla boşandık.

Çok içine kapanık, çekingen, utangaç bir kızdı. Babasından ilgi görmemişti. Yalnız müzikle uğraşıyordu. Ben de bu ilgisini fark edip annesine onu müzik okuluna göndermeyi önerdim. Bu kadar başarılı olacağını tahmin etmemiştim tabii. Aradan zaman geçti, ben Türkiye'ye döndüm ve başarısını duydum. Birden patlama yaptı. Çok iyi ödüller aldı. Şu an Amerika'nın en ünlü bestecilerinden biri. Onun bu müthiş değişiminden etkilenerek bu kitabı yazdım.

Annesi Rodelle biliyor. 15 gün önce anlattım. Çok hoşuna gitti. Eminim Laura'nın da hoşuna gidecek. Bir bölümü İngilizceye çevirip ona göndermeyi düşünüyorum. Tabii Laura'nın değişiminden etkilenirken asıl anlatmak isteğim de kadınların toplumda artık daha baskın bir yer alması gerektiğiydi. Bunun sırası geldi diye de yırtınıyorum.

Ben hep feministtim. Beni maço olarak nitelendirenler de Türk feministleridir. Her zaman kadınlara büyük saygı duydum.

Yoo maşallah bakıyorum, yemediği halt kalmayan insanlarla araları pek iyi. Ben bazı şeylerin doğrusunu söyledim de ondan. Kadınla erkek eşittir ama farklıdır, bu farkın da gözetilmesi gerek, dedim. Mesela erkek sadakatini korurken kadına göre çok daha fazla fedakarlık yapar.

Tabii ki. Erkek sadık kalmak için içgüdülerini daha fazla bastırır. Kadının da bunu takdir etmesi gerekir. Kadın da aldatabilir ama erkek kadar büyük bir içgüdüsel baskıyla karşılaşmaz.

Amacım kadınlara iyilik etmek değil. Kadınların bana ihtiyacı var diye düşünmüyorum. Türk toplumunun kadın eline ihtiyacı var. Barış için, sevgi için kadının rolü önemli. Bir de yaş ilerledi. Bu dünyadan yakın bir sürede nasıl olsa göçüp gideceğim. Kimseyle küslük içinde ayrılmak istemiyorum. Hele kadınlarla hiç. Çünkü en beğendiğim, saygı duyduğum yaratıklar.



YAŞAM










Yazarlar