Stil Esmod İstanbul Fashion Talk 15 Mart Salı

Esmod İstanbul Fashion Talk 15 Mart Salı

15.02.2012 - 00:00 | Son Güncellenme:

Esmod İstanbul’un beğenerek takip ettiğimiz Fashion Talk serisinde bu kez konuklar moda tasarımcıları Mehtap Elaidi, Zeynep Tosun ve Carrefour Grup Hukuk Direktörü Avukat Merter Özay’dı. L’appart Pr’dan Feride Tansuğ’un konuk ettiği konuşmacılara izleyiciler marka oluşturma hakkında akıllarına gelen bir çok soru yönelttiler.

Esmod İstanbul Fashion Talk 15 Mart Salı

 Esmod İstanbul’un beğenerek takip ettiğimiz Fashion Talk serisinde bu kez konuklar moda tasarımcıları Mehtap Elaidi, Zeynep Tosun ve Carrefour Grup Hukuk Direktörü Avukat Merter Özay’dı.

L’appart Pr’dan Feride Tansuğ’un konuk ettiği konuşmacılara izleyiciler marka oluşturma hakkında akıllarına gelen bir çok soru yönelttiler.

Av. Merter Özay’ın hukuki konularda bir tasarımcı markasının dikkat etmesi gereken noktaların altını çizdiği söyleşide, moda farklı yön ve bakış açılarıyla değerlendirildi.

Esmod Fashion Talk’un detayları Modazon’da…


İlk yıllarda karşılaştığınız zorluklar neydi? Neleri değiştirmek daha zordur?
Mehtap Elaidi: Tasarımla fonksiyonellik bir arada olmalı. Son 3-4 yıl içerisindeki Galatamoda, İstanbul Fashion Week gibi oluşumlar Türkiye’de tasarıma ve tasarımcıya olan bakış açısını değiştirdi. Tasarımcılar bana gore satış odaklı bir strateji sergilemeliler. Bu tasarımlarını kontrol altında tutabilecekleri bir çizgi olmalı.

Eğer güçlü bir desteği yoksa (maddi anlamda) tek başına bir tasarımcı öncelikle neler yapmalı?
M.E: Mezun olduktan sonra meslek hayatlarına mutlaka başkasının parasıyla başlasınlar. Mevcut sistemin içinde onların parasıyla en az 2 yıl geçirin. Bu maddi birikim anlamında ciddi bir tecrübe sağlayacaktır.
Bir tasarımcının yanında veya bir marka için çalışmak tasarım hayatına ilk atılacaklar için mutlaka olması gereken bir şey. Orda en az 2 yıl piştikten sonra kendi markalarını oluşturmaya yönelmeleri isabetli olacaktır.

Tasarımcının ticaret yapması size göre doğru mu yoksa tasarımcının amacı salt tasarım mı olmalı?
M.E: Bu kişisel bir tercihtir. Bana göre bir tasarımcı tabi ki ticari kazanç da gütmeli. Sonuçta bu bir ticaret ve tasarımcı da emeğini satıyor.

Peki bu durumun olumsuz etkileri de var mı?
M.E: Türkiye, tasarımcıya yeni yeni hoş geldin diyen bir ülke. Tabii en güzel tasarımcının sadece tasarım yapması ama bir yerde tasarımcı firma işbirliğinin de negatif değil pozitif etkileri olacaktır.

Bizimle hikayenizi paylaşır mısınız?
M.E: Tasarıma olan ilgimin hep farkındaydım ama Robert Kolej’den mezun olduktan sonra bu alanda eğitim görmek için yurt dışına gitmek gerekiyordu. Gidemedim ve Boğaziçi Üniversitesi’nde dönemin popüler bölümlerinden olan işletme eğitimi aldım. Ne var ki, moda ve tasarım hiçbir şekilde benim için bitmiş sayılmazdı ve 36 yaşıma geldiğimde şu anda anlam veremediğim (ama hiç de pişman olamadığım) bir karar aldım ve tüm birikimimi modaya yatırdım. İşimi kurduktan sonraki 3 yıl kendi kendimi eğittim, çünkü ne yurt dışına gidebilmiştim ne de ülke içinde herhangi bir eğitim almıştım. Bu yıllar içerisinde işi öğrenmeye koyuldum, desen çalıştım v.s… Zaten bana göre desen’in %60’ı öğrenilir. Kimse çizimi kötü diye yılmasın.

Peki yurtdışında satış yapma süreci nasıl gelişti?
M.E: Yurtdışındaki fuarlara katıldım. Tabii işin bu tarafının da kendine özgü farklı dinamikleri var. Müşteri edinmek, sürekliliği sağlamak gibi… Eğer bir fuarda bir yıl varsan bir sonraki yıl yoksan insanlar sizi arar ve bulamazlarsa gelecek yıl sizi aramazlar.
Defileler de benim için önemli çünkü defileye çıkan koleksiyonum aynı zaman da fuar koleksiyonumdur. Yani defileye çıkan parçaların hepsi satılabilir ve giyilebilir nitelikte.

Tasarımda telif hakkı süreci nasıl ilerliyor?
Av. Merter Özay: Öncelikle söylemek istediğim şey, tasarımcıyla tasarım hakkı sahibi aynı şeyler değildir. Tasarımcının eser üzerinde fikri yani manevi hakları varken, tasarım hakkı sahibinin maddi hakları vardır. Bu anlamda bir ürünün/eserin tescillenmesi son derece önemli bir nokta. Bu markaların başkaları tarafından kullanılmasını önleyici niteliktedir. Mesela eseriniz tescilliyse taklitçilerinizin hapis cezası almalarını dahi sağlayabilirsiniz.
Marka tescili, markanızın ne olacacağı demektir. ‘…A.Ş.’ bir marka değildir. Işaret, çizim gibi moda dizaynları ise endüstriyel tasarıma girer. Tabi tekstil konusunda yurtdışını ülkemizle kıyasladığımızda belirgin bir farklılık görebiliriz. Bir ürünün yurtdışında görülüp sonraları farklı bir ülke sınırları içinde tescil edilmesi de çokça karşılaşılan bir durumdur. Tabii bu illegal bir eylem. Benim tavsiyem marka tescil belgesi olmayan ürünler alınmaması.

Peki bir tasarımcının üzerinde çalıştığı şeyi kendisi satışa sunduktan sonar, aynı tasarımı satmaya çalışan başka birileri karşısında tasarımcı ne yapmalı?
Av. Merter Özay: Gitmeniz gereken kurum, Türk Patent Enstitüsü’dür. Haksız rekabetten doğan bir dava açabilme ve eğer tasarımı endüstriyel tasarım olarak tescil ettirmişseniz, karşı tarafın fikri ve sanayi haklar mahkemesince 1 ile 3 yıl arası hapis cezasına çarptırılma olasılığı doğar. Veya karşı tarafın karının 3 katını talep etme hakkınız vardır.

Zeynep Tosun: Türkiye bir tekstil ülkesi ama tasarım ve tasarımcıya verilen değer ne yazık ki çok az. Neyse ki şimdilerde Esmod gibi okullar veya yurtdışına çıkma gibi imkanları var.
Ben de Mehtap Hanım gibi işletme okudum. Işık Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezunum.
Benim hikayem de şöyle; mezuniyetten sonra çizim dersleri almak istedim. Ailem zaten 3 kuşaktır tasarımla ilgileniyor ve bu işten uzak kalmak hiç istemedim. Türkiye’de çizim dersleri aldıktan sonra Milano’ya gittim ve 2 yıl sonra Alberta Ferretti’de çalışmaya başladım. Oraya girmem de çok ilginç oldu. Normalde tasarımcılar tüm portfolyolarını seçmelere göndermezler ben onları yedeklemektense göndermeyi istedim ama içimi de müthiş bir huzursuzluk kapladı. Ya geri gelmezse, ya eksik gelirse, başlarına bir iş gelirse diye… Ama beni aradılar, kabul edildiğimi ve hemen başlamamı istediklerini bildirdiler.
Bana gore de birilerinin yanında en az 2 yıl çalışmanız gerek. Hangi konuda uzmanlaşmak istiyorsanız ona gidin derim. Bir firmada mı çalışmak istiyorsunuz, bu durumda firmaların kapılarını aşındırın.

Hayatta hep ilk düşündüğünüzü mü yapmayı tercih edersiniz?
Mehtap Elaidi: Önemli olan nokta cesur olacağınız zamanı bilmek. Cesaretin doğruyla örtüştüğü hikayelere sahibiz. Biraz da şans faktörü var tabii. Ayrıca sağduyunuzu da hiç kaybetmemeniz gerek. Kendinizi çok iyi tanımalısınız ve kapasitenizin farkında olmalısınız. Nerde ne eksiğiniz var farkına varmak çok önemli. Ve tabi ki vazgeçmemelisiniz. Moda tasarımı işletme gibi değildir, hedefleri net insanlar tasarımı seçer.

Zeynep Tosun: Herhangi bir işi yaparken en iyiyi hedeflemek gerek.

Mehtap Elaidi: Ayrıca tam olarak ne istediğini de iyi seçmelisin. Bunun için stajlar, iş deneyimleri birebir işin içinde olmak doğru kararı verdirtiyor.

Size gore tasarımda yaratıcılık mı yoksa kumaş vs. gibi gizli detaylar mı daha önemlidir?
M.E: Türkiye’de kumaş değil, tasarım önemli çünkü Türkiye’de kumaş yok! Yan sanayinin gelişmelere ayak uydurması gerekiyor.

Z.T: Türkiye’de kumaş kıtlığı var diyebiliriz.Tasarımı sattıran şey bana gore hissiyattır. Çok kaliteli bir kumaştan dümdüz birşey çıkarmak da olası maa önemli olan onun size ne hissettirdiğidir.

Modelistlik bilgisinin tasarımcıya ne gibi katkıları vardır?
M.E: Bu şekilde tasarımcı modelistinden nereye kadar, ne isteyebileceğini biliyor. Profesyonel yaklaşım da bunu gerektiriyor. Ben seri üretim yaptığım için tabi ki modelistlerimi düşünerek tasarım yapıyorum.

Türkiye’de iyi modelistler bulabiliyor musunuz?
M.E: Tasarımcının modelistlerini eğitmesi gerek. Tabi temel bilgisi olan insanları eğitebilirsiniz. Sizin aktarabilecekleriniz adına kalıp bilgisi çok önemlidir.

Başka bir marka ya da firma için tasarım size zevk veriyor mu?
M.E: O da bir meydan okuma çünkü orada sınırları çizilmiş bir koleksiyon hazırlamak durumundasınız ve bu hiç kolay değil ama dediğim gibi ayrı bir mücadele ve zevk.

Profesyonel anlamda en çok ne sizi korkutur?
M.E: Başarısız olduğumu hissettirecek üst üste 2 sezon yaşamak beni korkuturdu herhalde.

Başarısızlık diye birşeyin var olduğunu düşünüyor musunuz?
M.E: Bunu tasarımlarımın beğenilmemesi olarak algılamam. Şu anda birlikte çalıştığım 13 kişi var ve ben bu insanların hepsinden sorumluyum. Onları yüzüstü bırakmak bana gore başarısızlıktır.

Yazarlar