Kültür Sanat HAFTANIN GRUBU

HAFTANIN GRUBU

10.10.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

SCORPIONS

HAFTANIN GRUBU

HAFTANIN GRUBU
SCORPIONS

HAFTANIN GRUBU
Lizbon-Portekiz'de eski bir katedralde kaydettikleri yeni albümleri 'Acoustica' ile tekrar dinleyicilerine merhaba diyen 'Akrepler' rock müzikte halen var olduklarını tekrar ispatladılar....
1971 yılında Almanya'nın Hannover kentinde Rudolf Schenker tarafından kurulan Alman Hard rock efsanesinin ilk kadrosunda gitarlarda Rudolf Schenker, Michael Schenker, gitar-vokalde Uli Jon Roth, bas gitarda Lothar Heinberg, davulda Wolfgang Dziony ve vokalde Klaus Meine yer alıyordu. 1971 yılında yayınladıkları ilk albümleri 'Lonesome Crow' ile ülkelerinde çok fazla ses getiremediler. Hatta milliyetçi Alman kesimi tarafından İngilizce şarkı yapıyorlar diye yadırgandılar ve dinlenmediler. Bu albümü yayınladıktan sonra grup dağılma kararı aldı. Bu sırada Conny Plank adlı plak yapımcısı yeni vizyona girecek bir film olan 'The Cold Paradise' için gruba soundtrack yapmalarını önerdi. İlk albümleriyle neredeyse aynı hafta içinde piyasaya çıkan soundtrack onlara cesaret verdi. Turneye çıkma kararı aldılar, fakat gruptaki anlaşmazlık tekrar baş gösterdi, böylelikle grup 2. defa dağıldı. Lothar Heinberg ve Wolfgang Dziony gruptan ayrıldı, Michael Schenker ise U.F.O grubuna katılmak için gruptan ayrılınca orijinal grup kadrosuna geçmiş oldular.
Bas gitara Francis Bucholz, davula da Jurgen Rosenthal'u alarak 2. albümleri 'Fly to the Rainbow'u kaydettiler. Sıkı gitar sololarının ve sert bir soundun yer aldığı bu albümde Ulrich Roth sıkı sololarıyla Jimi Hendrix'i anımsatıyordu. 3. albüm çalışmasına girmeden önce davulcu Jurgen Rosenthal'un yerine Rudy Lenners'ı alarak yollarına devam etme kararı aldılar. Akrepler' 'Virgin Killer' adı altında çıkan 3. albümleriyle Almanya'da ve Amerika'da sansüre uğradılar ve o yıllarda albüm kapağında yer alan 'Çıplak kız çocuğu' resmiyle tartışma konusu haline geldiler. Bir nevi bu şekilde dikkatleri üzerine çeken grup bu albümde, albümle aynı adı tadı 'Virgin Killer'parçasıyla dikkatleri üzerine topladı.
HAFTANIN GRUBU
Avrupa ve Japonya turnelerinin ardından 1978 yılında davula Herman Rarebell'i alarak 'Taken By Force' albümünü yayınladılar. 2 sıkı gitarist bir grupta olunca arada fikir anlaşmazlıkları çıkmaya başladı. Yapımcıları Dieter ile de anlaşamayan Uli Roth 1978 yılının sonunda gruptan ayrılmak zorunda kaldı. Uli Roth 'Electric Sun' adlı grubu kurarak müziğe devam kararı aldı. 1978 yılında Japonya turnesi sırasında kaydettikleri live albüm 'Tokyo Tapes' hard-rock müzikseverler tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Uli gruptan ayrılınca onun yerini doldurmak kolay olmadı. 178 gitarist deneyen grup sonunda iyi bir gitarist olan Mattheas Jabs'da karar kıldı. 'Lovedrive' albüm kayıtlarına Michael Sckenker'da destek verince ortaya mükemmel parçaların olduğu bir albüm çıkmış oldu. Grup düzene girmişti, albüm satışları artıyordu, fakat Avrupa'da sıkışıp kalan grup Amerika pazarına da girmek istiyordu. Bu yıllarda yayınladıkları 'Animal Magnetism' ve 'Blackout' onların bu hayallerini gerçek kılmış oldu.
1984 yılında yayınladıkları 'Love at First Sting' albümlerinde yer alan parçaları 'Still Loving you' ile milyonları büyüleyen grup, çıktıkları dünya turnesiyle ünlerini pekiştirdi. Bu dünya turnesinde kaydettikleri 'World Wide Live' albümüyle kazandıkları başarıyı perçinleyip ülkelerinde bile en çok konuşulan ve sevilen grup oldular. Sürekli kadroları değişen grupta vokalde Klaus Meine, lead gitarda Rudolf Schenker ve solo gitarda Matheas Jabs yer alarak adeta grubunun iskeleti oldular. En fazla dinlenen parçaların ve unutulmaz balladların çoğunda 'K.Meine/R.Schenker imzalarının taşındığı parçalarda solo gitarıyla destekleyen Matheas Jabs 1985 yılında Kerrang metal magazine dergisi tarafından 'En İyi Solo Gitarist' seçildi. O sene en hızlı gitarist ise Van Halen grubunun beyni Eddie Van Halen olmuştu.
1988 yılında'Savage Amusement' albümünü yayınlayan grup Rusya'da tüm biletleri satılan 10 konser vererek ve 350.000. Rus rock fanına seslenerek herkesi şaşırttı. 1989 yılının Ağustos ayında Scorpions'ın bu başarısına destek veren Rus otoriteler 'Moskow Music Peace Festivali'ne Scorpions'ı tekrar çağırdı. Bu festivale Ozzy Osbourne, Mötley Crue, Skid Row, Cinderalla, Bon Jovi ve Rusların ünlü grubu Gorky Park katılınca Lenin Stadında 260.000 dinleyiciye seslendiler.
1990 yılında'Crazy World'ü yayınlayan grup, bu albümden çıkan 'Wind of Change' ile tüm dünyada tanındı ve ününe ün kattı. 1992 yılında Franchis Bucholz gruptan ayrıldı, yerine Ralph Rieckermann'ı alarak 1993 yılında 'Face the Heat' albümünü yayınladılar. Bu albümün turnesi kapsamında 1993 yılında ülkemize de gelerek İnönü Stadı'nda verdikleri konserde nihayet Türkiye'ye de merhaba demiş oldular. Bu konserdeki en büyük sürpriz ise MSG grubundan tanıdığımız Michael Schenker'in konserde yer almasıydı. 'Face the Heat' albümlerine baktığımızda rock müziğin değişen tınısına her zaman ayak uydurdukları görünen grup bu albümlerinde biraz daha sertleşmişti, fakat 'Daddy's Girl','Under the Same Sun', 'Lonely Nights' gibi balladlara da yer vererek halen sıkı parçalar yapabildiklerini kanıtladılar.
1995 yılında, 1988-1995 yılında çıktıkları turneler sırasında kaydettikleri parçalarla 'Live Bite' isimli bir albüm yayınladılar. Bu albümde 3 yeni parçaya da yer veren grup 'White Dove', 'Heroes Don't Cry' ve 'Edge of Time' ile fanlarını tekrar büyüledi. 1996 yılında yayınladıkları 'Pure Instict' albümünde 'You and I', 'Wild Child' ve 'When You came into my Life' hitlerine yer verdiler. 1999 yılında hayranlarını şaşırtarak kötü bir tarz deneyen grup herkesi hayal kırıklığına uğrattı. 2000 yılında yayınladıkları 'Moment of Glory' ile hayranlarından bir anlamda özür dileyen grup Berlin Filarmoni orkestası ile birleşerek eski ve yeni parçalarını yorumladılar. 2001 yılında ise Lizbon-Portekiz'de kaydettikleri 'Acoustica' ile Kansas grubundan 'Dust in the Wind', The Cars grubundan 'Drive' parçalarını tekrar coverlayarak halen hard-rock dünyasında var olduklarını ispatladılar.