Hemşireliği bıraktı, pazarda tezgah açtı! Gram gram altın biriktiriyor: 'Takdir ediliyorum'
Yıllarca hemşire olarak çalışan Selin Köse Unut, insanların hayatına dokunmayı kutsal bir görev saydı. Ancak zamanla başkalarının hayatına dokunurken kendi yaşamının akıp gittiğini fark etti. Yorgun nöbetler, bitmeyen sorumluluklar ve artan duygusal yük, içinde hep var olan başka bir isteği gün yüzüne çıkardı ve eşiyle birlikte pazarcılığa adım attı. Her satıştan küçük bir pay ayırıp altın biriktirmeye karar veren Selin ile hemşirelikten pazarcılığa giden yaşamını konuştuk.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Uzun yıllar hemşire olarak çalışan ve bu süreçte insanların hayatına dokunup onlara destek olan Selin Köse Unut, zamanla kendi hayatında daha özgür olabileceği, yaratıcı yönünü ön plana çıkarabileceği bir yol arayışı içine girdi. İçinde hep girişimcilik isteği vardı, yeni şeyler üretmek, paylaşmak ve insanlara küçük mutluluklar sunmak istiyordu. Bu hayali bir süre erteledi ama sonunda kendi yolunu çizme cesaretini buldu. Hemşirelikten pazarcılığa geçişi, kendi emeğiyle bir iş yaratmak ve insanlarla birebir iletişim kurmak isteğiyle hayata geçmiş oldu.
'CESURCA BİR ADIM ATIP İLK TEZGAHIMIZI KURDUK'
"Hemşirelik kutsal bir meslek ancak yoğun nöbetler, sürekli sorumluluk ve duygusal yorgunluk zamanla zorlayıcı oldu" diyen Selin, “Kendimi yalnızca işime bağlı, kendi hayatımı ihmâl eden biri gibi hissetmeye başladım. Artık hem kendime hem de aileme daha fazla vakit ayırmak, yaratıcı yönümü geliştirmek istiyordum. Eşimle bu konuyu paylaştım, önce tereddüt ettik ama sonra birlikte adım atmaya karar verdik. Karar süreci, korku ve heyecanla doluydu ama içten gelen bir hisle doğru bir adım attığımızı biliyorduk” ifadelerini kullandı.
Pazarcılık fikrinin, üretmeye ve insanlara küçük mutluluklar sunmaya olan ilgisinden doğduğunu söyleyen Selin Köse Unut, “Takı ve el emeği ürünler konusunda ilgim vardı, bunu bir işe dönüştürebileceğimizi düşündük. Eşimle birlikte 'Neden denemeyelim?' dedik. Önce küçük bir plan yaptık, riskleri konuştuk, ürünleri ve bütçeyi değerlendirdik. Cesurca ilk adımı attık ve tezgâh açtık. Bu iş sadece ticaret değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamına dokunmak, onlarla samimi bir iletişim kurmak ve birlikte bir başarı hikayesi yaratmak anlamına geliyor” bilgisini paylaşarak şunları söyledi:
“İlk gün tezgâhı kurarken kalbim heyecan ve kaygıyla doluydu. İnsanların ürünlerimizi beğenip beğenmeyeceğini merak ediyordum. İlk müşterim küçük bir bileklik aldı, teşekkür etti ve yüzünde bir tebessüm oluştu. O an fark ettim ki iş sadece satış yapmak değil, insanlara değer katmakla ilgiliydi. Tezgâh başında geçen her dakika, satışlar ve küçük sohbetler bana bu işi yapmanın ne kadar doğru bir karar olduğunu gösterdi. O gün yaşadığım gurur ve mutluluk, bu yola devam etme kararlılığımı güçlendirdi.”
‘HEMŞİRELİK DENEYİMLERİM BÜYÜK AVANTAJ SAĞLIYOR’
"Hemşirelik sabrı, empatiyi ve insanları doğru anlamayı öğretiyor" diyen Selin Köse Unut, “Pazarda müşterilerle ilgilenirken bu becerilerimi kullanıyorum, onları dikkatle dinliyorum, ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyorum ve çözüm önerileri sunuyorum. Bazen farkında olmadan hemşirelikte kazandığım deneyimler, satışta ve iletişimde büyük avantaj sağlıyor. İnsanları anlamak ve onlara değer vermek, satış sürecini daha etkili ve anlamlı kılıyor” cümleleriyle yaşadığı mutluluğu aktardı.
Kendi işinin patronu olmasının büyük bir özgürlük hissi verdiğine dikkat çeken Selin, "Planlarımı kendim yapabiliyorum, sabah ne zaman başlayacağımı ve günü nasıl organize edeceğimi ben belirliyorum. İnsanlarla birebir iletişim kurmak, onları mutlu bir şekilde uğurlamak ve küçük ama değerli mutluluklara ortak olmak inanılmaz keyifli. İş sadece para kazanmak değil, aynı zamanda anlam ve değer yaratmakla ilgili. Her satış ve her gülümseme, emeğimin karşılığını hissettirdiği için çok değerli" diye konuştu.
‘HİKAYEMİ DİNLEDİKTEN SONRA TAKDİR EDİYORLAR’
"Bizim işimiz sadece satış değil, aynı zamanda bir bağ kurmak" diyen Selin Köse Unut, “Müşterilerle sohbet ediyor, onların hikâyelerini dinliyoruz. Bazen sadece alışveriş olmuyor, samimi bir muhabbet de oluyor. Bu, bizi diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri” yorumunda bulunarak şöyle konuştu:
“Bir müşteri ürünleri incelerken bana, ‘Senin yüzünde hep bir tebessüm var, belli ki işini severek yapıyorsun’ demişti. O gün çok yorulmuştum ama bu söz tüm yorgunluğumu aldı. İnsanların emeğimi takdir etmesi, bana işimi tutkuyla yapma motivasyonu veriyor. Bu tür küçük ama anlamlı anılar işimin en değerli yanlarından biri. Çoğu kişi de bu meslek değişikliğine şaşırıyor ve merak ediyor. ‘Neden böyle bir değişiklik yaptın?’ sorusu sıkça geliyor. Hikâyemi dinlediklerinde çoğu saygı duyuyor ve cesaretimi takdir ediyor. Bu tepkiler hem güven hem de motivasyon kaynağı oluyor.”
Fiziksel yorgunluk ve hava koşullarının en büyük zorlukları olduğuna dikkat çeken Selin, “Sabah erken kalkmak, tezgahı kurmak, gün boyu ayakta durmak ve akşam toparlamak kolay değil. Özellikle soğuk ve yağmurlu günler zorlayıcı oluyor. Ancak bu zorluklara rağmen işimizi sevdiğimiz için her şeye değer. Ürünlerin beklediğimiz ilgiyi görmemesi veya kötü hava şartları bazen moral bozucu olabiliyor ama bunlar öğrenme sürecinin doğal bir parçası. Pazara gideceğimiz sabahlar, çok erken kalkıyoruz, ürünleri hazırlayıp arabaya yüklüyoruz, sonra pazara gidiyoruz. Tezgâhı kurmak ve düzenlemek zaman alıyor. Gün boyu müşterilerle ilgileniyoruz, ürünleri tanıtıyoruz ve sorularını yanıtlıyoruz. Öğle molasında kısa bir dinlenme ve planlama yapıyoruz. Akşam tezgahı toplamak, arabaya yüklemek ve eve dönmek yorgunluk veriyor ama günün sonunda aldığımız geri dönüşler ve satışlar tüm yorgunluğu unutturuyor. Günlük rutin, disiplin ve planlama gerektiriyor ama aynı zamanda yaratıcı ve keyifli bir süreç” dedi.
‘HER PAZAR SONRASI 1 GRAM ALTIN ALIYORUZ’
Her pazara çıkışlarında kazançlarının bir kısmıyla gram altın alma hedefleri olan Selin Köse Unut, “Altın biriktirme süreci bizim için sadece bir yatırım değil, aynı zamanda çok özel bir yolculuk oldu. Pazara çıktığımız ilk günlerde kazancımız aslında çok büyük değildi ama bir karar aldık. Her satıştan mutlaka küçük de olsa bir pay ayırıp altına dönüştüreceğiz. İlk hafta elimizde sadece 1 gram altın vardı. O küçük gram, başta önemsiz gibi görünüyordu ama aslında bizim için çok büyük bir adımdı. Çünkü ilk gram, istikrarın, disiplinin ve kararlılığın sembolüydü. O günü hâlâ çok net hatırlıyorum, küçük ama anlamlı bir kazanımdı. Sonraki haftalarda aynı düzeni bozmadık. Ay sonunda elimizde 2 gram, ikinci ayın sonunda 4 gram olmuştu. Küçük gibi görünen bu rakamlar, aslında sabrımızın ve emeğimizin bir yansımasıydı. Her gram altın, pazarda saatlerce tezgah kurarken, sabahın erken saatlerinde hazırlık yaparken, yağmurda üşürken veya sıcakta ter içinde satış yaparken verdiğimiz emeğin somut bir karşılığıydı. Elimize aldığımız her gram, bize ‘az da olsa devam et, küçük adımlar bile büyük hedeflere götürür’ mesajını veriyordu” diyerek duygularını şu şekilde ifade etti:
“Altın biriktirmek sadece maddi bir kazanç değil, aynı zamanda sabrı, disiplini ve düzeni öğretiyor. Küçük adımlarla ilerlemek, büyük hayallere ulaşmanın temeliydi. Ve bu süreç bize daha büyük hayaller kurma cesareti verdi. Her gram, yarın kuracağımız mağazanın bir tuğlası gibi düşünülüyordu. Mağaza açma hayalimizi o zamanlar daha net görmeye başladık. Çünkü biliyorduk ki bugün pazarda küçük bir masanın üzerinde sergilediğimiz takılar, yarın kendi mağazamızın vitrininde parlayacak. Bugün saatlerce uğraşarak elde ettiğimiz birikim, yarın mağazamızın sermayesi olacak. Küçük gibi görünen adımlar, aslında uzun vadede çok büyük bir yapı oluşturuyordu.”
'KÜÇÜK GİBİ GÖRÜNÜYOR AMA BÜYÜK ANLAM TAŞIYOR'
"Bizim için mağaza açmak sadece ticari bir hedef değil. Yıllardır verdiğimiz emeğin, sabrın ve kararlılığın bir taçlanması olacak" diyen Selin Köse Unut, “Bu nedenle elimizdeki her gram altın, sadece bir yatırım değil, aynı zamanda geleceğe atılmış somut bir adım. Her bir gram bize hem emeğimizin değerini hem de hayallerimize olan inancımızı hatırlatıyor. Geriye dönüp baktığımda, her şeyin o ilk 1 gramla başladığını görüyorum. Küçük gibi görünen ama çok büyük anlam taşıyan adım, bizi bugün mağazamıza bir adım daha yaklaştırdı. Bu süreç hem duygusal hem de iş odaklı bir yolculuk oldu. Emeğimizin, azmimizin ve hayallerimizin birleştiği bir deneyim. Ve inanıyorum ki bir gün o gramların ışığı kendi mağazamızın vitrininden yansıyacak ve bu yolculuğu hatırlayan herkes için de ilham kaynağı olacak” ifadelerine yer verdi.
"Gelecekteki hedefimiz işi daha profesyonel hale getirmek, markamızı büyütmek ve online satışları artırmak" diyen genç girişimci Selin, “İleride kendi mağazamızı açmak, daha fazla insana ulaşmak ve onlara ilham vermek istiyoruz. Bu yolculuk sadece para kazanmak değil, kendi potansiyelimizi keşfetmek ve paylaşmakla ilgili. İnsanlara cesaret vermek ve hayatlarına dokunmak da hedeflerimiz arasında. Kazançlar ise tamamen emekle orantılı. Çok çalışınca ve ürünlerimize özen gösterince karşılığını alıyoruz. İlk başta zorlandık ama artık düzenimizi kurduk ve emeğimizin karşılığını görmek büyük bir tatmin sağlıyor. Kazanç sadece maddi değil, manevi tatmin de getiriyor” vurgusu yaparak sözlerini şöyle noktaladı:
“Hayatın her döneminde değişim mümkün. Hiçbir şey bir anda mükemmel olmuyor, zorluklar, korkular ve yanılmalar doğal süreçlerdir. Önemli olan, iç sesinize kulak verip adım adım ilerlemek ve pes etmemek. Denemek, yanılmak ama vazgeçmemek, başarıya giden en sağlam yol.”
EN ÇOK OKUNANLAR
KEŞFETYENİ