Yaşam Kadının adı da var, ödülü de!

Kadının adı da var, ödülü de!

03.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

80’li yıllarda ‘Kadının Adı Yok’ çığlığıyla Türkiye’de önemli bir adım atan Duygu Asena adına verilen ödüller, önceki gece bu yılki sahiplerine verildi

Kadının adı da var, ödülü de

PEN Kadın Yazarlar Komitesi, Amargi ve Kadıköy Belediyesi Sağlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı’nın (KASDAV) düzenledikleri Duygu Asena Ödülü’nün ikincisi önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen bir törenle sahiplerini buldu.
Törenin açılış konuşmasını yapan Amargi dergisinin Yayın Kurulu’ndan Prof. Dr. Nükhet Sirman, bu yılki ödüllerin konusu olan feminist araştırmaların kadınların ezilmesinin sadece kadınları değil, toplumun tümünü ilgilendirdiğini, kadınların ikincilleştirilmesi yoluyla hem sınıf hem de ırk iktidarlarının pekiştiğini gösterdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Sirman şöyle konuştu: “Bu durum özellikle son günlerde bir kez daha karşımıza 14 yaşında bir kızın yaşadıkları bağlamında çıktı. Bu taciz olaylarında gördük ki adaletten tıbba, hükümetlerden medyaya kadınların emekleri ve bedenleri üzerinden türlü çıkar ilişkileri örülüyor.”

Kadın türküleri
Deniz Türkali ve Ayşegül Sönmez’in sunduğu törende Gülay, 12 yaşında gelin edilen bir kızın hikâyesinin anlatıldığı “Ağ elime mor kınalar yaktılar”ın da içinde olduğu ‘kadın’ temalı üç türkü seslendirdi.
Ardından KASDAV Başkan Yardımcısı İnan Aydınoğlu konuştu. Asena’nın “Kadının Adı Yok” adlı romanından bölümler okuyan Derya Alabora’ya, dans performansıyla Tuğçe Tuna eşlik etti.
Gösterinin ardından İnci Asena, 2008 Duygu Asena Ödülü’nü almaya hak kazanan üç kadını sahneye çağırdı.
Ödülü, “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet” adlı kitapla almaya hak kazanan Yeşim Arat ve Ayşegül Altınay ile “Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar”ın yazarı Handan Çağlayan sahneye çıktı.

Özgürsünüz, gücünüzü bilin!
Asena, bu tür ödüllerin, adını taşıdığı kişiyi yaşatmaktan çok onun çabalarını yaygınlaştırıp sonraki kuşaklara aktarmak olduğunu vurguladı.
İnci Asena şöyle konuştu: “Dilerim bir gün şöyle bir konuşma gerçekleşir Türkiye’de: Kadının biri soruyor ‘Duygu Asena kim?’ diye... Diğeri cevap veriyor: ‘Vaktiyle bu ülkede kadınlar dayak yermiş, ırzlarına geçilir, hakları istismar edilirmiş. İşte o günlerde bu sorunların düzelmesi için öncülük eden kadınlardan biriymiş Duygu Asena.”
Asena, konuşmasını ablasının kadınlar için motto haline gelen sözüyle bitirdi: Özgürsünüz, gücünüzü bilin!

‘Asena’dan özür diliyorum’
Handan Çağlayan “Bu ödülü araştırmamın öznesi olan Kürt kadınları adına da alıyorum. Sesleri birden fazla kez kısılmış olmasına rağmen kadın özgürlüğü mücadelesini sürdürdüler. Duygu Asena’nın ‘80’li yıllarda attığı ‘Kadının Adı Yok’ çığlığı kadının adını koyma çağrısıydı aslında. Bu çağrı, 2000’lerde Kürt kadının mücadelesi içinde de yankısını buldu” dedi.
Mor gömlekleriyle Femisit Kadın Çevresi Müzik Topluluğu’nun Türkçe, Rumca ve Kürtçe şarkıları söylendi sonra... Konserin ardından PEN Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel, 8 ay önce PEN’in bu ödülü kaldırmak için yaptığı girişime değindi.
Günersel, “Madem başkan benim, olanlar benim sorumluluğuma girer. Duygu Asena’dan da İnci Asena’dan da özür diliyorum. Bu ödülün yaşatılması kanısındayım” dedi.
Tören, Bulutsuzluk Özlemi ve Aylin Aslım’ın konserleriyle sona erdi.

Yazarlar