Kültür Sanat Merhaba Celil Bey!..

Merhaba Celil Bey!..

26.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Merhaba Celil Bey!..

Merhaba Celil Bey..



Merhaba Celil Bey..
Kabul etmek gerekir ki, yeni kuşak, özellikle de büyük ölçeğe vurulduğunda, Şükran Güngör’ü "Herkes Kendi Evinde" (Semih Kaplanoğlu), "Güle Güle" (Zeki Ökten) ve "Büyük Adam Küçük Aşk" (Handan İpekçi) gibi son dönem filmlerdeki rolleriyle tanıdı, sevdi. Onun Kenter Tiyatrosu’nun kurucularından, hem oyuncularından hem de yönetmenlerinden olduğunu bilmeden.
Bu arada, yine kabul etmek gerekir ki, gündüz ölüm haberini okuduğunuz bir oyuncuyu, gece ekranda yeni dizisinde izlemek hiç de kolay değil. Dizi komedi - macera sınıfına girse de, kolay değil.
Evet. Elbette matrak, dizideki karı - kocanın üç kere boşanıp, birbirinden kopamaması, adamın bir türlü, bir baltaya sap olmaması filan... Ya da aklına estikçe ortadan kaybolması, gönüllü itfaiyecilik yapması... Ne var ki, olmuyor, bir türlü kendinizi kaptıramıyorsunuz. A, diyorsunuz, Şükran Güngör’ün burada bakışları nasıl da hüzünlü, a, şurada da sesi nasıl kırık. Ya da, nasıl da yorgun adımlarla yürümüş orada.
Ama sonra, sahneler aktıkça, Şükran Güngör ve ölüm haberi silinmeye koyuluyor. Celil Bey, sizi kavrayıveriyor. Can’ın (Mehmet Ali Alabora) dedesi, Cem’in (reklamlardaki çook çalışmam lazım, çoook diyen velet) büyük dedesi, Banu’nun (Sanem Çelik) büyük kayınpederi ve ailenin büyük annesinin (beyazperdenin eski ama önemli oyuncularından Nurhan Nur) sabık eşi Beylerbeyli Celil Bey (Şükran Güngör). Görünürde katı, sert, taviz vermez, huysuz Celil Bey. Ve yönetmen Erden Kıral. İşte, o noktada merhaba Celil Bey diyorsunuz, merhaba. Sadece sekiz bölümde yer alsanız da, biz sizi izleyeceğiz. Tıpkı vakti zamanında (1975’de) milleti ekran başına bağlayan, Halit Refiğ’in Halid Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarladığı "Aşk-ı Memnu"nun yeniden gösterimini nasıl izlediysek, yine izleyeceğiz.
Hiç kuşkunuz olmasın!
1926 yılında doğan Şükran Güngör, 1940’lı yıllarda, Denizli Halkevi’nde amatör olarak tiyatroya başladı. Tiyatro için İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki eğitimini yarıda bırakan Güngör, profesyonel oyunculuğa 1951 yılında Muhsin Ertuğrul’un kurmuş olduğu Küçük Sahne’de John Steinbeck’in "Fareler ve İnsanlar" adlı yapıtıyla adım attı. 1954 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda 3 yıl, Muhsin Ertuğrul yönetiminde Karaca Tiyatrosu’nda 1 yıl oyunculuk yaptı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen John Osborne’nun "Öfke"si ise Şükran Güngör’ü eşi Yıldız Kenter ile buluşturdu.
1961 yılında Kent Oyuncuları’na katılan Şükran Güngör, "Martı", "Üç Kızkardeş", "Vanya Dayı" gibi Çehov oyunlarının yanı sıra Samuel Beckett’in başyapıtlarından "Godot’yu Beklerkenöde, Brecht’in de "Üç Kuruşluk Opera", "Dilenciler Kralı" adlı oyunlarda rol aldı. "Kim Korkar Hain Kurttan?", "Küçük Devlet" gibi oyunları da yönetti. "Nihavend Mucize" adlı filmde de rol alan Güngör, 2000 yılında Zeki Ökten’in yönettiği "Güle Güle" filmindeki rolüyle 37. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü, 2001’de de "Büyük Adam Küçük Aşk" filmiyle "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandı.