Kültür Sanat Mutlu aşk var!

Mutlu aşk var!

01.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Özgürlükçü sosyalizmin en önemli düşünürlerinden Andre Gorz, ölüm döşeğindeki karısına yazdığı uzun mektupta; heyecanları, mutlulukları ve sıkıntılarıyla 58 yıl süren bir beraberliğin hikâyesini anlatıyor.

Mutlu aşk var

"58 YILDIR BİRLİKTE YAŞIYORUZ." Kitabı açar açmaz önce dans eden çiftin gerçek siyah-beyaz fotoğrafı karşılıyor sizi. Yıl 1947. Mutluluk ve aşkla gülümseyerek dans eden genç çift yeni tanışmışlar. Andre Gorz ve Dorine, bir daha hiç ayrılmayacaklardır.Andre Gorz, ölmekte olan eşi Dorine için yazdığı, kitabı oluşturan bu uzun mektupta, 58 yıldır süren aşklarını anlatmakla kalmaz, kendi varoluş serüvenini de özetler. Özgürlükçü sosyalizmin en önemli düşünürlerinden, varoluşçu gazeteci yazar Andre Gorz, tüm yaşamını iki önemli tutkunun çevresinde yaşamıştır: Yazmak ve hayat arkadaşı Dorine'e olan aşkı... Mutlu aşk yoktur," der Aragon, ünlü dizesinde. Ve hayat da, üstüne düşen görevi yerine getirircesine genellikle bu sözü doğru çıkarır. Oysa mutlu aşk var. Daha doğrusu varmış... Bunun en güzel kanıtı da elimde tuttuğum küçük kitap. Üstünde dans eden bir çiftin illüstrasyonunun yer aldığı bu 61 sayfalık küçük kitap, hayat boyu süren mutlu bir aşkın en somut kanıtı. Dorine... Adeta unutulmaz bir roman karakterinin ışıltısına sahip bu özel kadın, kızıl kestane saçlarıyla yazarın hayatına ilk girdiği günden itibaren, onu ömrü boyunca etkileyecektir. Son derece zeki, entelektüel, güzel ve kendine güvenli bu kadın; yaşadıkları her çevrede, üstelik her türlü yoksullukta ışıltısını taşımayı sürdürecek ve onu tanıyan herkesi cazibesiyle etkileyecektir. Hayatı tümüyle dolu dolu, sindirerek yaşar Dorine. Andre ise yazar depresifliğine sahip, çoğu zaman endişeli ve gelecek kaygılarıyla dolu biridir. Yine de, Dorine kendi üstün özelliklerini öne çıkarmayacak ve hayatı boyunca kocasını yazması için teşvik edecektir. Andre, bir yazar ve düşünür olarak kendisini geliştirip, dünyanın da ilgisini çekmeye başladıkça, karısına olan aşkı gittikçe büyür. Ve bir gün geriye dönüp baktığında, bu uzun mektubun satırlarında, biraz da en önemli baş yapıtı sayılan "Le Traitre"e (Hain) yönelttiği eleştiriler aracılığıyla, o dönem aşkına yönelik yapmış olduğu haksızlıkların da hesaplaşmasını gerçekleştirir: "(...) Birlikteliğimiz benim hayatımdaki en önemli şey olduğu halde, yazdıklarımda neden bu kadar az yer alıyorsun? Neden 'Le Traitre'de seninle ilgili yanlış ve gerçeklikten uzak bir imge yarattım?(...) 'Le Traitre'i yazarken hedef edindiğim derinlemesine incelemeyi gerçek anlamda yapmadım. Anlamam, açıklığa kavuşturmam gereken çok soru var. Anlamını tümüyle kavramam için aşkımızın hikayesini yeniden kurmaya ihtiyaç duyuyorum. Birbirimiz aracılığıyla ve birbirimiz için olduğumuz kişiler haline gelmemizi mümkün kılan bu hikaye oldu. Ne yaşamış olduğumu, birlikte ne yaşamış olduğumuzu anlamak için yazıyorum sana. (...)" Gittikçe büyüyen aşk Önceleri aşkı, iki kişinin en az toplumsal alanda bir araya gelmesi olarak değerlendiren, karşılıklı mutlu aşkı ise fazla bayağı ve sıradan olarak nitelendiren Andre Gorz; yaşadıkları uzun yıllar boyunca, aşkın da bir dinamiği olduğu, değişen koşullara göre yönlendirilip uyarlanabileceği gerçeğini keşfeder Dorine ile birlikte. Ve son... Hayatları boyunca, yeryüzündeki haksızlıklar karşısında mücadele eden çift; Dorine'in tedavisi olmayan hastalığının ona yaşattığı acılar nedeniyle, hayatta olduğu gibi ölümde de ayrılmama arzusuyla, birlikte ölmeyi seçer. Çift 24 Eylül 2007'de hayata birlikte veda ederler. Geriyeyse bu uzun mektubun ilk satırları kalacaktır:"(...) Seksen iki yaşına yeni girdin. Hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.(...)" Birlikte öldüler