Op.Dr. Evrim Uçkunkaya

Op.Dr. Evrim Uçkunkaya

evrim@druckunkaya.com

Tüm Yazıları

Hamilelik sonrası ortaya çıkan vücut deformasyonu ve bazı bölgelerde çeşitli izlerin kalması zamanla anne için sorun teşkil edebiliyor ve psikolojik sıkıntılara neden olabiliyor. Bu haftaki yazımda, annelerin hamilelik dönemi öncesi gibi fit bir vücuda sahip olmaları ve kendilerini daha iyi hissetmeleri için hangi estetik operasyonlara başvurabileceklerini anlatacağım.

Hamilelik süresince hormonal ve mekanik değişiklikler, en fazla karın bölgesi, memeler, bel, basenler, bacak içleri ve vajinada kendisini gösterir. Anne adayı için fiziksel olarak zorlayıcı olabilen hamilelik sürecinde vücut, bebeğin büyümesini sağlamak için değişiklikler yaşar. Vücuttaki bu değişiklikler kadınlarda depresyona kadar varabilecek sorunlara neden olabilirken, sadece annenin kendisini değil, bebeği ve hatta evlilik kurumunu bile yıpratabilir. Bilinçli bir diyet ve düzenli spora rağmen çözülemeyen vücut deformasyonu sorunlarında hastaya yapılacak uygun estetik operasyonla fit bir vücuda sahip olmak mümkündür. 

Haberin Devamı

Sadece hamilelik sırasında değil, doğum sonrasında da, hormonal değişim, artan iş yükü, değişen sosyal yaşam, süt verme gibi faktörler de devreye girince, annenin estetik cerrahlardan destek alması, günümüzde sık olan bir durum.  Bu nedenle doğumdan sonra “Mommy Makeover” dediğimiz anneyi revize etme, yani gençleştirme operasyonlarına sıklıkla gerçekleştiriyoruz. Bu operasyonlarda genellikle karın germe, meme dikleştirme, uyluk germe, liposuction ve vajen yapılarında oluşan deformasyonların düzeltilmesi gibi kombinasyonları tek seansta uygulayabiliyoruz.

Doğum sonrası karın germe

Hamilelikte karın bölgesindeki deri ve deri altı yağ dokularında önemli oranda hacim artışının yanı sıra karın kaslarında gevşeme, deri elastikiyetinde azalma söz konusu olur. Hamilelik sonrasında bu dokuların miktarında önemli ölçüde azalma olsa da karın derisi, deri altı yağ dokusu ve karın bölgesi kasları çoğu kez yeterince toparlanamaz. Gebelik süresince bu bölgedeki derinin sadece genişlemediği, hormon düzensizliklerine de bağlı olarak gevşediği bilinmektedir. Genişlemiş olan derinin elastik lifleri birbirinden ayrılır ve çoğunlukla göbek deliği ile mons-pubis bölgesi arasında olmak üzere hoş görünmeyen derin çatlaklar oluştururlar. Böylece karın bölgesinde egzersiz ve diyet ile düzelmeyen, yağ birikimi ile birlikte deri sarkıklığı ve kaslarda gevşemeye bağlı şekil bozukluğu oluşur.

Haberin Devamı

Doğum yapmış bir karında hem fazla deri hem de cilt altı yağ dokusunda gevşemeler olur, karın duvarına sertlik, gerginlik veren ve iç organların dışarıya bombeleşmesini engelleyen kaslar bebeğin büyümesi için gevşer ve birbirinden ayrılır. Halbuki düz ve gergin bir karna sahip olmanın ilk şartı sıkı karın adaleleridir. Karın germe ameliyatında da en önemli nokta, karın kaslarını yeteri kadar gerginleştirmektir.

Karın germe operasyonlarında göbek deliği altındaki sarkan ve çatlamış olan tüm deri ve yağ dokusu çıkarılmakta; orta karın bölgesi ve karın duvarındaki kas dokusu gerginleştirilmektedir. Bu operasyonda, sarkık karın görünümü dramatik bir şekilde düzelmekte, kişi düz bir karın bölgesi konturuna sahip olmaktadır. Süt verme döneminde operasyon yapılması uygun olmadığından en az 1 yıla kadar beklemek doğru olur. Sezaryen operasyonu ile aynı anda karın germe işlemi asla yapılamaz ve yapılmamalıdır. Çünkü normalde bir armut büyüklüğünde olan rahmin hamilelik sırasında bir basketbol topu kadar büyüklüğe ulaştığını düşünürsek tekrar küçülmesi ve doğum öncesi boyutlarına ulaşması en az 45 gün almaktadır. Rahim ve karın içi diğer organlar normal boyutlarına gelmeden, hormonal dengeler tekrar normale dönmeden karın germe işlemi yapmak uygun değildir.

Haberin Devamı

Doğum sonrası meme estetiği

Meme veya Latince ismiyle “mama”, bir insanın böylelikle de kadının vücudundaki en önemli bölgelerden biridir. Emzirme döneminden sonra memeler genelde hamilelik öncesine göre hacim olarak küçülür. Genişleme ve sonrasında süt bezlerindeki küçülmeye bağlı olarak meme derisinde çatlaklar oluşabilir. Hacim artışı ve sonra memenin küçülmesine de bağlı memede sarkmalarda görülebilir. Bazen de meme emzirme döneminde ki hacmi kadar olmasa bile hamilelik öncesi halinden daha büyükte kalabilir. Doğum sonrası hastalarımızda bazen tamamen içi boşalmış ve adeta “sönmüş “memelerle karşılaşabiliyoruz. Bu durumda sadece meme derisini çıkararak toparlama işlemi yapmak, istediğimiz sonucu vermez. Bu durumlarda memeye bir hacim kazandırarak dikleşmesi için bir silikon protezden yararlanabiliyoruz. Bazen de meme dokusu yeterli olduğundan sadece bir küçültme/toparlama operasyonu, yeterli sonuca ulaşmamızı sağlayabiliyor.  Bu operasyonlar emzirme döneminin bitiminden en erken 6 ay sonra yapılmalıdır. Meme ameliyatının ardından ikinci kez anne olmaya karar veren bir bayan eğer ameliyatını uygun bir teknikle yaptırdıysa o zaman annenin ameliyat sonrası yine bebeğine süt vermesi mümkündür.

Ancak tüm bu uygulama, operasyonlar vaka özelinde değerlendirilmeli ve uzman doktor tarafından kişiye özel tedavi yöntemi belirlenmelidir. Çünkü her uygulamada olduğu gibi, yapılan işlemlerin uygulanması ve sonuçları, her kişinin anatomisine, fizyonomisine ve yaşam kalitesine göre değişiklik gösterebilir.

“Metinde belirtilen işlemlerin uygulanması ve sonuçları, her kişinin anatomisine, fizyonomisine ve yaşam kalitesine göre değişiklik gösterebilir. Bahsedilen uygulamadan önce konunun uzmanı bir doktorla görüşülmesini öneririm.”