Kapının ardında

9 Şubat 2021

Korkuyoruz. Kaybetmekten, düzenin bozulmasından, alışkanlıklardan vazgeçmekten, belirsizlikten, bilinmeyenlerden, risk almaktan. Bir denemek lazım.

Aslında mevcut düzen de oluşmadan önce bir yenilikti, bilinmeyendi. Artık tanınmış ve alışılmış olduğu için konforlu geliyor ve yeni bir olasılığın daha iyi olacağı düşüncesi nedense pek uğramıyor zihinlere, mevcudun artıları ve eksileri güvenli hissettiriyor, onu korumak ağır basıyor.

Sonuçta yenilik bir risk tabii. Marifet teraziyi olabildiğince gerçekçi bir denge halinde düşünmek, hesaplanabilir alternatifleri iyi değerlendirmek. Aksi hüsran oluyor. Anlık alınan kararlar, düşünmeden atılan atımlar bu yüzden sizi, yaptığınız işi, çevrenizi aşağı çekiyor. Sakinlik her zaman için iyi bir denge aracı.

Mutlaka deneyimlemişsinizdir, bir konu hakkında anında fikir beyan etmek ile ertesi gün görüş sunmak çok farklı değerlendirmeler içerir. Anlık ve bekleme sonucu verdiğiniz karar aynı olsa bile, ikincisi önemli bir süzgeçten geçmiş, daha emin verilmiş bir karar olarak ortaya

Yazının Devamı

Dilek

8 Şubat 2021

Nedense işler yolunda gittiğinde akla gelmeyen bir soru: Neden?

Ya panik havası oluşmaya başladığında bu sorunun tohumları da fark edilmeden serpilmiş oluyor ya da her şeyin her zaman yolunda gitmesi gerektiği düşüncesinden kendimizi alamıyoruz.

Çünkü gerçekleşmesi hayal edilen dilekler var, istekler, planlar, programlar, amaçlar, hedefler. Keşke ile başlayan cümleler, bir önceki istek gerçekleşmiş olsa dahi yeniden benzer kalıplarda kurulan, sonu gelmeyen, bitmeyen kelime dizileri. Onlar olmadan olmuyor evet, biri tamamlandığında yenisini dilememiz zamanımızı almıyor bile, hazırda bekliyorlar gibi.

Bu akış çok hoş, olmaması da üzücü olurdu lakin bazen bazı beklentiler tam istenilen şekilde olamıyor. Belki zamanı uymuyor, belki yeterli gelmiyor. Sonuçta, her nasılsa eksiklikler çıkıyor karşımıza.

Normal olanın sürecin sorunsuz ilerlemesi ve tüm isteklerimize tam istediğimiz şekilde, dilediğimiz zamanda ulaşmamız olduğunu düşündüğümüz için aksi bir durum ile karşılaştığımızda şaşırıyoruz. Neden? diyoruz, yapılması gerekenler yapıldı, planlandığı

Yazının Devamı

Etkin zaman

11 Eylül 2020

Sıklıkla karşılaştığım, olumsuz gibi görünse dahi, beni gülümseten bir yaklaşım şekli var; kadın, girişimci ve genç yaşta olmak etiketleri bir arada taşındığında gösterilen yaklaşım şekli. Bu durum aslında sizden bağımsız olarak, insanların farklı algılara sahip olduklarını gösteriyor. Toplumda genç yaşta girişimci olmak yeni yeni kabulleniliyorken, bir de kadın olmanız, karşı tarafta oluşan şaşkınlık ifadelerini görmeye değer kılıyor doğrusu.

Bu üç etiketin ilki önemli alt başlıklara sahip, o yüzden bu temadan daha sonra bahsedelim, kalan iki etiket olan genç ve girişimci olmak ile ilgili yaklaşımı ele alırsak; birbirine tamamen zıt olan, iki farklı bakış açısı var bu durum ile ilgili;

-İlki; genç olduğunuz için tecrübenizden, işinizi iyi yaptığınızdan şüphe duyanlar ki bu, tecrübenin geçen uzun yıllar ile kazanıldığını düşünen, zamanın etkin kullanımının öneminin farkında olmayan bir ön yargılı düşünce grubu,

-İkincisi ise; geçirdiğiniz yılların ne kadar etkin kullanıldığını, tecrübelerinizi görebilen, yaptığınız

Yazının Devamı

Nefes

31 Ağustos 2020

Kendinizi yormayın, yorulmayın. Fiziki yorgunluktan ziyade, beyinsel ve ruhsal yorgunluktan bahsediyorum. Her birimizin yaş farkı olmaksızın uğraşıları var; bitmek bilmeyen düşünceleri, algı yönelimleri var. Bir nevi görev olarak üstlenilen rutinlerden tutun, mesleki anlamda yapılan işler, üretimler, görüşmelere kadar hayatımızda sayısız hareketlilik söz konusu.

İş hayatı olarak ayrı bir tanımlamanın yanı sıra, bir çocuk için de bu tempo geçerli, ev hayatı için de. Her yaş grubunda farklı seviyelerde bu yoğunluğun yaşandığı görülebilir. Hareketli olmak enerji veren bir eylem; üretmek, katkıda bulunmak, birliktelik sağlamak da öyle. Sadece bunların dozunu iyi ayarlamak önemli. Aşırıya kaçtığınız zaman, kendinizin bile fark etmediği yoğunluğa girdiğinizde, mental olarak da yorgun olmaya başladığınız için verim önemli oranda düşüyor. Nefes alamıyorsunuz ve bu verimsizlik yaptığınız işlerde olağan enerjinize kıyasla düşüşü, arkasından moral bozukluğunu ve motivasyon kaybını getiriyor. Siz durumu fark edene kadar da zaman geçmiş oluyor ve

Yazının Devamı

Yol Ayrımları

21 Ağustos 2020

Davranışsal anlamda tüm insanları kategorize etmek istesek, ana başlıklar altında toplanabilecek kayda değer sayıda karakter benzerlikleri buluruz. Bu kategorilere bağlı olarak benzer insanların yaşam koşullarındaki paralellikleri görme fırsatımız da olur. Kolaylıkla fark edilebilir, çünkü bu insanlar tamamen farklı bir ortamda, ailede, kültürde, zamanda yetişmiş olsalar bile, yol haritaları, kritik zamanlarda aldıkları kararlar, hayata dair genel tutumları ana hatları ile aynı oluyor.

Gen aktarımı ve çevresel faktörler karakter oluşumunda ilk etkenler, bunun farkındayız. Yetinilmeyip sonrasında öğrenilenler ile harmanladığınızda ise o yol haritanızdaki el fenerinizi elde etmiş, istediğiniz yönü aydınlatabiliyor, o yönde ilerleyebiliyor oluyorsunuz. Kontrol sizde olduğu sürece, yapısal olarak dahi değişimler yapabilirsiniz.

Sakin, kalender bir yapıdasınızdır ya da stressiz gününüz geçmiyordur. Duruma göre sizin için en iyisini bulmanız, uygulamanız gerekli. Olmazsa olmaz şartları öğrenmek, herhangi bir konu ile ilgili her noktaya hakim olmak, sonrasında karar verebilmek

Yazının Devamı

Tohumu koruyabilmek

22 Temmuz 2020

Zengin bir kültüre sahip olduğumuz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Birçok dönemi, medeniyeti içerisinde barındıran, eklektik bir kültür. Kültürün en karakteristik yönleri bizim de karakterlerimize misafirperverlik, içtenlik, cana yakınlık, samimiyet, sahiplenme, dayanışma, tevazu, koruma, vefa, hoşgörü, anlayış gibi yüksek insani değerler olarak yansıyor. Bu yüzdendir “Anadolu insanı” tabirini duyduğumuzda güzel hissetmemiz. Yanı sıra çalışkan toplumuz ki; bolluk ve bereket kelimeleri de sık kullanılıyor tabir tanımlanırken.

Yerleşim birimlerinde küçükten büyüğe gidildikçe, köyden kasabaya, ilçeden şehre bu özellikler azalıyor. Şehirlerin yüzölçümleri sabitken, insan yoğunluğunun artması beraberinde yetersizlik, geçim sıkıntıları, açgözlülük gibi sorunları getiriyor. İnsanlar korktukları için belki bu duyguları canlanıyor. Küçük bir yerleşim biriminde, bahçenizde sizin için yeterli tüm besinleri

Yazının Devamı

Güven

6 Temmuz 2020

Sade, yalın halimiz ve kalben tüm saflığımız ile katılıyoruz hayata. Bir süre sadece içgüdüsel olarak ilk dünyamızı keşfe ayırıp, yakınımızdakiler ile bağ kurmaya başlıyoruz. Önemli bir duygu var ki, tamamen kurduğumuz bu bağlar ile ilişkili; güven. Hayatımızın geri kalanını, her adımımızı kayda değer ölçüde etkileyecek olan, belki de en önemli duygu. Olmazsa olmaz.

Sağlam temeller ile inşa edilmesi önemli; yürümeye çalışan bir çocuk söz konusu ise, o sizin hemen önünüzde adımlar atmaya çalışırken, arkasına her baktığında sizin orada olduğunuzu bilmeli. Sıkı bir arkadaşlık söz konusu ise, samimiyet ile aktardığı sırrını paylaşmayacağınızdan emin olmalı; bir işletme söz konusu ise, ekip sayesinde değerinin katlanarak arttığı görülmeli. Bu seviyelerde yürütülen ilişki ağları zarar görmez, aksine bu ağlar, bir ağaç misali; daha sağlam olmaları için köklerinde, daha yükseğe ulaşabilmeleri için dallarında sonsuz büyüme halindedirler. Geniş ya da ince, halkaları her geçen yıl artar.

G&

Yazının Devamı

Mavi Dokunuşlar

11 Haziran 2020

Deniz kenarında konumlanan bir şehirde büyüyenler bilirler, sonrasında denizin olmadığı bir yerde yaşayamıyorsunuz. Aslında hayatınızı şekillendiren en önemli etmenlerden biri siz fark etmeden büyüme sürecinizde ruhunuza işlenmiş oluyor. Diğer etken unsur olan aile ortamı da beraberinde önemli. Şu an bulunduğum konumun iki temel taşı bunlar ve fark etmeniz için geriye dönüp hayatınıza göz atmanız gerekiyor.

Akdeniz’de, Antalya’da başladım hayata, 1986 yılında. Ailede tüm kadınların çalışıyor olduğu, özgür bir ortamda, sevgi ile büyüdüm. Okumak, bilgi sahibi olmak ve kendini geliştirmek o akışın içinde olağan, doğal bir süreçti. Yanı sıra sevginin de ne kadar güçlü bir bağ olduğunu çevrenizde benzer süreçleri yaşayan tanıdıklarınızı dinlediğinizde fark edebiliyorsunuz. Anne ve babası küçük yaşta ayrılmış çocuklardan bahsediyorum. Ailemde bu durum öncesi ve sonrası o kadar sevgi dolu atlatıldı ki, sonunda bir anne ve babanın çocuklarını her durumda, her açıdan nasıl özenle

Yazının Devamı