“Travmayı iyileştirecek güç herkeste var”

Somatik Deneyimleme eğitmeni Sonia Gomes, “SE yöntemiyle danışanın kendi sinir sistemini nasıl düzenleyeceğini öğrenmesini ve bedeninin iyileşeceğine inanmasını sağlıyoruz” diyor.

Travmatik olayların sadece ruhsal değil, bedensel rahatsızlıklara da sebep olabildiği artık bilinen bir gerçek. Travma tedavisinde zihinle birlikte bedenle de bunu ifade etmek giderek yaygınlaşıyor. Somatik Deneyimleme- Somatic Experiencing (SE) Dr. Peter Levine tarafından geliştirilmiş, travmanın dışa vurumu konusunda referans noktası olan bir yöntem. Dünyada 20 binden fazla SE uygulayıcısı var. Somatik Deneyimleme Travma Enstitüsü’ne bağlı dünyanın her yerinden insanlarla çalışan Sonia Gomes bu yöntem hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

“Travmayı iyileştirecek güç herkeste var”

Somatik Deneyimleme neden bu kadar popüler oldu?

Somatik Deneyimleme tüm travma terapilerinin belkemiğini oluşturur. Bu yaklaşım insanların travmayı yeniden müzakere etmesi ve bedende saklı duran psikobiyolojiyi ortaya çıkarması üzerine bir yaklaşım. Bedenin travma veya stres sonucu her ne oluştuysa gizleyip, bunlarla yaşamaya yönelik bir pratiği vardır. Bu yüzden de SE çok önemli bir nörobiyolojik bakış açısına sahiptir.

Bu yöntem nasıl çalışıyor?

Her organizmanın, kendini düzenleyebilme kapasitesine inanırız. Bu yüzden de travma tedavisinde, önce bedenle çalışırız. Danışanlarımızın sinir sistemlerinin düzende veya dengesiz olduğu durumları kendi bedenlerinde fark edebilmelerini sağlarız. Korku, kaygı, heyecan, öfke gibi duygular sinir sisteminin akışını bir dalga gibi etkiler. Şok veya kronik stres bu doğal düzenlemeyi, regülasyon sistemini bozar. Bir duygunun bir uyarıma yol açması sonra uyarımın azalıp sinir sisteminin normal haline dönmesi sürecinde, sinir sisteminin esnek dayanıklılık denen niteliğinin etkisi büyüktür. Sinir sistemi esnek dayanıklılık aralığında dalga gibi yükselip aşağı inerken, SE kişinin sinir sisteminin sağlıklı aralıkta nasıl işlediğini bulmaya çalışır.

Sinir sistemi esnekliği her insanda farklı mı?

Yeni doğmuş bir bebekteki esnek dayanıklılık durumu hakkında soru işaretleri hâlâ var. Bazen bir bebek, bir erişkinin bile başa çıkamayacağı, bedensel bütünlüğünü ihlal eden ameliyatlar geçirir ama bunun altından kalkar. Esnek dayanıklılığı, kişilerin zorlayıcı durumlarla başa çıkabilmesi için içlerinde barındırdıkları bir kapasite olarak düşünürüz. Bu yüzden bir insan travma yaratacak bir olayla karşılaştığında bir başkasından çok farklı karşılık verebilir.

Haberin Devamı

Travma bedende nasıl gizlenir?

Travmanın bedende nasıl saklandığı hakkında hâlâ çok şey bilmiyoruz. Herkesin yapısı ve sinir sistemi kendine has olduğu için de kişiden kişiye değişiyor. Diyelim 5 yaşında bir çocuğun ebeveynleri çok otoriter. Çocuk hem stres altında hem çocukluğunu yaşayamıyor. Bir de annesinin sinir sistemi çok zayıf, hep bağırıyor. Bu çocuk iyi bir insan olarak büyüyor ama 18 yaşında baş ağrıları ortaya çıkıyor. Somatik Deneyimleme’de danışanın kendi sinir sistemini nasıl düzenleyeceğini öğrenmesini ve bedenin iyileşeceğine inanmasını sağlıyoruz. Travma ne olursa olsun, her insanın içinde doğuştan olan bir yaşam gücü vardır. Danışana “Bir şeylerin yolunda gitmediğini ilk ne zaman fark etmeye başladın?”, “Hayatının o kısmını anımsarken şu an bedeninde neler oluyor?” diye sorarız. Kişi travma sırasında yaşadıklarını, beden diliyle gösterir. Migreninin nedenini, bebekken annesinin sürekli bağırması ile bağdaştırır. Bu yöntem danışanın bu eşleşmeyi ayrıştırmasını sağlar. Danışanın bu olayı şimdi değil 20 yıl önce yaşandığını fark etmesine yardımcı olur. Kafasının içinden annesinin sesini çıkarması için yardımcı oluruz. Bu sesi alıp Jüpiter’e bile gönderebilir. Detaylı bilgi için: www.somatikdeneyimleme.com

Haberin Devamı

“Her çocuk kendi ritminde yol alır”

Ailelere ne önerirsiniz?

Çocuklarınızın dünyayı keşfetmelerine olanak verin. Her çocuğun kendine özgü bir ritmi vardır. Bu ritmi fark edin ve kendi kaygılarınız yüzünden, çocukların bir gelişimsel aşamadan diğerine zorla geçmesine neden olmayın. Her çocuk biriciktir, kendi ritminde yol alır ve çocuk yetiştirirken ebeveynlerin başvurduğu kitap çocuğun ta kendisi olmalıdır.