Başbakan Yıldırım: Dolar fırlasa zil takıp oynarlar

Başbakan Binali Yıldırım, dövizdeki yükselişi fırsat bilenlerin “Türkiye ekonomik krize gidiyor. Bu hükümet bir daha bu işin üstesinden gelemez” kampanyasına başladıklarını savunarak, “Sanki ülke krize girerse bunun sonuçlarından sadece AK Parti taraftarları etkilenecek, diğerleri etkilenmeyecek. Bu kadar sığ, bu kadar memleketin gerçeklerinden kopuk bir siyaset anlayışının, bir muhalefet anlayışının Türkiye’ye bir gelecek vaat etmekten uzak olduğunu bir kez daha gördük. Dolar fırlayıp gitse, enflasyon yükselse zil takıp oynayacaklar” dedi

Yıldırım dün partisinin İstanbul Tuzla İlçe Kongresi’nde katıldı. Tuzla Belediyesi’nin yanında kurulan çadırda gerçekleşen kongrede partililere seslenen Yıldırım, Ak Parti’nin en önemli görevinin bütün iç, dış saldırılar ve ihanet odaklarına karşı Türkiye’nin istikrarını korumak olduğunu söyledi.

‘Sığ siyaset’

Son günlerde ‘Yeni bir dünya savaşı mı çıkacak’ sorusunun da gündeme geldiğine değinen Başbakan, bunun ekonomide küresel ve bölgesel sonuçlara yol açtığını ifade ederek şu tespitleri yaptı:

“Geçen hafta İran parası yüzde 48, Rusya parası yüzde 13 değer kaybetti. Bizde de yüzde 1-2 seviyesinde bazı dalgalanmalar oldu. Bunu fırsat bilenler ‘Türkiye ekonomik krize gidiyor. Bu hükümet bir daha bu işin üstesinden gelemez’ diye kampanya yapmaya başladı. Sanki ülke krize girerse bunun sonuçlarından sadece Ak Parti taraftarları etkilenecek. Bu kadar sığ, bu kadar memleketin gerçeklerinden kopuk bir muhalefet anlayışının Türkiye’ye bir gelecek vaat etmekten uzak olduğunu bir kez daha gördük. Dolar fırlayıp gitse, enflasyon yükselse zil takıp oynayacaklar. Ama yağma yok. Türkiye istikrarla, güvenle konularına hakimdir. Merkez Bankası da hükümetimiz de ekonomi yönetimi de gereken tedbirleri anında almaktadır. Biz böyle engelleri çok gördük. 16 senede küresel türbülansların içerisinden ülkemizi selamete çıkararak bugünlere geldik. Ekonomik göstergelerimiz bu yaşananları doğrulamıyor.”

‘Canlarını sıktık’

Türkiye’nin 2017’de yüzde 7.4 büyüdüğünü, G20 ülkeleri içinde en büyük büyümeyi gerçekleştirdiğini anlatan Yıldırım, “İhracat 36 milyar dolardan, 160 milyar dolarlara çıktı. 22 milyar dolarlık nükleer santralin temeli atıldı. 18 Mart’ta dünyanın en uzun köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü’nün kazıklarının ayak temelleri atıldı. Dünyanın en büyük havalimanını İstanbul’a yapıyoruz. Bütün bu olumlu gelişmeler, dünyada kriz ve karışıklıklar devam ederken ‘Türkiye’ye ne oluyor?’, ‘Türkiye niye böyle büyük projeler yapıyor?’ diye bazılarının canının sıkılmış olabilir. Onların canlarını sıkmaya devam edeceğiz. Kimse kusura bakmasın. Türkiye artık eski Türkiye değil” dedi.

‘Er ya da geç hesabı sorulur’

Başbakan Yıldırım, cuma günü sonuçlanan 28 Şubat davasına değinirken şunları söyledi: Türkiye darbe ve vesayet dönemlerine noktayı koydu. 28 Şubat darbesinin mimarları bugün ortaya çıkmış ‘Biz bir şey yapmadık, biz darbe falan yapmadık. Biz uslu uslu durduk, biz suçsuzuz diyorlar.’. Ama bu millet unutmadı. ‘28 Şubat bin yıl devam edecek’ dediklerini bu millet unutmadı. Zaman değişti, vakit geldi, şimdi hesabını yargıda veriyorlar. Hiçbir şey karşılıksız kalmaz, er veya geç hesabı sorulur. Kamu gücünü kullanan biz de olsak, başkaları da olsa ilahi adalet ve hukuk devleti ilkelerine uygun hareket etmemiz gerekir. Çünkü adalet mülkün temelidir. Temeli olmayan bir devlet devam edemez. Türkiye AK Parti iktidarıyla derin bir uykudan yandı. Artık diriliş ve yükseliş dönemini yaşıyoruz. Gelecek Türkiye’nindir, gelecek Türk milletinindir.”

‘Katillere verilmiş gecikmiş bir cevap’

Başbakan Binali Yıldırım, Suriye’de kimyasal silah saldırısıyla masum çocuklar ve günahsız insanların katledildiğini belirttikten sonra ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye rejimine yönelik gerçekleştirdiği operasyonu şöyle değerlendirdi: “Suriye rejimi, terörle silahla esasen 7 yıldır aynı şeyi yapıyor. Kimyasal silah kullandı diye Batı birden bire mazlumları hatırlayıverdi. Ne yazık ki 7 yıldır orada vahşet devam ediyor. Bugüne kadar kılını kıpırdatmayanların, kimyasal silah kullanıldıktan sonra harekete geçmeleri, ne yazık ki geç kalmış bir harekettir. Ama yine de rejime, bölgede vahşete sebep olan alçak katillere verilmiş gecikmiş bir cevaptır. O bakımdan olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak Türkiye olarak, ister normal silahlar ister kimyasal silahlarla insanları yok eden, katleden bütün zihniyete, katil rejime karşı barışı, sivil insanları korumaya devam edeceğiz. Bölgesel barışın akıl ve sağduyunun tarafı olmayı sürdüreceğiz.”

Kılıçdaroğlu’na parka sorusu

Kongrede konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya ise, Kılıçdaroğlu’nin ‘Ben parkayı, postalı öğrencilik yıllarımda giydim’ ifadelerini hatırlatarak, “Ey Kılıçdaroğlu, biz parkayı, postalı Çanakkale’de giydik, Kurtuluş Savaşı’nda giydik, Allahuekber Dağları’nda giydik, Afrin’de giydik. Sana soruyorum, sen öğrencilik yıllarında parkayı, postalı kime karşı, ne için giydin” sözlerini kullandı.