CHP lideri Kılıçdaroğlu: Tüm inançlara saygımız var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında “özgürlükçü” bir parti olduklarını vurguladı. Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:

ÖZGÜRLÜKÇÜ PARTİYİZ: Biz özgürlükçü bir partiyiz, yasakçı değiliz. Her inanca saygımız var. İnsanların inançlarına, kimliklerine, yaşam tarzlarına saygı göstermek görevimiz. Siyaset ayrı, inanç ayrı. Tek isteğim var; inançlar siyasete malzeme edilmesin.

SÖZDE İNANÇLI KİŞİLER: Cumartesi anneleri... 24 yıldır evlatlarını arıyorlar. Bu annelerin tek isteği var; oğlumuzun mezarını gösterin. Buna bile tahammül edilemedi. Biber gazıyla, copla dağıtıldı. Bunu yapan iktidar sahiplerinde vicdan, ahlak var mı? Hapishane kapısında bekleyen anneleri de copluyorlar. Bir anneye el kalkmaz, tekmelenmez, dövülmez. Sorsanız, ‘Cennet annelerin ayaklarının altında’ diyecekler.

İSYAN ETMEYECEK MİYİM?: Bugün işsizlik nedeniyle kendini yakanlar, intihar edenler var, eve kapanıp dışarıya çıkamayanlar var. Eğer çalışmak anayasaya göre bir haksa ve bu hak bana sağlanmıyorsa ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak isyan etmeyecek miyim? Ben bunu söylediğim zaman terörist mi olacağım?

İSTİFA ÇAĞRISI: YSK, yüksek hâkimlerden oluşuyor. İstanbul’da itiraz ettiler, ‘Hile yapılmıştır’ dediler. Sonra YSK’nın bazı hâkimleri AK Partililere telefon ettiler, ‘Yahu böyle yapmayın. Şöyle bir dilekçe verirseniz ve zamanında verirseniz biz bu seçimi iptal ettirebiliriz’. Bunu söyleyen YSK’daki yedi kişiden birisi. Oturdular bunun üzerine bir karar verdiler, ‘Sandıkların oluşumunda hile var’ dediler. Sandıkların oluşumunu siz sağladınız, seçmenin ne günahı var? Bu yedi kişiye soruyorum; sizde ahlak, onur, haysiyet varsa istifa edecek misiniz?

DİLEKÇE VERDİK: Sandık aynı, seçmen aynı, sandık kurulu aynı, oy pusulaları aynı... YSK diyor ki, ‘Efendim bu dört pusuladan sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yanlışlık var’. Ancak aklını, haysiyetini, onurunu kiraya verenler bunu düşünürler. O zaman biz de dilekçe verdik, tamamını iptal edin, 39 ilçede seçime gidelim dedik. Karar verdiler ‘olmaz’ dediler. Ben size acımıyorum, eşinize ve çocuklarınıza acıyorum.

HANGİ ADALET: KHK ile görevlerine son verilenlere, ‘Seçimlere girebilirsiniz’ dediler. Girdiler kazandılar. Sonra dediler ki, ‘Kusura bakmayın görevinize başlayamazsınız’. Ne olacak? ‘Sizden sonrakine vereceğiz mazbatayı’ dediler. Bir ilçe düşünün yüzde 70 ile birisi kazanıyor KHK’lı. Dediler ki ‘Kusura bakma sana mazbatayı vermiyoruz’. Kime vereceğiz? İkinci sırada yüzde 15 ile kazanana vereceğiz. Hangi hak, hangi hukuk, hangi adalet. Sizin zaten sadece bu olay dolayısıyla istifa etmeniz lazım.

'ADALET GECİKMEZ, TEZ VERİLMELİ'

“Ekrem İmamaoğlu 18 gün başkanlık yaptı. Dedi ki; ‘suda yüzde 40 indirim yapacağım, Ramazan pidesini 1 lira yapacağım, öğrenci kartını 50 lira indireceğim, 0-4 yaşında çocuğu olan anneler ve 12 yaşına kadar olan çocuklarımız otobüse bedava binecek’. Bunu hazmedemediler. İptal ettiler ve mazbatasını aldılar. Otobüse binenler kimler? Fakir, fukara, gariban insanlar. İmamoğlu kimin için çalışıyor? Belediye otobüsüne binenler için çalışıyor. Yani sırtı kalınlar için, rantiye sınıfı için çalışmıyor. Ben İstanbul’un varoşlarında ve fakir mahallelerinde yaşayan bütün İstanbullulara sesleniyorum; sizin İmamoğlu’na oy verme yükümlülüğünüz vardır. O sırtı kalınların hakkını savunmadı, sizin hakkınızı savundu. Şimdi ‘biz yapıyoruz’ diyorlar. Yapacaksın tabii. İmamoğlu’ndan korkuyorlar tekrar seçilecek diye. Elbette seçilecek. İstanbullulara bir şairimiz şöyle sesleniyor; ‘ekmek su aş bulmak gecikebilir/temele taş bulmak gecikebilir/devlete baş bulmak gecikebilir/adalet gecikmez tez verilmeli’ diyor. Evet adalet gecikmez tez verilmeli.”