İşçi kıyımı uyarısı: Kimse ideoloji mağduru olmasın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde işçilerle “1 Mayıs İşçi Bayramı Yemeği”nde bir araya geldi. “Şanlıurfa’daki kazada şehit olan işçilerimize Allahtan rahmet diliyorum” diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, şu mesajları verdi:

BİZ TATİL YAPTIK: 1 Mayıs’ı 2008 yılında resmen Emek ve Dayanışma Günü olarak kabul ettik, 2009 yılından itibaren resmi tatiller arasına biz aldık. Böylece ülkemizde yıllarca tartışmaların gerginliğin itiş kakışın sembolü haline getirilen bir tarihi gerçek anlamda emek ve dayanışma gününe dönüştürdük. Toplam işçi sayısının yüzde 1’ini bile temsil etmeyen kimi marjinal yapıların işçilerimiz adına ahkam keserek huzurumuzu bozmasının önüne geçtik. Hayatları boyunca darbeci, cuntacıların, demokrasi ve halk düşmanlarının safında yer alanlar artık işçilerimizin arkasına sığınamıyor. Son 10 yıldır tüm işçi konfederasyonu ve sendikalarımızla hep birlikte 1 Mayıs’ı anlamına uygun şekilde kutluyoruz. Eski dönemin kötü görüntülerini tamamen geride bıraktık. 1 Mayıs’ta artık kavga, gürültü, şu, bu neredeyse hiç yok.

1 MAYIS ÖZEL GÜNÜM: İETT’de işçi olarak hayata başlamış ve Cumhurbaşkanlığı görevine kadar gelmiş bir kardeşinizim. Bu bakımdan 1 Mayıs’ı kendi özel günüm olarak da görüyorum. Bizim inancımız ve kültürümüzde emeğin ayrı bir yeri vardır. Batı’da emekçi konusu ancak sanayi devrimi sonrası yaşanan acı tecrübelerle gündeme gelmiştir. Emek ve Dayanışma günü geçmişi 1,5 asrı bulurken bizde neredeyse 1000 yıllık bir birikim söz konusu.

ÜZÜCÜ HABERLER ALIYORUZ: Hak arayışını çatışma değil uzlaşma zemininde gören bir medeniyete mensubuz. Batı ile en büyük farkımız da budur. Her alanda olduğu gibi emek konusunda da adaletin tesisi için çalıştık. İşçilerimizin hak arama mücadelesinde onları sendikaları veya hangi dönemde işe başladıkları kriterleri ile değerlendirmedik. Alın teri ile ailesinin nafakasını kazanmaya çalışan insanları bu şekilde kategorize etmek emeğe saygısızlıktır. Seçimlerin ardından kimi belediyelerde sendikalarına veya işe giriş tarihine bakılarak ayrımcılık yapıldığına hatta insanlarımızın aşı ve işi ile oynandığına dair üzücü haberler alıyoruz. Bu tür ayrımcılıkları meşrulaştırmak için de birçok yalana başvuruluyor.

ARKA BAHÇEMİZ DEĞİL: Kimi sendikaları makbul, kimilerini öteki olarak gören kafa 28 Şubat kafasıdır. Biz hiçbir sendikaya kendi arka bahçemiz olarak bakmadığımız gibi; kimsenin de sendikaları arka bahçesi haline getirmesine rıza göstermeyiz. Bir yerde kimin çalışıp kimin çalışmadığını en iyi oradaki emekçiler bilir. Gider ona sorarsınız. Çalışana hakkını verirsiniz çalışmayana da yol verirsiniz. Böyle bir tasarrufa kimse karşı çıkmaz. Evine ekmek götürmek dışında bir çabası olmayan insanları, sırf siyasi veya ideolojik sebeplerle mağdur etmenin, ekmeğiyle oynamanın vebalinin altından da kimse kalkamaz. Bu tür yanlışlardan en kısa sürede inşallah dönülür.

82 DEĞİL 182 MİLYONA YETER: En büyük gücümüz birliktir. Ülkemize ve milletimize yönelik tüm saldırıların üstesinden bu sayede geldik. Hangi kökenden gelirsek gelelim hangi kesime mensup olursak olalım, hangi siyasi görüşlere sahip olursak olalım Türkiye ortak paydası sembolü olan rabiamızı üstte tutmak gerekir. Ülkemizin potansiyeli öyle büyük ki; değil 82 milyon, 182 milyon da olsak hepimize yeter. Siyasi, ideolojik sosyal çıkar Türkiye’den büyük değildir.

‘Birliğimiz pekişsin’

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Twitter hesabından işçi fotoğraflarının yer aldığı bir paylaşım yaptı. Altun, “Emek ve alın teriyle çalışıp üreten, ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına katkı sağlayan tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyor, bugünün birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini diliyorum” dedi.