Siyaset Kamalak'tan Cenevre görüşmelerine eleştiri

Kamalak'tan Cenevre görüşmelerine eleştiri

27.01.2016 - 12:17 | Son Güncellenme:

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cenevre'de yapılacak Suriye görüşmelerine ilişkin, "Her ne kadar adında barış geçse de bu görüşmeler barış değil, savaş görüşmesidir. Küresel emperyalizmin Suriye’yi bölme, parçalama görüşmesidir" dedi.

Kamalaktan Cenevre görüşmelerine eleştiri

Kamalak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Haberin Devamı

Konuşmasında eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın "Gavurun planından Müslümana hayır gelmez" sözlerini anımsatan Kamalak, "Tıpkı bundan 100 yıl önce Mondoros'ta, Sevr'de, Lozan'da yapıldığı gibi şimdi de Cenevre'de bir başka İslam ülkesi parçalanarak haritası yeniden çizilmeye çalışılmaktadır" ifadesini kullandı.

Kamalak, kendilerinin en başından beri uyarda bulunduğunu ve bütün güçleriyle haykırdıklarını belirterek, "Bütün bu tartışmalar, büyük planın küçük parçalarıdır, asıl plan büyük İsrail projesidir. Nitekim bundan 100 yıl önce Sevr anlaşmaları ile Osmanlı imparatorluğunu parçalayanlar, hilafeti kaldıranlar, Müslümanları darmadağın edenler sonunda İsrail devletini kurmuşlardı.

Ne gariptir ki Osmanlı'yı paramparça eden, Sevr'in, Mondoros'un, Lozan'ın adı da hep barış anlaşmasıydı. Şimdi de sözde Cenevre Barış Görüşmeleriyle aynı kirli oyun sahnelenmekte, aynı sinsi plan devreye sokulmaktadır" diye konuştu.

Haberin Devamı

Cenevre'de, Suriye'yi kim nasıl paylaşacak konusunun görüşüleceğini ileri süren Kamalak, "Planda nihai olarak ise Türkiye'nin bölünmesi ve Büyük İsrail'in kurulması vardır" ifadesini kullandı.

Görüşmelere İslam ülkelerinin de katılması gerektiğini belirten Kamalak, ayrıca görüşmelerin Cenevre değil, Malezya gibi "tarafsız bir İslam ülkesi"nde düzenlenmesini istedi.

Kamalak, hazine yardımından faydalanamayan Saadet Partisi ve BBP'nin başvurusunun Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildiğinin anımsatılması üzerine, Anayasa Mahkemesinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en yüksek mahkemesi olduğunu, "karar hoşlarına gitmese de" saygı duyduklarını ancak düzeltme yoluna başvuracaklarını kaydetti.