Siyaset Meclis'te 'Doğu Akdeniz' için Yetki Alanları Kanunu çağrısı

Meclis'te 'Doğu Akdeniz' için Yetki Alanları Kanunu çağrısı

10.12.2020 - 18:27 | Son Güncellenme:

Meclis'te düzenlenen "Doğu Akdeniz" sempozyumunun sonuç bildirgesinde, Türkiye'nin deniz yetki alanlarındaki kaynakların araştırılması, işletilmesi ve korunmasına ilişkin gerçekleştirdiği faaliyetlerine hukuki zemin oluşturulması bakımından bir Deniz Yetki Alanları Kanunu'na acil ihtiyaç olduğu belirtildi.

Mecliste Doğu Akdeniz için Yetki Alanları Kanunu çağrısı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un himayesinde Ankara Üniversitesi tarafından Meclis'te düzenlenen "Doğu Akdeniz Sorunlarına Hukuki Ve Siyasi Yaklaşım ve TBMM'nin Çözümdeki Muhtemel Rolü" başlıklı sempozyumun sonuç bildirgesi yayımlandı.

Haberin Devamı

Ünlü Türk denizcisi ve devlet adamı Barbaros Hayrettin Paşa'nın "Denizlere hakim olan cihana hakim olur." sözünün halen değerini koruduğu hatırlatılan bildirgede, Türkiye'nin denizci devlet anlayışıyla 2011'de oluşturduğu politikayla Doğu Akdeniz merkezli bilimsel, teknolojik, askeri, siyasi ve hukuki seferberlik başlattığı belirtildi.

Türkiye'nin deniz alanları konusunda başlattığı seferberliğin yansımasının, "Mavi Vatan" doktrini olduğuna dikkat çekilen bildirgede, bu minvalde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yayınladığı bir mesajında "Mavi Vatanı savunmanın ne kadar önemli olduğunun bilinciyle denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimizi korumaya güçlü bir irade ve sarsılmaz bir inançla devam etmekteyiz." diyerek bu doktrine açıkça vurgu yaptığı hatırlatıldı.

Haberin Devamı

Türkiye'nin, uluslararası hukuk müsaade ettiği ölçüde devlet olarak üzerinde egemen yetkiler kullanabileceği tüm dünya denizlerinin, Mavi Vatan'ı oluşturduğu belirtilen bildirgede, bu deniz alanları içinde başta Doğu Akdeniz olmak üzere Türkiye'nin kıyısı bulunduğu denizlerin yer aldığı ifade edildi.

Türkiye'nin tüm bu deniz alanlarındaki egemen yetkisinin kapsamı üzerinde faaliyet yürütülen deniz alanının, mahiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterdiği dile getirilen bildirgede "Mavi Vatan, kara ülkesinde olduğu gibi tekli bir coğrafi yapı içinde şekillenmediğinden kullanılabilecek yetkinin kapsamı da deniz alanı türüne bağlıdır hatta Türk bayraklı gemiler dahi dünyanın neresinde bulunursa bulunsunlar üzerlerinde egemen yetki kullanımının müsaade olunduğu araçlar olarak Mavi Vatan kapsamındadır." denildi.

"Türk deniz mevzuatı denizci politikayı desteklemekte yetersiz"

Dünya'da hangi isimle anılırsa anılsın denizlerin birbirine bağlantısı dolayısıyla tek bir denize vücut verdiği anlayışıyla deniz hukukunun da tek ve yeknesak olması gerektiğine işaret edilen bildirgede, deniz hukuku alanında 168 ülkenin taraf olmasıyla dünyada kabul gören bir kaynağın, 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi olmasına rağmen Türkiye'nin haklı gerekçelerle bu sözleşmeye taraf olmaktan kaçındığı vurgulandı. Bu yüzden Türkiye'nin deniz egemenlik alanları üzerinde ve ötesindeki deniz yetki alanlarındaki ekonomik yetkilerinin belirlenmesi ile bu yetkilerini dayanak altına alan hukukunun oluşturulmasının zaruret arz ettiği ifade edilen bildirgede, günümüze kadar 1982 tarihli Karasuları Kanunu dışında Türkiye'nin deniz alanları üzerindeki yetkisini ilgilendiren bir düzenleme çıkartılamadığı, Türk deniz mevzuatının, 2011'den bugüne geliştirilen denizci politikayı desteklemekte yetersiz kaldığı belirtildi. Bu yetersizliğin, Türkiye'nin Ege Denizi'nde ve en önemlisi Doğu Akdeniz'de yürüttüğü siyasi, askeri ve teknik operasyonların uluslararası açıdan sorgulanmasına zemin hazırladığına işaret edilen bildirgede, şunlar kaydedildi:

Haberin Devamı

"Türkiye'nin denizlerde egemen yetkilere sahip olması, bu yetkileri hukuka uygun bir şekilde kullanabilmesi, meseleye ilişkin yeterli ve güçlü hukuki enstrümanlarla mümkündür. Deniz yetki alanları ile bu alanlarda kullanılacak egemen yetkileri açıkça tanımlayan ve bu yetkilerin kullanılmasına ilişkin esasları düzenleyen müstakil bir kanun, bu enstrümanların başında yer almaktadır. Bu amaçla Türkiye'nin deniz yetki alanlarındaki kaynakların araştırılması, işletilmesi ve korunmasına ilişkin gerçekleştirdiği faaliyetlerine hukuki zemin oluşturulması bakımından bir Deniz Yetki Alanları Kanunu'na acil ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın da yasama erkini uhdesinde taşıyan Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından giderileceği şüphesizdir."