Meydan atışması

Kim kiminle iş tutuyor gördünüz mü?
Memur Kemal‘e tesadüfen SSK’yı verdiler. Batırdı. Bilmediğin aşı yeme, davul gibi şişersin.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Isparta meydanındaki konuşmasında ağırlıklı hedefi kendisine ‘Recep Bey’ diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu oldu. Başbakan CHP liderine ‘Memur Kemal Efendi’ diye seslendi. Yaklaşık 10 bin kişiye seslenen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamayacağını ileri sürerken, “Sandığa gidebilirse, şu an oy kullanamama durumu söz konusu. Onu da belki bir kitabına uydurabilirler onu da söyleyeyim ” dedi.

Bir düz mantık da benden!
Kılıçdaroğlu’nun düz mantığı çok sevdiğini, günlerdir düz mantık yürüterek sonuca varmaya çalıştığını vurgulayan Erdoğan, “Ne diyor? ‘27 Nisan bildirisinden sonra AK Parti’nin oyları arttı. Öyleyse AK Parti 27 Nisancılarla işbirliği yaptı.’ Düz mantık dedik ya işte bu sonuca varıyor ” dedi. Erdoğan, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Peki ben de o zaman şunu söylüyorum. Bir düz mantık da benden. CHP’de kirli bir senaryo devreye sokuldu. Bir kaset skandalı ortaya çıktı. Ardından ne oldu? şu andaki genel başkan ‘ben aday değilim, aday olmayacağım. Böyle bir şey düşünmüyorum ’ dedi mi? Hatta o günkü genel başkanı evinde de ziyaret etti. Ne kadar güzel bir kibarlık. Ve ziyaretinden sonra da ‘adaylık düşünmüyorum ’ dedi. Aaa bir de baktık ki. Yine bir düz mantık. ‘Adayım ’ diyor. Bu nasıl bir dürüstlük ya?

Benimle mezara gider!
“27 Nisan bildirisiyle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarmış ” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bir kez daha söylüyorum. Ben Başbakan olarak, bütün Genelkurmay Başkanlarıyla başbaşa görüşürüm, bunun da kimseye hesabını vermem. Bu benim yetkimdir. Ve baş başa yaptığım görüşmeler de benimle mezara gider. Biz bildiğiniz gibi televizyonlardaki kamera şakalarına alışık değiliz. Biz gizli kamera ile gizli oda muamelesi yapan bir anlayışın mensupları değiliz, o hesabı onlar yapsın. Biz devlet ciddiyeti nedir bunu biliriz ve devlet ciddiyetinin gereğini yaparız. Bir Başbakan, Genelkurmay Başkanı ile baş başa görüşmeyi her zaman yapar ve bunu da kimseye açıklamaya mecbur değil. Ve Genelkurmay Başkanı da açıklamak zorunda değil. Zaten eğer birisi açıklarsa herhalde diğeri de gerekirse o da açıklar. Ama böyle bir şey devlet terbiyesine sığmaz. Biz bunu uluslararası münasebetlerde de yaparız. Açıklanması gerekiyorsa basına açıklarız. Ama açıklanmaması gerekiyorsa bu, o insanlarla ölüme gider. Bu tarih boyunca böyle olmuştur. ” “Buradan, Isparta’dan CHP Genel Başkanı’na, Ispartalıların tavsiyesini hatırlatıyorum ” diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Sizin güzel bir sözünüz var. Bilmediğin yola girme, daklaşır düşesin. Bilmediğin aşı yeme, davul gibi şişesin. Öyle mi? Maşallah bol keseden atıyor. İki ev, iki anahtar verenler vardı geçmişte. Ispartalılar onları çok iyi tanır. Bunlar iki evi, iki anahtarı da gölgede bıraktılar. Merkez Bankası’na 24 saat para bastırsalar, bunların vaatlerini karşılamaya yetmez.”
Kılıçdaroğlu’na yüklenmeyi sürdüren Başbakan Erdoğan, “Tesadüfen bir SSK Genel Müdürlüğü verdiler, memur Kemal Efendiye. O görevi yaptığın zaman SSK’yı batırdın ya, her yıl zarar, zarar, zarar. İşte buyurun rakamlar ortada. Zaman gelecek, onları da açıklayacağım ama şimdi normal bir genel seçimde değiliz. şimdi Anayasa’nın içeriğini konuşuyoruz. Ne diyor kendisi beyefendi, kaynak nerede deyince? ‘İktidara geldiğimizde görürsünüz ’ diyor. Gelemeyeceksin ki sen iktidara, böyle bir şey yok.

‘Sayın Kemal Efendi’
Antalya mitinginde de, Ak Parti’nin AK Parti’nin yargıyı kuşattığına ilişkin “yaygara kopartıldığını”, “Yargı siyasallaştığının” iddia edildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: “Ey CHP, kadrolaşmayı senden daha iyi kimse bilmez. Geçmişte yaptıklarınız sebebiyle şu anda bu yargı kurumları maalesef böyle çalışıyor. Yargı artık birilerinin arka bahçesi olmayacak. Bundan çekiniyorlar.” Erdoğan, Antalya’da da Kılıçdaroğlu’na ‘Sayın Kemal Efendi’ diye seslendi.
AHMET İSTEK- MEHMET ERÇAKIR/ISPARTA-DHA

Başbakan Erdoğan’ın konuşma yaptığı Isparta mitingine katılanlara gül suyu sıkıldı.

Candan değil camlardan konuşuyor
Ben memur Kemalim. Ama kimse kalpazan Kemal demedi. Sen damdan düşmedin. Havuzlu villaya düştün.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Yozgat mitinginde yaptığı konuşmada, “Recep Bey, irticalen konuşamaz. Böyle bir kabiliyeti yok. Onun sağında ve solunda iki tane cam var. Onlardan metin geçer, o da konuşur, yani camdan konuşur. Bizim gibi yüreğinden değil, candan değil, candan konuşamaz o” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince Yozgat Cumhuriyet Meydanında düzenlenen mitingde, yaklaşık 4 bin kişiye hitap etti. Yozgat’a siyasetçi olarak ilk defa geldiğini, ilk seçimlerin ardından da başbakan olarak geleceğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Aydın’da, “Biz kefenimizi giydik de yola çıktık” konuşmasını hatırlatarak şöyle konuştu:
“Recep Bey, Aydın’da başlamış konuşmaya ‘Biz kefenimizi giydik, biz Menderes gibiyiz. Verilmeyecek hesabımız yoktur’ diye. Şunu söylüyorum, Bozok Ovası’ndan söylüyorum, Yozgat’tan söylüyorum. Sayın Başbakan, kimse sana kefen giydiremez. Sana birisi kefen giydirirse, gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben vereceğim. Ama sana bir şey söyleyeyim, kul hakkı yediysen hesabını soracağım. O hesap soracakların başında da bu kardeşin gelecek. Başbakan diyor ki ‘Yüce Divan’dan bahsediyorlar’ diyor. Bir de ‘demokrat olduklarını’ söylüyorlar diyor. Ya kulakları duymuyor, ya da ne söylediğini bilmiyor. Gerçekten anlamak mümkün değil. Bu iktidar döneminde bir Başbakan ve 7 tane eski Bakan Yüce Divan’a gönderildi mi? Bunlardan birisi de Mesut Yılmaz değil miydi? O zaman demokrat değil miydi bu adam?”

Damdan havuzlu villaya!
Başbakan Erdoğan’ın mitinglerde irticalen konuşamadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Ben Recep Bey’in derdini biliyorum. Recep Bey, irticalen konuşamaz. Böyle bir kabiliyeti yok. Onun sağında ve solunda iki tane cam var. Onlardan metin geçer, o da konuşur, yani camdan konuşur. Bizim gibi yüreğinden değil, candan değil, candan konuşamaz o. Başbakanlık yapıyorsan, çık milletin önüne, kağıda, cama falan bakma, içinden ne geliyorsa öyle söyle. Öyle konuş, yiğitçe konuş. Cama bakacaksın, eline bir metin sıkıştıracaklar, bu metinden konuşacaksın, ne söylediğini bilmeyeceksin.”
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“‘Efendim’ diyor, ‘milletin halinden anlamak için damdan düşeni getirin.’ Sen damdan düştün, ama havuzlu villaya düştün. Millet yere çakıldı” dedi.

Yiye yiye doymadın mı?
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben ‘Anayasa değişikliği fındık üreticisinin sorununu çözüyor mu?’ diyorum, Sayın Başbakan bunu fındık anlıyor. Gitmiş Hatay’a, orada da künefe anlamış. Aydın’a gelmiş, incir anlamış. Çünkü onların görevi ne? Yemek. Yahu Recep Bey, yiye yiye daha gözün doymadı mı? Verilmeyecek hesabın yoksa neden dokunulmazlıkları kaldır mıyorsun?”
HARUN GÖKÇEOĞLU/ YOZGAT-DHA

‘Yanlışlıkla söylemiş’ Sivas mitinginde 5 bin kişiye seslenen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı eleştirdi. Erdoğan’ın kendisine ‘Memur Kemal efendi’ dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Herhalde ağzından kaçırmış. Başbakan ‘Memur Kemal’ derken herhalde yanlışlıkla söylemiş” dedi.

Nüfus cüzdanıyla oy kullanabilecek
Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanıp kullanamayacağına ilişkin tartışmalar sürüyor. YSK’nın genelgesine göre, millet-vekilleri “seçmen kütüğünde” ismi olmasa dahi, “nüfus kütüğünün” bulunduğu ilçe seçim kurulundan alacağı yazı ve milletvekili kimliği ile iste-dikleri seçim bölgesinde oy kullanabiliyor.

Korkutarak vermeye çağırıyor...
Başbakan ‘Hayır’ oyu verecekleri darbe suçlusu olarak bir savcının kendisini tutuklayabileceği korkusuna sokmak istiyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Sayın Başbakan, Anayasa değişikliği ile ilgili düşüncelerini açıklarken, ayrımcılık üslubünü terk etmiyor. Şimdi kalkmış, darbeciler, demokratlar ayrımı yapıyor. Güya ‘hayır’ oyu verenler darbeciler oluyor. ‘Evet’ oyu verenler demokrat oluyor. Bu ne kadar sakat bir mantık”dedi.
Konya Ereğli’de belediye tarafından yaptırılan 9 tesisin toplu açılışını yapan Bahçeli, hükümetin kendinden olmayan belediyelere ayrımcılık yaptığını belirtti. Türkiye’de ayrımcılığın devam ettiğini belirten Bahçeli, Erdoğan’ı suçlarken şunları söyledi:
“Sayın Başbakan, Anayasa değişikliği ile ilgili düşüncelerini açıklarken, ayrımcılık uslubunu terk etmiyor. Şimdi kalkmış, darbeciler- demokratlar ayrımı yapıyor. Güya ‘hayır’ oyu verenler darbeciler oluyor. ‘Evet’ oyu verenler demokrat oluyor. Kişi Anayasa ile ilgili temel tercihini ortaya koyarken, ben hayır oyu vereceğim zaman acaba potansiyel bir darbeci suçlusu olarak bir savcının kendisini tutuklayacağı bir korkuya sokturmak istiyor. Yoksa korku imparatorluğu mu kurmak istiyor. Bunun darbe ile hiç alakası yoktur.”
Darbe zihniyetini ortadan kaldırmanın en etkili yolun demokrasi kültürünü geliştirmek olduğunu söyleyen Bahçeli, 336 milletvekilinin oyu ile bir Anayasa değişikliği gerçekleştiğini, bunun Türkiye Anayasası olmaktan çıkıp, Ak Parti Anayasası olarak adlandırıldığını belirterek şöyle dedi:
“Bu adı verenlerde kendileri olmuştur. Çünkü Anayasa değişikliği için Meclis’teki partiler muhattap alınmamış. Başbakan, aklında bulunan maddeleri, hukukçulara yazdırıp Meclis’e getirmişlerdir. Meclis’te yeter çoğunluğu bulamamış olsalar dahi, geçmiş seçimlerden kendileri için yola çıkarttıkları bir siyasi ahlaksızlığı tekrar ederek kömürle, nohutla, fasulye- makarnayla, zeytinle bu milleti aldatıp eksik kalanları tamamlayarak, Anayasa değişikliğini gerçekleştireceklerini zannetmektedirler.”

‘Yiğitlik taslama’
Bahçeli, Adana’daki mitingde de Erdoğan’ın, ‘Biz bu yola beyaz kefeni giyerek çıktık’ sözüne cevap verdi. Bahçeli, “Üzerindeki Faruk Saraç ceketi, altındaki gömleğin hangi ülkenin olduğu belli değil. Sen cesur isen, kaldır dokunulmazlığı, aç yüce divan yolunu.
Yürürken ayakların çözülüp, dizlerinin üzerine çökmezsen ben Devlet değilim. Gel istersen bu yolu dene, kalkıp sağda solda yiğitlik taslama” dedi.
MEHMET KAYHAN YILDIZ ATİLLE ATMACA/EREĞLİ Konya-DHA

Bahçeli Konya’nın Ereğli ilçesinde, “Başbakan PKK açılımı ile bize göre
yıkım projesinin anaharını açıyor, arkası gelecek” diye konuştu