Siyaset Milli seferberlik ilan ediyorum

Milli seferberlik ilan ediyorum

15.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

32. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Bu mücadeleyi birlikte vereceğiz’ dedi

Milli seferberlik  ilan ediyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bir ateş çemberinden geçtiğini, günün birlik ve beraberlik günü olduğunu belirterek, terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ettiğini söyledi.

Haberin Devamı

Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan 32. Muhtarlar Toplantısı’nda şu mesajları verdi:

- ÖRGÜTÜN KAYBI 9 BİN 500 KİŞİ: 20 Temmuz 2015’ten bugüne PKK ile mücadele verdiğimiz şehit sayısı, 843’ü güvenlik görevlisi, 335’i sivil vatandaş olmak üzere 1178’dir. PKK’ya yönelik yurtiçi, yurtdışı operasyonlarda ölü, yaralı, yakalama olarak örgütün kaybı 9 bin 500’ü buldu. Bunların hepsi birer piyondur.

- ÜLKEMİZ ATEŞ ÇEMBERİNDE: Hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadık, ihaneti cezasız bırakmadık, bırakmayacağız. Çünkü zalime merhamet mazluma ihanettir. Bütün bunlarla beraber meselenin gerisinde asıl oyunu da gözden kaçırmayacağız. Ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor. Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyettedir. Sevr’de bizi bir avuç toprağa mahkum etmek istiyorlardı. Aynen bugün Doğu Halep’te yaptıkları bu değil mi?

Haberin Devamı

- YENİ ŞEYTANLIKLAR: Bugün de üst akıl dediğim şey her gün yeni şeytanlıklara karşımıza çıkıyor. Bölgemizin geleceğini karartmaya çalışıyor. Bu bir güç savaşıdır. İstiklal Harbimizde, Çanakkale’de millet olarak en büyük gücümüz olan imanımızla, inancımızla zoru göstererek oynanan oyunu bozduk.

- YENİ SEVR TEHDİDİ: Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz 3 yıldır yaşadığımız hemen her hadise bu oyunun bir parçasıdır. Gezi’de sokaklarda başaramadıklarını emniyet - yargı darbesiyle elde etmek istediler. Seçimlere umut bağladılar. O da olmayınca çukur eylemleriyle, orada da netice elde edemeyince en nihayet darbeyle sonuca ulaşmaya çalıştılar. Bazıları sanıyor ki tüm bu saldırıların hedefi, bizim şahsımızdır, hükümetimizdir, partimizdir. Ortada daha büyük bir oyun var. Saldırıya uğrayan yeni Türkiye, özgür ve müreffeh Türkiye mücadelesidir.

‘Akdeniz’de boğulmayacağız’

- BU BAYRAĞIN DİBİNDE ÖLECEĞİZ: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Eğer bu dört temele direği sağlam tutamazsak emin olun gök kubbeyi başımıza yıkarlar. Bizi buralarda bir gün bile yaşatmazlar. 80 milyonun her bir ferdine soruyorum. Bizim bu topraklardan başka vatanımız var mı? Yok. Şahsen benim yok. İnşallah bu bayrağın dibinde öleceğiz. Milletimizin birliğine kastedenin başını ezmezsek bekamızı sağlayamayız. Bayrağımızı indirmeye kalkanın kolunu kırmazsak şehitlerimize mahcup oluruz. Bir karış toprağa dahi göz dikenin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur. Öyle tweetlerle bizlere yollama yapanlar bilsinler ki bunun bedelini her an ödeyeceklerdir.

Haberin Devamı

- KAYBETMEYECEĞİZ: Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Yıkıntıların arasında kucağımızda sevdiklerimizin cansız bedenleriyle çaresizce ağlamamızı bekleyenlere o günleri göstermeyeceğiz. İşte en son Halep’te bunu yaptılar. Ama inşallah bizim hiçbir şehrimizde bunu başaramayacaklar. Akdeniz’in karanlık sularında boğulmayacağız. Avrupa’da veya başka bir yerde kapılar yüzüne kapanan, sınır boylarında insanlık dışı muamelelere maruz kalan bir topluluk haline asla gelmeyeceğiz. Birileri sömürgecilik, petrol, iktidarda kalma adına insanlığını kaybetmiş olabilir. Biz kaybetmeyeceğiz.

Haberin Devamı

- YENİ AHİTLEŞMEYE GİTMELİYİZ: Millet olarak yeni bir ahitleşmeye gitmemiz yeni bir mefkure birliği oluşturmamız gerekiyor. Gün çekişme, çatışma, husumet, eski defterleri karıştırma günü değildir. Hepimiz aynı gemide olduğumuza göre bu gemiye yönelik her saldırı hepimize yapılmış bir saldırıdır. Geldiğimiz noktada artık savunmada kalma imkânına sahip değiliz. Madem ki tarihimizin en büyük saldırılarından biri yapılıyor öyleyse bizim de misliyle cevap vermek hakkımızdır.

- ARTIK HERKES ANLADI: Şunu unutmayın, ‘kurşun adres sormaz’ derler. Bomba da bunların hiçbirini sormaz. Öyleyse mücadelemizi sadece güvenlik güçlerine bırakamayız. Bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz. Tüm vatandaşlarıma da sesleniyorum. Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı olarak; PKK’sıyla, DAEŞ’iyle, FETÖ’süyle, DHKP-C’si ve tüm diğerleriyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin çalışmalarıyla ilgili herhangi bir şey görürse, duyarsa hemen güvenlik güçlerimize bilgi vermelidir. Terör örgütlerinin meselesinin hak elde etme meselesi olmadığını artık herkesin anladığına inanıyorum.

Haberin Devamı

‘Amaçları ülkemizi yok etmek’

- AVRUPA’DA DAHİ BULAMAZSINIZ: Çok açıktır ki terör örgütlerinin tek meselesi Türkiye’yi bölgedeki diğer ülkeler gibi çatışmalarla parçalamak, yıkıp yok etmektir. Türkiye’deki demokratik hak arama yollarının çeşitliliğini ve toleransını emin olun Avrupa ülkelerinde dahi bulamazsınız. Bugün terörle mücadelemiz için bizi eleştirenlerin kendilerine yönelik en küçük bir tehdit karşısında ne kadar katı ve hoyrat olabildiklerini biz çok iyi biliyoruz. Onların ne düşündüğü bizi çok da ilgilendirmiyor.

- ‘YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE’ DERLER: Her terörist 80 milyonun düşmanıdır ve ona göre de muamele görecektir. Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin. Kanunların el verdiği en ağır, en sert muameleyle mücadele etmelerini istiyorum. Herkes bu ülkenin istikbaline kast etmenin bedelinin ne olduğunu görmelidir. Eğer bu şekilde hareket etmezsek milletimiz ‘Ya devlet başa ya kuzgun leşe’ demeye başlar ki asıl tehlikeyi o zaman yaşarız. Devlet olmanın gereğini yerine getirmek mecburiyetindeyiz.

- DESTEKLEYENLERE DE HUZUR YOK: Bundan sonra dağdaki, Şehirdeki teröriste, onları destekleyen hiç kimseye huzur yok. Devletimiz tüm birimleriyle, milletimiz her ferdiyle terör örgütlerine inşallah nefes aldırmayacak. Muhtarlarımıza birinci derecede görev düşüyor. Adeta hangi evde kim var kim yok bunları emniyet güçlerimize sizler bildirmelisiniz. Bu iletişim sağlanırsa bunlar kendilerine kaçacak delik arayacaktır.

- AYNI SENARYONUN PARÇALARI: Bölgemizdeki hadiselerin hiçbiri ülkemiz sınırları içinde yaşadığımız terör olaylarından, darbe girişimlerinden bağımsız değildir. Hepsi de aynı senaryonun parçalarıdır. PYD-YPG kullanılarak kurulmaya çalışılan tezgâh ortadadır. Halep’te yapılan katliama ses çıkartılmamasıyla ülkemizdeki terör eylemlerine duyarsız kalınmasının aynı saiklerlerden kaynaklandığı gayet açıktır.

‘Ey BM, neredesin?’

- İNSANİ KORİDOR AÇILMALI: Ah Halep. Halep’te savrulan aslında insanlığın enkazıdır. Yoğun bir müzakere sürecinin ardından ateşkes sağlandı. Sivillerin ve muhaliflerin doğu Halep’ten çıkarılması için tahliye süreci başlıyor umudundaydık ki tekrar ne yazık ki füzeler atılmaya başladı. Saatler geçmeden rejim güçleri ateşkesi bozup yeniden sivillere saldırmaya başladılar. Ey BM neredesin? Bakın her türlü desteği vermeye hazırız, vereceğiz ama bir koridor. Ama insanlık buna sessiz. Utanmadan, sıkılmadan hâlâ yok öyle yok böyle konuşup duruyorlar. Türkiye’nin girişimi ve yoğun çabalarıyla varılan bu ateşkesin hayata geçirilmesi Halep’teki masumlar için belki de son umuttur. Bütün tarafları ateşkese riayet etmeye destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal ve hiçbir engelleme ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların doğu Halep’ten salimen çıkmasına izin verilmelidir.

- ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI: Esed rejimi Halep’te açıkça savaş insanlık suçu işlemektedir. BM başta olmak üzere uluslararası toplumu harekete geçirmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Yeni BM Genel Sekreteri ile yaptığım görüşmede bu konunun aciliyetini bir kez daha dile getirdim. Bu hafta dünya liderlerinin dikkatine getirmeye devam edeceğim.

- BATI’YA SERT ELEŞTİRİ: Emin olun ki Türkiye’yi El Bab’dan uzak tutmak için uğraşanlarla terör mücadele yöntemlerimizi hafifletmemizi isteyenlerin niyetleri ortaktır. DAEŞ’le mücadele bahanesiyle Irak’a yığınak yapanların ülkemizin yıllardır orada bu mücadeleyi yürüten askeri birliklerden rahatsızlık duymaları sahnelenen oyunun perde arkasını ele veriyor. Bölücü terör örgütü mensupları Avrupa’nın sokaklarından parlamentolarına her yerde cirit atarken ülkelerini desteklemek isteyen vatandaşlarımıza tahammül edemeyenler yüzlerindeki sahte demokrat maskesini düşürüyorlar.

- YENİ ÇANAKKALE SAVAŞIMIZ: Artık sözün bittiği yerdeyiz. Karşımızdakilerin çehreleri, lisanları, derileri farklı olabilir ama bize karşı besledikleri niyetler aynıdır. Bundan sonrası önümüzdeki bu gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı, yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Milletimiz imanı, cesareti ve dirayetiyle tüm oyunları birer birer bozdu. Ödediğimiz bedel büyüktür, ama kesinlikle boşa gitmeyecektir. Şu ana kadar milletimizi ne köken ne mezhep ne meşrep farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeyi başaramadılar, hiçbir zaman başaramayacaklar. Biz 80 milyon bir ve kardeş oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.

Seferberlik nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği “seferberlik”, her ne kadar toplumsal bir seferberliğe işaret etse ve bu yönde yasal bir adım atılacağı yönünde söylenmemiş olsa da akıllara kanuni olarak bu konunun nasıl düzenlendiğini de getirdi. Konu kanuni olarak Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu’nda düzenlenmiş durumda. Yasada, seferberlik; “Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı; hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir” şeklinde tanımlanıyor. İki tür seferberlik durumu bulunuyor:

- Genel seferberlik: Ülkenin tümüne yönelik bir tehdidin karşılanması, mevcut bütün güç ve kaynakların kullanılabilmesi için ülkenin bütününde uygulanan seferberliktir.

- Kısmi seferberlik: Ülkenin bir veya birden fazla bölgesinde uygulanan ve bütün güç ve kaynakların kullanılmasınıgerektirmeyen seferberliktir.

Seferberlik kanunu

Seferberlik ilanıyla ilgili kanunda şu hüküm yer alıyor: “Savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması hallerinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra genel veya kısmi seferberlik ilanına karar verir. Kararda seferberlik uygulanmasının başlayacağı gün ve saat belirtilir. Bu karar, derhal Resmi Gazete’de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına sunulur. Meclis toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Kısmi seferberlik ilanı halinde, seferberlik ilan edilen bölgeler dışında görev verilecek personel, mal ve hizmetlere de yükümlülük uygulanabilir.”

Putin’le Halep’i görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin dün akşam telefonla Halep’deki son gelişmeleri görüştü. Sağlanan kısmi ateşkes mutabakatının tam olarak hayata geçirilmesi, ihlallerin engellenmesinin gerektiğinin vurgulandığı görüşmede Erdoğan, Putin’e, gerekli güvenli koridorların açılmasının akabinde, Türkiye olarak geçici barınma ve insani yardımlar konusunda her türlü tedbiri almaya hazır olduklarını belirtti. (ANKARA Milliyet)