Siyaset Sözleşmeyi fesheden ülke örneği yok

Sözleşmeyi fesheden ülke örneği yok

16.07.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kadına şiddetle mücadelede uluslararası referans metin kabul edilen ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili çalışma talimatı vermesinin ardından gözler söz konusu sözleşmenin “çekince” ve “fesih” hükümlerine çevrildi.

Sözleşmeyi fesheden ülke örneği yok

Hiçbir ülkeye anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra sözleşme hükümlerine çekince koyma yetkisi vermeyen sözleşme, imza sırasında da ancak “devlet tazminatı”, “yargı yetkisi”, “re’sen yargılama” “zaman aşımı” ve “eşten bağımsız oturma izni” başlıklarına çekince koyabilmeyi mümkün kılıyor. Buna göre Türkiye’nin “toplumsal cinsiyet” ve “cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa” karşı teminat getiren iki düzenlemeye itirazını “çekince” yoluyla gerçekleştirmesi ihtimali bulunmuyor.

Haberin Devamı

Türkiye, dünya kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni 2011’de tüm Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında “sıfır çekinceyle” imzalayan ilk ülke oldu. Sözleşme, Meclis’ten geçirildikten sonra 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi; ardından mevcut 6284 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun sözleşmedeki hükümlere uygun olarak hazırlandı.

11 ülke geçiremedi

İstanbul Sözleşmesi, imzaya açıldığı günden bugüne 47 ülkenin üye olduğu Avrupa Konseyi’nde yalnızca Rusya ve Azerbaycan tarafından imzalanmadı. İngiltere, Macaristan, Bulgaristan, Litvanya, Çekya, Slovakya, Letonya, Moldova, Ukrayna, Ermenistan ve Lihtenştayn ise imza koyduğu halde sözleşmeyi parlamentolarından geçiremedi. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 34 ülkenin parlamentoları ise sözleşme hükümlerine bağlı kalacağı taahhüdüyle düzenlemeye vize verdi. İstanbul Sözleşmesi’nin “çekinceler” başlıklı 78. maddesi, devletlerin sözleşmeyi imza aşamasında yalnızca “devlet tazminatı”, “yargı yetkisi”, “re’sen yargılama” “zaman aşımı” ve “eşten bağımsız oturma izni” başlıklarına çekince koyabilmesine imkan tanıyor. İstenildiği zaman bildirim yoluyla tamamen veya kısmen kaldırılabileceği düzenlenen çekinceler için de 5 yıl geçerlilik süresi bulunuyor.

Haberin Devamı

Çekilen ülke yok

Bu kapsamda aralarında Fransa, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Hırvatistan, Polonya, İsveç’in de bulunduğu 19 ülke, sözleşmenin söz konusu başlıklarından en az birine çekince koydu. Ancak Türkiye, İspanya, Norveç, Hollanda, İtalya, Belçika ve Avusturya gibi 15 ülke, anlaşmayı “çekincesiz” imzalamayı tercih etti. Bugüne kadar yürürlüğe girdiği ülkelerden herhangi biri sözleşmeden çekilme kararı almadı. Ancak sözleşme, halen Hırvatistan ve Polonya’da AK Parti yetkili kurullarında dile getirilen tezlere benzer şekilde “geleneksel aile yapısını zarara uğratacağı”, “eşcinsel evliliklerin yolunu açacağı”, “eşcinselliği normalleştireceği” iddialarıyla muhafazakâr partiler ile aşırı sağcı grupların hedefi halinde.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce de birkaç kez gündeme getirdiği ancak son MYK’da talimat verdiği “İstanbul Sözleşmesi”nden çekilme çalışmasının geri planında, sözleşmenin “toplumsal cinsiyet”, “cinsel yönelim” ve “kadının beyanına” yönelik hükümlerinin kamuoyunda tartışma yarattığı iddiası bulunuyor.

Türkiye çekince koyamaz

Sözleşme hükümlerine göre Türkiye’nin herhangi bir maddeye, sözleşme yürürlükteyken çekince koyma hakkı bulunmuyor. Zaten Türkiye’nin itiraz ettiği maddeler için de sözleşmede özel hükümle “çekince” yasağı bulunuyor. Bu durumda Türkiye için ya sözleşmeden tamamen çekilme ya da sözleşmeye tüm hükümleriyle devam etme seçenekleri öne çıkıyor. AK Parti’nin masasındaki “sözleşme hükümlerini değiştirmeyen ancak belli maddelerini anlamlandırma ve uygulama konusunda açıklama” içeren tek taraflı “yorum beyanı” yönteminin ise sözleşmeye taraf ülkeler ve Avrupa Konseyi’nde kabul görmeme ihtimali bulunuyor.

Revizesi Avrupa Konseyi kararına bağlı

Haberin Devamı

Kanun hükmündeki uluslararası sözleşmeler, anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşınamıyor. Çıkarılacak ayrı bir kanunla üzerinde değişiklik yapılması da mümkün olmayan sözleşmenin revize edilmesi ancak Avrupa Konseyi’nin kararına bağlı.