‘Altın gibi değerli’

ÖZEL RÖPORTAJ - FUAT ERCAN / FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA?ALKAÇ

Çok değil, bundan 4 ay kadar önce Londra’daki o muhteşem 1500 metre finalini izlerken yüreğimizin sık sık yer değiştirerek ağzımıza geldiğini ve heyecandan titrediğimizi hatırlamayan yok gibidir..
Alışık olmadığımız bir tabloydu Londra Olimpiyat Stadı’nda yaşanan ve milyonları ekran başına toplayan....
Avrupa Şampiyonası’nda finişe birlikte girerek Türkiye’ye “çifte mutluluk” yaşatan Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut bu kez hayalini bile kurmakta zorlandığımız bir olimpiyat finalinde ay-yıldızlı formalarıyla “gurur anıtı” gibi yan yana gelmişlerdi.
Ve beklenen an geldi, start verildi... Belki pistte onlar vardı ama, bir ülkeydi 1500 metre boyunca koşan, hatta son metreleri kilometreleri bulan...
Tarihi bir finiş oldu, Türkiye gözyaşlarına boğuldu... Aslı Çakır Alptekin bir hasreti noktalayıp atletizmdeki ilk “olimpiyat altını”na ulaşırken, Gamze Bulut “gümüş madalyalı” zaferiyle gönüllere taht kurup, onur ve gurur sembolü oldular.
MİLLİYET okurları işte bu rüya finalin “başkahramanı”, Londra 2012’nin rüzgâr kızı, olimpiyat pistinin ilk altın madalyalı gururu Aslı Çakır Alptekin’i adeta oy yağmuruna tutarak 59 yıllık klasiğin “son kraliçesi” olarak kürsünün zirvesine taşıdı.
“Olimpiyat altını kadar değerli, muhteşem bir ödül” oldu ilk sözleri... Yeni yıla hediyelerin en büyüğü ile girdiğini, kendisini bu onurlu unvana layık gören Türk halkına bir kez daha borçlandığını dile getirdi ve “Milliyet gibi saygın ve geleneği olan bir gazetede halkımızın oylarıyla yılın sporcusu seçilmek hayatıma farklı bir anlam kattı. Yeni başarılar beklentisinin mesajı olduğunu biliyor, 2013’de de madalya sözü veriyorum” dedi.

Rakiplerin gözü korktu
“Dünya, Avrupa ve Olimpiyat madalyalarını aynı sezona sığdırmak kaç sporcuya nasip olur. İşte ben böyle rüya gibi bir yıl yaşadım” diyor ve kısaca özetliyor muhteşem sezonu: “İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda ilk hedefime ulaştım. Evet madalyanın rengi belki bronz oldu ama ben, rakiplerim için kâbus olacağımın ilk sinyalini orada verdim. Helsinki’de yapılan Avrupa Şampiyonası’nda piste müthiş bir rahatlık içinde çıktım. Gamze ile birlikte finişe ilk sırada girerken kendime olan güvenim bir kat daha arttı.
İşte Londra’daki 1500 finalinde en büyük avantajım bu iki yarışta kazandığım özgüven ve inanç oldu. Aralarında mesafenin dünyaca ünlü isimleri de olan rakiplerimin göz göze geldiğimizde benden korktuklarını hissettim. Sonrasını herkes biliyor.
Manevi desteklerini ve dualarını her yarışta duyarak hissettiğimiz halkımızın beklentilerini boş çıkarmadık ve yine Gamze’yle Avrupa finalinde olduğu gibi tarihe geçecek bir finiş yaptık.”

“Hayatım değişti”
Şampiyon atlet olimpiyat başarısının ardından hayatında yepyeni bir sayfanın açıldığı ve duygusal anların daha yoğun şekilde yaşandığı bir döneme girdiğini belirterek, “Hayatımda ilginç sahneler oluyor. Yolda yürürken ya da alışveriş merkezinde genelde yanıma yaklaşıp, “O sen misin? “ diye soruyorlar.. Gülerek “O kim?” dediğimde “olimpiyatta istiklal marşımızı söyleten kız” yanıtı veriyorlar. Olimpiyat şampiyonluğunun en güzel ve doyumsuz tarafı bu anlar. Bir çok okula davete gidiyoruz. İstatistikler özellikle atletizmde ilginin rekor seviyelere ulaştığını ve kayıt patlaması yaşandığını gösteriyor. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde gençlik spor okullarına başvurular en çok atletizmde olmuş. Bunlar çok mutlu edici gelişmeler. Onlara çok güzel bir örnek olduk. Yapabileceklerine ve başarabileceklerine inanmalarını sağladık” diye konuşuyor.

Teşekkür borcu!

Olimpiyat şampiyonluğu gibi zor bir hedefe ulaştığı için ön planda yer aldığını ancak bu başarının arkasında çok daha önemli bir ekibin yer aldığını belirten Aslı Çakır Alptekin, bu isimlere teşekkürü kazanacağı madalyalarla edeceğini belirterek şöyle konuşuyor:
“Katıldığım her platformda gururla söylediğim ve yanımda olmalarından büyük güç duyduğum bir ekibim var. İlk öncelik eşim ve antrenörüm, iyi-kötü günümdeki en büyük destekçim İhsan Alptekin.
En büyük teşekkürü ona borçluyum. Yoğun bir tempo içinde geçen çalışma döneminde bana her türlü anlayışı gösteren ve hayatımı kolaylaştıran ailem ikinci sırada. Ayrıca bir dediğimi iki etmeyen kulübüm Üsküdar Belediyesi ve manevi babam olarak gördüğüm kulüp başkanımız Mecit Çetinkaya çok özel kişiler. Bunun yanı sıra Federasyon başkanımız ve çalışan personel, genel müdürlük, spor bakanlığı ve sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan maddi manevi destekleriyle başarılarımda çok önemli rol oynayan önemli kişiler.”

Duygusal anlar

Aslı Çakır Alptekin, elde ettiği başarının önemini Londra dönüşü İstanbul’a ayak bastığında çok daha iyi anladığını, bunda da yaşadığı olayın büyük etkisi olduğunu vurgulayarak, “Olimpiyat sonrası havaalanına karşılamaya gelenler arasında bir anne-kız vardı. Anne, yanıma yaklaştı ve “Kadıköy’den geliyoruz. Kızımla birlikte size sarılabilmek için 4 araç değiştirerek buraya ulaşabildik. Ekran başında bizi mutluluktan ağlattınız. Allah da var olduğunuz sürece sizi mutlu etsin” diyerek sarılıp tekrar ağlamaya başladı. Tabi dayanamayıp ben de ağladım. O anki duygularımı anlatabilecek bir kelime olduğunu sanmıyorum. İşte o an evet ben ülkem için iyi bir iş yapmışım hissine kapıldım, mutluluğunu yaşadım” sözleriyle anlattı.

2013 hedefi

Milli atlet 2013 yılında kendisini çok ciddi sınavların beklediğini söyleyerek, “Mersin’de yapılacak Akdeniz Oyunları ve Dünya Atletizm Şampiyonası bu senenin en önemli yarışları. Olimpiyat şampiyonu bir atlet olarak öncellikle ülkemizde yapılacak bir organizasyonda beklentileri karşılamak ve Mersin’de altın madalya kazanmak istiyorum. Moskova’da yapılacak Dünya Atletizm Şampiyonası ise sezon hedeflerim arasındaki en zorlu yarış olacak. Ayrıca Diamond Lig’in bütün yarışlarına katılmayı ve tecrübemi artırarak kendimi daha da geliştirmeyi düşünüyorum. Sezon dışındaki en büyük hedefim ise elbette sporcu olarak belki de son kez koşacağım 2016 Rio de Janerio olimpiyatı olacak.”

Yeni yıl mesajı

Şampiyon atlet röportajı noktalarken bir kez daha kendisini bu onurlu unvana layık gören Türk halkına ve Milliyet okurlarına teşekkür ettiğini belirterek, “Yeni yılda birlikte nice şampiyonluklar ve mutluluklar yaşamayı diliyor, bu anlamlı unvanın nice Aslı’lar, Gamze’ler ve Nevin’ler çıkmasında itici güç olmasını yürekten istiyorum” sözleriyle tamamladı.

YILIN?SPOR?ADAMI

ÜNAL?AYSAL

Cesaret ve güç verici

Milliyet okurları tarafından Yılın Spor Adamı seçilen Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, emeklerinin toplum tarafından takdir edilmesinin kendisine cesaret ve güç verdiğini söyledi.
Aysal, “Milliyet Gazetesi’ne de bu güzel organizasyonu için teşekkür ederim. Omuzlarımızdaki yükün daha da ağırlaştığının farkındayım. Sportif başarıda süreklilik vizyonumuzda var. Bu da demek oluyor ki her sene böylesine anlamlı ödüle aday gösterileceğim. Tabii bizim için önemli olan Avrupa’da elde edeceğimiz başarılar. Bunun için elimizi taşın altına koyduk” dedi.
Okurların sadece futbol değil amatör branşlardaki çalışmalar nedeniyle de kendisine oy verdiğini düşündüğünü söyleyen Aysal, “Hizmet yarışımız tüm hızıyla devam edecek. Bunun sözünü veriyorum” diye konuştu.

YILIN?FUTBOLCUSU

SELÇUK?İNAN

Büyük gurur duydum

Yılın futbolcusu ödülüne layık görülen Galatasaraylı Selçuk İnan ise tüm okurlara teşekkür etti.
Milli oyuncu, “Böyle anlamlı bir ödülü almak gurur verici. Umarım önümüzdeki yıllarda hem takımım hem ben başarılı olup yine bu ödüle ulaşabiliriz. Bu yıl Avrupa’da da sahne almaya başladık. İnşallah geçen yılki başarıları daha da yukarılara taşırız. 1.5 yıl önce kurulan bir takım için elde ettiğimiz sonuçlar takdiri hak ediyor. Bu istikrarı devam ettirirsek, Türkiye’ye nice başarılar yaşatmak arzusundayız” ifadelelerini kullandı.