Basaksehir Başakşehir'i herkes sevecek

Başakşehir'i herkes sevecek

25.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

A Milli Takım’dan ayrıldıktan sonra 11 ay görev almadım, ligimizi ve uluslararası ligleri dışarıdan gözlemledim. İstanbul Başakşehir yeni dönemde Süper Lig’in en beğenilen takımlarından biri olacaktır. İlk geldiğim günden daha heyecanlıyım. Geçmişte elde edilen başarıyı daha da geliştireceğiz.

Başakşehiri herkes sevecek

Tarih 17 Kasım 2011... A Milli Takım’ın başına geçmek için 6 yıldır görev yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan ayrılmıştı Abdullah Avcı.
Deneyimli teknik adamın yolu 2.5 yıl sonra ismi “İstanbul Başakşehir” olarak değişen ilk gözağrısıyla yeniden kesişti. Vefa’dan eski kaptanım “Abdullah ağabey” ile Langa’daki antrenman sahalarında buluştuk. Keyifli sohbette bugünü ve umutla baktığı geleceğe dair her şeyi konuştuk...
Röportajımıza, “İstanbul Büyükşehir Belediyespor herkesin sevdiği, takdir ettiği bir takımdı. İstanbul Başakşehir de bunu başarabilecek mi?” diye sorarak başladık, iddialı bir yanıt aldık:

‘İyi transferler yaptık’
“İstanbul Başakşehir, Süper Lig’in en beğenilen ve sevilen takımlarından biri olacaktır. Geçmişte elde edilen başarıyı daha da geliştireceğiz. A Milli Takım’dan ayrıldıktan sonra 11 ay görev almadım. Bu süreçte uluslararası liglerle, bizim ligimiz arasındaki farkları gözlemleme şansım oldu. Büyükşehir Belediye geçmişte sevimli, iyi futbol oynayan bir takımdı ama bugün dışarıdan baktığımda bazı eksiklerin olduğunu görüyorum. O dönemdeki Abdullah Avcı’yı da bugüne göre eksik buluyorum. Bundan sonra ben de takımım da değişerek, gelişerek ve dönüşerek büyümeliyiz. Savunmada ve hücumda beraber oynayan, kompakt bir takım oluşturmaya çalışacağım. Oyuncu çeşitliliği anlamında iyi bir kadroya sahibiz. Biz bunu yaparken centilmen kimliğimizden de ödün vermeyeceğiz.”
Sessiz, sedasız önemli transferler yaptı Başakşehir. Semih Şentürk, Ufuk Ceylan, Volkan Babacan, Jeremy Perbet, Uğur Uçar, Ferhat Öztorun, Cihan Yıldız, Alexandru Epureanu ve Rajko Rotman’ı kadrosuna kattı. Abdullah Avcı ince eleyip, sık dokuyarak takımı takviye ettiklerini anlatırken, oyuncularıyla ilgili bilgiler aktardı:

“Şimdiye kadar 2’si kaleci 9 transfer yaptık. Volkan Babacan genç milli takımlardan itibaren birlikte çalıştığım yetenekli bir kaleci. Galatasaray’dan 1986 doğumlu Ufuk Ceylan’ı kadromuza kattık. Allah bir sakatlık vermezse 6-7 sene kaleci sorunu yaşamayız. Uğur Uçar ve Ferhat Öztorun, Galatasaray’dan hem de genç milli takımlardan tanıdığım oyuncular. Borussia Dortmund’un U-19 takımından 19 yaşındaki Cihan Yıldız’la 4 senelik sözleşme yaptık. Performansı gayet iyi. Büyük beklentimiz var. Gelişim sürecini doğru planlamalıyız. Yatırım amaçlı bir transfer aynı zamanda. Çok önemli bir orta saha oyuncusu olmaya aday. Yabancı transferinde oyun felsefemize ve bütçemize uygun isimleri seçtik. Epureanu’yu Anzi’den aldık. 28 yaşında, Moldova’nın kaptanı. Stoperin yanı sıra orta sahada da görev yapabiliyor. Türkiye ligi çok iyi bir futbolcu izleyecek. Rotman’ı, Slovenya liginden aldık. Milli takımının orta alanında da oynayan, 25 yaşında iyi bir takım oyuncusu. Perbet’i, Villarreal’den aldık. Çok önemli bir golcü. İki sene önce Belçika’da gol kralı olmuştu. Villarreal’de de önemli işler yaptı. Oyun felsefemize son derece uygun.”

Abdullah Avcı uzun yıllar uyum içinde çalıştığı İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın, teknik adamlık kariyerindeki rolü ve yönetim anlayışıyla ilgili önemli detayları da bizimle paylaştı. Gümüşdağ ile U-17 Milli Takımımızı çalıştırdığı dönemde tanıştıklarını dile getiren tecrübeli hoca şunları söyledi:

Haberin Devamı

Başakşehiri herkes sevecek


‘Başkan özel bir insan’
“Her şeyden önce Allah herkese onun gibi bir insanla çalışmayı nasip etsin. Ben genç milli takımlarda çalışırken, kimsenin tanımadığı, büyük imkanlar sunmadığı bir teknik adamken, U-17 takımının başında kafile başkanı olarak Avrupa’ya maça gelmişti. Biz Avrupa Şampiyonu olurken beni iyi gözlemledi, karşılıklı saygı içinde dostluğumuz ilerledi. U-17 Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonu ve Dünya 4.’sü olunca ben de tanınmaya başladım, teklifler de aldım. Ancak Göksel Gümüşdağ başkanın önüme koyduğu perspektif ve güven benim için çok önemliydi. Büyükşehir Belediyespor’da 6 sene birlikte çalıştık. Kolay değil, 6 yılda her şey iyi gitmedi, dalgalanmalar yaşadık. Fakat başkan her zaman bize inanılmaz destek verdi. Bir grup yönetici profili vardır, işin içine çok fazla girerler. Bir grup yönetici profili de vardır, işi yönetirler. Göksel Başkan bu anlamda çok iyi bir yöneticidir. Kendisiyle aynı zamanda aile dostuyuz. Ölünceye kadar dost kalacağım bir insan. Kendisi bana ikinci kez teklif yaptığında kulübün şartlarını ve projelerini anlattı. Ben de, ‘Her şartta çalışırız” dedim ve yeniden buluştuk. Göksel Gümüşdağ vizyonu son derece geniş, yönetim kuruluyla birlikte takıma her zaman sahip çıkan bir başkandır. Bu da takım olarak bizim sorumluluğumuzu daha da artırıyor.”
Başarılı hoca, İstanbul Başakşehir’in örnek olması için özel bir çaba harcadıklarının da altını çizdi. Avcı, “2006’da ilk geldiğim gün heyecanlıydım, bazı şeyleri kanıtlamak istiyordum. Fakat ikinci gelişimde daha heyecanlıyım. Geçmişte başardıklarımızın daha fazlasını yapmak için çok istekliyiz. Büyürken, gelişirken, değişirken aynı zamanda Türkiye’ye örnek olmak istiyoruz. Göksel Gümüşdağ ve yönetimle birlikte bunu başarabiliriz. Eğer olmazsa başka yerlerde olabilecek gibi de pek fazla görünmüyor. Umarım doğru örnek oluruz” dedi.

Haberin Devamı

‘O Hollanda finali kaçırdı’

“2014 Dünya Kupası elemelerinde ilk maçımızı Hollanda ile deplasmanda oynamıştık. İyi futbol oynamamıza, rakipten daha fazla pozisyona girmemize rağmen kaybetmiştik. O günlerde, ‘Şu Hollanda takımını yenemediniz’ diye bizi eleştirmişlerdi. Van Gaal’in başında olduğu o Hollanda son Dünya Kupası’nda finali penaltılarla kaçırdı. Ardından Brezilya’yı yenerek Dünya 3.’sü oldu. Biz hazırlık dönemini çok iyi geçirmemize rağmen 2014 elemelerinde istediğimiz saha sonuçlarını elde edemedik. 20 Ağustos 2013’te istifa ettim. Aslında üç ay önce bırakma kararı almıştım ama devam etmem istenmişti. Daha sonra Milli Takım’a, kendime ve ekibime zarar vermemek için istifa ettim. Türk futbolunun sorunu, A Milli Takım değildir. TFF Riva Hasan Doğan Tesisleri’nin temeli atılırken, ‘burada hem futbolcu hem de antrenör yetiştirmeliyiz’ demiştim. Biz bugün 25 yaşına kadar uluslararası turnuva oynamamış oyuncuları alıyoruz, en tepelere koyuyoruz, büyük başarılar bekliyoruz. Örneğin Tomas Müller 1989 doğumlu ama 3 tane büyük turnuva oynadı. Bunları iyi düşünmek lazım.”

Haberin Devamı

‘Bence Mehmet Topal’

“Geçtiğimiz sezonun en değerli oyuncusu Caner Erkin olarak gösteriliyor. Bence de Fenerbahçe’ye özellikle ofansif anlamda büyük katkılar yaptı. Eski bir oyuncum olması nedeniyle gurur da duydum. Fakat bence sezonun oyuncusu Mehmet Topal’dır. Onu ayrı bir yere koyuyorum. Mehmet’i A Milli Takım’da oynattığımda eleştiri almıştım. Ama Mehmet sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da kendi bölgesinin en önemli futbolcuları arasında yer alıyor. Geçen sezon çok doğru oyunlar oynadı. Bizde hep topun oynandığı yerdeki aksiyonlara bakılır. Top rakibe geçtiğinde savunma ve orta saha nasıl pozisyon alıyor, kimler hangi görevleri üstleniyor çok bakılmaz.
Mehmet bu anlamda çok iyi bir sezon geçirdi. O büyük ayaklarıyla açıkları hep kapattı, defansif anlamda takımına büyük katkı sağladı. Mehmet’in formu ve kalitesi bu kadar yüksek olmasaydı Fenerbahçe çok büyük sorunlar yaşardı. Bana göre bilgisayarın ana işlemcisi gibiydi. Karakterinden bahsetmeme ise zaten gerek yok. Topal’ın yanı sıra dönem dönem şans bulsa da profesyonellikten ödün vermeyen Bekir İrtegün’ün de önemli bir takım oyuncusu olduğunu düşünüyorum.”

Haberin Devamı

‘F.Bahçe şanslı’

Haberin Devamı

“Süper Lig’de son birkaç sezona baktığımızda şampiyonluk yarışının ağırlıklı olarak Galatasaray ile Fenerbahçe arasında geçtiğini görüyoruz. Fenerbahçe oturmuş kadrosu, takıma yapılan doğru dokunuşları ve moralli yapısıyla şampiyonluk yarışında belki biraz daha şanslı kabul edilebilir. Galatasaray’ın bir sezonda 3 teknik adamla çalışması ve transferde yaşanan sirkülasyon dezavantaj oluşturabilir. Beşiktaş son dönemde 1992-93 doğumlu genç futbolculara doğru yatırımlar yapıyor. Geçen sezon ligi 3. bitirdi belki yeni sezonda daha önde olabilirler. Stadın devreye girmesiyle birlikte daha iddialı bir takım haline geleceklerdir.”

Başakşehiri herkes sevecek

‘Yeni stadımız inanılmaz’

Stat projesinin temellerini 2006’da atmıştık. Almanya’daki tesislere benzer bir proje gerçekleştirdik. Stadımız antrenman tesisleriyle, bürolarıyla, kamp yerleriyle çok güzel oldu. Zamanla önemli bir taraftar grubuna sahip olacağımıza inanıyorum

Abdullah Avcı yarın akşam Başbakan Erdoğan tarafından törenle açılacak Başakşehir Stadı’nın, Alman modeline uygun çok güzel bir tesis olduğunu söyledi. Hayallerini kurduğu bir projenin içinde yer aldığını ifade eden Avcı, “Teknik adamlığa başladığım günden beri hayallerimi gerçekleştirebileceğim böyle bir kulüpte çalışmayı istemiştim. Evimiz gibi hissedeceğimiz, üreteceğimiz ve gelişebileceğimiz bir ortamda olmakla ilgiliydi bu proje. Stat ve tesis projesinin temelleri ilk olarak 2006-2007’de atıldı. Daha sonra adım adım hayata geçti ve gerçekleşti. Bugün bu projenin içinde yer almak beni son derece mutlu ediyor. Yeni stadımız lokasyon olarak inanılmaz güzel bir yerde. 17 bin 800 kapasiteli.
Türkiye’nin en güzel, en kompakt, en modern, neresinde oturursanız oturun bütün sahayı gayet güzel bir şekilde görebileceğiniz bir stat. Soyunma odalarıyla, ısınma odalarıyla, basın tribünüyle, VIP bölümüyle son derece keyifli bir stadımız var artık. Stadın ve tesislerin olması çok önemli ama yeterli değil. Benim de çok sık gittiğim Almanya’daki stat ve tesis projelerine benzer bir proje gerçekleştirdik. Stadımız antrenman tesisleriyle, bürolarıyla, kamp yerleriyle çok keyifli bir proje oldu. Ağustos’un 15-20’si gibi yeni stat ve tesislere taşınacağız” ifadelerini kullandı.
Tecrübeli teknik direktör, Başakşehir’de önemli bir taraftar grubuna sahip olabileceklerini dile getirdi. Avcı şöyle devam etti:

“Zamanla seyirci grubumuz büyüyecektir. Kısa süre önce yeni tesislerde bir antrenman yaptık. Ligdeki maçlarda karşılaşmadığımız yaklaşık 500 kişilik bir taraftar grubu çalışmamızı izledi. Başakşehir 500 bin nüfuslu büyük bir ilçe. Stat ve tesislerin bulunduğu bölge, insanlar için artık bir yaşam alanı haline geldi. Son dönemde ülkemizde çok güzel statlar yapılıyor. Bizim stadımız da doğru örneklerden biri oldu. İstanbul’un, milli takımlarımızın böyle bir stada ihtiyacı vardı. Özellikle genç milli takımlarımızın burayı kullanabileceğini düşünüyorum. Burası aynı zamanda onların. Tesislerimizde Türk gençlerine doğru yatırımlar yapacağız. Sonuç almak için uygulama ve denetleme de olacak. A takıma çıkabilecek veya başka şekillerde değerlendirmemiz gereken oyuncuları da buradan bulacağız.”

‘Serbest olmamalı’
“Biz zaten oyuncu havuzu dar olan bir ülkeyiz. Hâlâ yabancı statüsü tartışılıyor. Yerli-yabancı rekabetini sağlarsak oyuncu sayısını artırabiliriz. Siz 5 tane Gökhan Gönül, Caner Erkin, Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Hamit Altıntop, Emre Belözoğlu çıkarabilir misiniz? Siz iki tane Caner Erkin’e sahipseniz örneğin gidip de dışarıdan oyuncu almazsınız. Ama siz yerliye yatırım yapmazsanız, yabancı oyuncuyu tamamen serbest bırakırsanız neyi gerçekleştireceksiniz? Sadece fiyat mıdır bu! Bir şeyi satın almakla her şeyi halledemezsiniz. Biz insan bilgisine, kalitesine yatırım yapmalıyız.”

‘Semih beni şaşırttı’

“Semih Şentürk ligimizin en önemli golcülerinden biri. Onu anlatmaya gerek yok. 31 yaşında ve çok iştahlı durumda. Antrenman temposunun ve isteğinin bu kadar yüksek olmasını beklemiyordum. Son derece iyi çalışıyor. Rekabet ortamı içinde çok önemli işler yapacaktır. Semih, Perbet, Mehmet Batdal ve İbrahim Yılmaz gibi dört tane birbirine yakın forvetimiz var. Aralarında çok güzel bir rekabet olacağına inanıyorum. Takımımıza bir yerli bir yabancı iki tane daha transfer yapmayı düşünüyoruz. Orta saha ve savunmaya birer oyuncu alma düşüncemiz var. Bunu başarırsak 2-3 sezon transfere hiç girmeden yola devam edebiliriz.”

‘Ben Almanya’yı beş senedir söylüyorum’

“Önceki senelerde Almanya’dan oyuncu aldığımız zaman veya gurbetçi arkadaşlarımızı Milli Takım’a davet ettiğimde bir takım eleştiriler almıştım. Daha sonra Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş bu oyuncuları transfer ettiklerinde aynı oyuncular çok büyük transferler oldular. Bugün Türkiye liginin yüzde 55’i yabancı oyunculardan oluşurken, yüzde 15’i Almanya’dan gelen oyunculardan oluşuyor. Türkiye’den çıkan oyuncusu sayısı da yüzde 30’lar düzeyinde. Bizde böyle bir istatistik var. Almanya özellikle 2004’te yaptığı yatırımların meyvelerini topluyor. Önceki yıllarda da turnuvalara sürekli katıldılar. Çeyrek finallerde, yarı finallerde, finallerde hep onlar vardı. Bunu yeterli görmeyip eğitime bir tık daha yatırım yaptılar. 10 yıl sonra da Dünya Şampiyonu oldular. Burada elit akademi ligine yapılan yatırımların büyük payı var. Bundesliga bence dünyanın en önemli ligi. Ritmi, temposu, taktiksel oyunları açısından bana göre 1 numara. Bundesliga’da forma giyen oyuncuların yüzde 55’ini elit akademi liglerinde yetişenler oluşturuyor. Bu çok net bir resimdir. Bugün hâlâ medyada, ‘Almanya ne yapıyor’ deniyor. Ben bunu 5 yıldır söylüyorum. Biz sadece konuşuyoruz ve zaman tünelinde kalıyoruz. Uygulama ve denetlemeyle ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Umarım zamanı daraltırız.”

Yazarlar